''If you want the rainbow, you have to deal with the rain''
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

7 Aralık 2019 Cumartesi

İzledim: When The Camellia Blooms

Hotel Del Luna'dan sonra çıta kesin düşer derken böyle bir diziye denk gelmek nasıl bir şanstır?


İlk defa bir dizinin konusunu uzun uzun anlatmak istemiyorum burda. 

Bir kadının kendi kendine de bütün zorlukların üzerinden kalkabileceğini anlatan ve tüm kadınlara umut olabilecek mükemmel bir dizi demek istiyorum sadece.

"Her şey mi bir insanın başına gelir?" hikayesi.


Başrolde en sevdiğim kadın oyuncu, iki gözümün çiçeği Gong Hyo Jin vardı. Her zaman çok iyidir ama burda canlandırdığı karakterden midir, senaryodan mıdır bilemiyorum ama patladı gitti diyebilirim. Koca diziyi omuzlarına aldı, sırtlandı ve götürdü. Mükemmel bir oyunculuk sergiledi gerçekten.

Tabii ki bütün övgüleri Gong Hyo Jin e yağdırmak doğru olmaz. Büyük bir kısmını da canlandırdığı karakter Dong Baek hakediyor. Dong Baek, diziye adını veren kamelya çiçeği anlamına geliyor. Gerçekten de çiçek gibi bir karakterdi. Hani ben güçlü kadınları izlemek istiyorum, yok efendim ben narin ve kırılgan kadınları izlemek istiyorum diyenler olur ya, hiçbirisi değil, benim izlemek istediğim kadın profili tam da bu!!!

Kırılgan, hassas ama sevdikleri söz konusu olunca içinden 1000 kaplan gücünde bir kadın çıkan, her koşulda ayakta kalmayı ve güçlü durmayı becerebilen ama aynı zamanda dayanacak bir omuz, kendisini sevecek bir insan da arayan o narin ama kırılgan olmayan kadın... Dong Baek, kendisini izleyen binlerce kadına umut olabilecek, "siz de yapabilirsiniz, tüm belaları alt edebilirsiniz, kendinize inanın!" mesajını veren mükemmel bir kadındı!


Tüm bu mükemmel özelliklerinin yanında -ki yarısı bende olsa ne ala- benim Dong Baek'de en bayıldığım şeylerden birisi de moda anlayışıydı. Dizi boyunca tammmmm benim tarzım giyindi her kıyafetini almak istedim.


Kıyafetlerinin doğallığı, fresh ve naturel tarzı beni benden aldı. Ayrıca masum ve iyi kalpli kasabada yaşayan Dong Beak'le de mükemmel uyuşmuştu.


Başrolde Yong Sik rolünde Kang Ha Neul vardı. Tabii esasen Gong Hyo Jin diziyi tek başına götürdüğü, hemen hemen tüm sahnelerde olduğu ve tüm dizi onun karakteri üzerine kurgulandığı için o tek başına başrol olmuş ve Kang Ha Neul dahil hemen herkes yanrol olmuştu orası da ayrı. 

Kang Ha Neul benim şahsen bayıldığım bir aktör olmasa da  bu dizide tüm yeteneklerini ortaya koymuş diyebilirim. Aşırı iyi kalpli, yumuşak huylu, yardımsever ama aynı zamanda da yeri gelince sert, koruyucu, güvenilir ve sevgi dolu Yong Sik mükemmel bir adamdı ve Kang Ha Neul içinde bir parça da komedi barındıran bu karakteri çok güzel canlandırdı.


Özellikle Dong Beak için üzüldüğünde yada karşılıklı Dong Baek ile birlikte ağladıkları sahneler çok tatlıydı. Yavru köpeğe dönmüş hallerini ilk defa gördüm ve gerçekten bayıldım. Bundan sonra benim aklımda sulugöz-yavru köpek olarak kalacak Kang Ha Neul'ın imajı ve yanlış anlamayaın ama bu güzel bişey^^


Ayrıca diziyi Gong Hyo Jin götürdü desem de komedide ve sevimlilikte baş tacıydı. Yong Sik'in cazibesinin tadına bakmanız için şu kısa video yu koyuyorum da gününüz şenlensin^^


Çift olarak gerçekten çoooook enteresandı. Bu karakterin başında bin bela olan, küçük bir kasabada gözler üzerine yaşamaya çalışan çocuklu bir bekar anne olduğunu düşünürsek, dünyanın en mıçmıç çiftiydi diyemem. Ama ona rağmen öyle masum, öyle güzel bir duygu geçti ki bana tarifi çok zor. 

Her ne kadar Yong Sik dertsiz başına dert aldıysa da Dong Baek'e aşık olarak, imkansızlıklar içinde yaşayan bir kadın için tanrının gönderdiği bir mucize gibi oldu. 
Yong Sik gerçek bir mucizeydi sanırım. 
Bir kadının mucizesiyle yaşadığı aşk nasıl güzel olmayabilir ki?


İkinci erkek olan Kang Jong Ryul rolünde ise Kim Ji Seok vardı. Benim şahsen çok seksi bulduğum bir oyuncu ve beklediğimden daha az rolü vardı. Aşk üçgeninin, kıskançlıkların biraz zorlamasını istedim ama bu benim şahsi romantik komedi manyaklığımın bi beklentisi. Zaten Jong Ryul da Dong Baek'in hayatındaki bikaç şanstan birisiydi ve zorlamadı, tadında bıraktı.


Dizinin çok tatlı bir yan kadrosu vardı. Mahallenin ajummaları inanılmaz samimi bir atmosfer yarattı izlerken. Ayrıca romantik komedi-polisiye olan konuya kenarından da mükemmel bir komedi serpiştirmesi yaptılar ki bu sayede dizi tadından yenmedi.


Dizinin türü beni çok şaşırttı açıkçası. Çok sıradan bir şekilde, çocuklu bekar bir kadının kasabalı bir adama aşık olması ve o sırada çocuğunun babasının ortaya çıkmasıyla aşk üçgeninin oluşması gibi sıradan bir romantik komedi dizisi oluşacakken diziye mükemmel bir twist katılmış ve birden bire romantik komedi/polisiye olmuş. Sonra da esprili kasabalı halk sayesinde bir tutam da komedi gelince enteresan ama kusursuz bir romantik komedi/polisiye/komedi dizisi çıkmış ortaya. Şaşırarak ve büyük bir beğeniyle izledim her bölümü gerçekten.


Her bölümün başında ve sonunda gösterilen gelecek yada geçmişten sahneleri çok beğendim. Cinayete dair ilk sahneler beni deli gibi merakta bırakırken, karakterlerin davranışlarının sebebini açıklayan son sahneler de hep ya yüzümü gülümsetti yada gözlerimi doldurdu. Çok güzel düşünülmüş bir detaydı.


Tüm karakterler, tepkiler o kadar gerçekçi ve samimiydi ki, o kasabada yaşıyor gibi hissettim ben de. Mükemmel bir kurgu vardı. İç içe geçmiş olan aşk ve cinayet hikayesi hiç sırıtmadı, aksine meraklandırdı, karakterlerin arasındaki bağı güçlendirdi, mahalleliyi bir aile yaptı. İzlerken çok duygulandım çok etkilendim.


Ve herkese bir şok yaşatacak biliyorum ama dizinin sonunu da boş yere eleştirmeyeceğim. Olabilecek en mükemmel son olmasa da -özellikle Kang Jung Ryul'un sonu- bana verilene tamah edip sesimi çıkarmayacağım^^ Gerçekten güzeldi. En çok da dizinin en sonunda tüm karakterlerin temsil ettiği gerçek insanların gösterilmesini çok sevdim. Restoran işletenler, polisler, öğrenciler, esnaf, doktorlar... Herkes bu dizinin bir parçası gibiydi, ne kadar gerçek bir dizi olduğunu bir kez daha hissettirdi. 

Ve son bölümü, son bölümde olan olayları o kadar severek izledim ki, gözlerim doldu, bir mucizeye şahit olduk dedim. Ama Allahtan gelen değil, insanların kendi emekleriyle var ettiği bir mucizeye.

Bir kez daha 'bu dünya iyi insanların yüzü suyu hürmetine dönüyor' dedirtti dizi bana. İyi insanların çok azaldığını düşünen ve iyiliğe karşı umudu neredeyse yok olmuş bir insan olarak benim bile içimde bir umut yeşillendirdi. 
Gözyaşım:pıt.


Diziyi ne kadar beğendiğimi yeteri kadar anlatamadım bu yazı boyunca ama gerçekten çok beğendim. Bu kadar samimi bir dizi izlemeyeli uzun zaman olmuştu sanırım. 

İstiyorum ki devamlı Kore dizi senaryolarını alıp adapte eden Türk dizi endüstrisi bu diziyi uyarlasın ki bu dizi tüm Türk kadınlarına umut olsun. Kocasından ayrılana, evlenmeden çocuk yapana, şiddet görene, tek başına çocuk bakana, çocuğunu büyütebilmek için sabah akşam demeden çalışana, hasta bakana, bekar bir anne olarak küçük köylerde kasabalarda elalem ne der'i düşünerek yaşamaya çalışana, dışlanana, mahallede adı çıkana, çocuğu var diye tekrar aşık olmak kendine yakıştırılmayıp sonsuza kadar yalnız kalmaya mahkum edilene, diğer insanlar tarafından ezilene, namusuyla çalışmasına rağmen adı lekelenene, tacize uğrayana kısacası her kadına güç olsun, umut olsun! 

Türk kadınının özellikle de böyle bir zamanda Dong Baek gibi bir kadının hayat hikayesini anlatan bir diziye çok ihtiyacı var bence. 

Dong Baek seni çok sevdim. 
Yong Sik sen bir mucize ve bir kadının başına gelebilecek en güzel şeysin.











6 yorum:

  1. Bu diziyi gordum ama izlemedim, merak ettim simdi. Nede guzel yazmissiniz. Yazinizin sonu beni diygulandirdi. Umarim bizde de cekilir bu dizi, ulkemizde kadin olmak cok zor hele cocuklukadin olup yalniz olmak.. O daha da zor..
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir haber spikerinin dediği gibi ülkemizde kadın olmak çok zor ama ölmek çok kolay... gerçekten bekar bir anne olmak çok zor bir şey. bu dizi o kadar güzel o kadar umut verici ki. şiddetle tavsiye ediyorum herkese^^

      Sil
  2. Ben de size bu diziyi önericektim ama zaten izlemissiniz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. izledim, iyi ki izlemişim hatta. gerçekten bu yılın en iyi dizilerinden birisiydi. BA-YIL-DIM!

      Sil
    2. :) zaten başrol aktristimiz kötü
      dizi de oynamaz...konular hep nitelikli ...ama bana biraz dejavu geldi...senaryo degil de oyunculuk ... yani haksızlık etmeyim guzel oynuyor ama biraz tekrar gibi geldi ...thank you da da benzer bir karakterdi sanki.... Instagraminiz var mi bu arada... blog takibi zor ama sizin dizi zevk yorumunuzu cok sevdim takip etmek isterim :)

      Sil
    3. yaa ben öyle tekrar etkisi yaşamadım ama herkeste farklı hissiyat bırakıyor tabii... maalesef böyle dizi film yazdığım bir kore içerikli instagramım yok. ben hala nostaljik eski kafalı blogculardanım^^ az okunmasına rağmen ısrarla yazan, bu blog furyasından kopamayanlardanım. umarım fırsatınız oldukça okurusnuz burayı^^ vaktiniz olduğunda eski yazılarıma da göz atmanızı tavsiye ederim. belki eskilerden güzel bir dizi de gözünüze çarpabilir^^

      Sil

Sen de izledin mi? İzlemedin mi? Peki şimdi izlemeyi düşünüyor musun? Bekliyorum yorumlarını^^