''If you want the rainbow, you have to deal with the rain''
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

25 Şubat 2018 Pazar

İzledim: I'm Not a Robot


İnsanlarla fiziksel temasa geçtiğinde ölüm riski yaşayacak kadar ciddi bir alerjisi olan Kim Min Kyu, insan görünümünde robotlar üreten bir firmadan evinde çalışması için bir robot alır. Firma, son anda robotlarında çıkan bir aksilik sebebiyle geçici olarak, robot gibi davranan Jo Ji A'yı göndererek Kim Min Kyu'yu oyalamaya çalışır. Bu sırada Kim Min Kyu; ömrü boyunca insanlarla paylaşamadığı her şeyi robot sandığı Jo Ji A ile paylaşır.


2017'de üstü üste Rebel, Strongest Deliveryman ve şimdi de I'm Not a Robot... Tam anlamıyla bir Chae Soo Bin zehirlenmesi geçireceğimi düşünmüştüm ama hiç de öyle olmadı!

O kadar tatlıydı ki, sanki bu robotu Chae Soo Bin'den başka kim oynarsa oynasın diziyi bana izletemezlermiş gibi alıştırdı, bağladı kendine. Çok sevdim. Hem karakteri hem de oyuncu olaarak Chae Soo Bin'i.

Bu sene hem bu dizide hem de Rebel: Thief Who Stole the People'da kendisini çok beğendiğim için Strongest Deliveryman'i affediyorum hhihihi^^


Yoo Seung Ho normalde pek de sevdiğim bir oyuncu değil açıkçası. Belki de oynadığı rollerde dolayıdır. Ama arkadaşlar şu tipe bakar mısınız? Bu dizide bu çocuk nasıl sevilmez?

Yani sürekli gülerek baksın bana, evde besleyeyim. Öyle bir tip. Ama böyle erkek erkek bi auradan çok, yavru köpek aurası var o da ayrı ^^ Gerçi ses tonu çok iyi!

Kim Min Kyu 'sonunda empati kurabildiğim bir karater' dedirtti bana. İnsanlara alerjisi olan ve bu yüzden kendi kendine vakit geçirmekten zevk alan bir çocuk. Ahanda ben! Haahahahah....

Robotla insanı ayırt edememesi zekasından bi şüphelendirse de, yılların yalnızlığına veriyorum ve çok seviyorum Kim Min Kyu'yu.


Çift olarak yakışmamaları mümkün mü allaşkına? İkisi de nasıl bebeksi... Vallahi cuk diye tencere kapak olmuşlar. Bundan sonra kimseyle yakıştıramam sanki.

Zaten Rebel'da rol arkadaşı olduktan sonra birisinin bu ikisini aynı anda başrol yapması da boşuna değil heralde di mi? Hem birbirlerine hem de ekrana acayip yakışıyorlar. 


Aji-3 (robotun adı) icat eden ekibe de bayıldım. Kendi içlerinde mükemmel bir mizahi dengeleri vardı ve diziye büyük eğlence kattılar. 

Ayrıca bu gürültücü çatlak ekibin Kim Min Kyuya arkadaş olması, onu yavaş yavaş hayata bağlayıp arkadaşlığın ne olduğunu öğretmesi çok hoşuma gitti. 


Bana kalırsa çoook güzel işlenmiş bi hikaye. Dozunda aşk, komedi ve pek tabii entrika var. 

Ağır dram içermeyen, izlenmesi kolay, insanın yüzünde gülümseme bırakan bir dizi. 


Bu arada diziyi iç rahatlığıyla tavsiye ederken şunu da söylemem lazım. Özellikle Japon dizileri başta olmak üzere; Çin, Kore vb. Uzakdoğu'da robot temalı diziler çok popüler ama şimdiye kadar izlediklerimin arasında ennnnnnn iyisi bu diyebilirim. 

Ama garip bir durum var ki reytingleri Kore'de çok iyi değilmiş. Hatta Yoo Seung Ho "Reytinglerimiz çok iyi olmasa da çalışırken en mutlu olduğum dizi setiydi ve yine de iyi ki yapmışım diyorum." gibi bir açıklama yaptı. Aynı yayın saatinde karşısında hangi dizi vardı bilmiyorum ama kesin ondandır diye düşünüyorum. Başka bir açıklaması olamaz çünkü!!!!







19 Şubat 2018 Pazartesi

İzledim: Bride of the Water God / The Bride of Habaek

Çok olumsuz yorum okudum,çok hevesim kırıldı, çok erteledim. Ama sonunda dayanamayıp bir şans vermek istedim.


Ahhh...


Tanrılar dünyasında kral olmaya hazırlanan Su Tanrısı Habaek'in kral olmadan önce insanlar dünyasında yerine getirmesi gereken bir görevi vardır. Bu sırada tüm soyu tanrılara hizmet etmekle görevli olan Yoon So A'dan da yardım almak zorunda kalır.


Aslına bakarsanız 2017'nin trendine tam olarak uyan, tanrılı büyülü, oldukça fantastik, güzel bir hikaye var ortada. 

Ama senaryo yok! 

Çok güzel bir evren kurulmuş. Ben çok sevdim o 'tanrılar dünyası'nı. Ama hiç bir parça birbiriyle uyuşmuyor, her şey havada kalmış. Senaryodan karakterlere her yerde bir kopukluk var.


Nam Joo Hyuk'u yan rollerken takip ediyordum, ki Weightlifting Kim Bok Joo ve Moon Lovers'dan sonra büyük ümitliydim. Ama sanki rolü anlamamış, kavrayamamış. Mimik ve hareketleri ya çok abartılı yada çok donuk. Resmen çok beğendiğim bir aktöre ilgimi kaybediverdim. Hiç bir duygu aktarımı olmadı bana maalesef.

Bu arada Nam Joo Hyuk'un karakterinin ismi Moon Lovers'da Baek Ah iken burda Ha Baek. Benzerlik hoşuma gitti^^


Shin Se Kyung'a gelince... Kusura bakmasın ama bugüne kadar izlediğim en ablak suratlı aktrislerden birisi. Oyunculuğu da sıfır bence. Yani nasıl oldu bilmiyorum ama bugüne kadar 5-6 tane dizisini izledim ve hiçbirisinde fikrim değişmedi. Hep aynı tip, aynı hareketler, aynı haller... Her dizide aynı karakter sanki. Burda da sevemedim.

İşin kötü yanı, yakın zamanda izleyeceğim bir Shin Se Kyung dizisi daha var. Kadın şansına, devamlı büyük aktörlerle eşleşiyor -_-


Bir çift olarak bahsedecek olursam:

Bireysel olarak ne kadar sevdim ki çift olarak seveyim diyorum.... Ve geçiyorum burayı!


Aslına bakarsanız gerçekten dizide güzel bir şeyler yakalanmaya çalışılmış. Güzel bir hikaye var. Nerden baksanız ortalamanın üzerinde iyi oyuncular var. Böyle sanki Sungkyungkwan Scandal ile Live Up to Your Name arasında bir şey olacakmış ama olamamış.

Arada çok boşluklar var. Taş arama hikayesi, tanrısal bişeyleri kaybetme hikayeleri, bir yarı tanrı-yarı insan problemi, hafızasını kaybeden tanrı gizemi, geçmişteki insan ihaneti, baba hikayesi sonra araya sıkışmaya çalışan aşk hikayeleri... Böyle her şey kesik kesik, bağlantısız, sıkıcı. Hiçbir akıcılık yok dizide. 

Bi Ryeom           Moo Ra                 Ha Baek              Yoon So A                   Hoo Ye


Dizinin en önemli karakterleri bunlar aslında. Ama mantıksız olan veya açıklanmayan çok şey var.
Mesela:

  • İyi bir insan olarak yaşamaya çalışan Hoo Ye'yi zorla kötü yapmaları
  • Hoo Ye, So A'ya aşıkken birden çöpçatan görevine geçmesi
  • Moo Ra'nın kimi sevdiği, ne hissettiği
  • Bi Ryeom'un Moo Ra zaafiyeti
  • İşe yaramayan tanrılar yok olur diye diye Ha Baek'i sıkıştırırken Bi Ryeom, Moo Ra ve diğer ufak tanrıların hiçbiiiiiiir işe yaramadan boş boş dünyada keyif sürmeleri
  • Ayrıca bambaşka bir evrende, herkesin büyük yada küçük tanrı olması, hepsinin özel yeteneklerinin olması, insanlara 'biz tanrıyız' diye böbürlenmeleri ama ne dünya ne de insanlığa dair hiçbir şey bilmeyip hiçbir fayda sağlamamaları. Aynen insanlar gibi sadece kendileri için yaşamaları. 
Hepsi (ve daha fazlası) anlaşılmayan veya havada kalan konulardı. Fazla taktım kafaya gıcık oldum.


Eminim ki çok büyük ümitlerle çekmeye başlamışlardır bu diziyi. Ama sonuç oldukça vasat.

Merakımın kurbanı oldum. Siz olmayın!





11 Şubat 2018 Pazar

İzledim: Because This is My First Life

İzleyeli ve bu yorumu yazalı çok uzun süre oldu ama anca yayınlayabiliyorum... Sıra gelmedi resmen^^


Gelecekten tek beklentisi 'hayatında hiç bir şey olmaması' olan, rayına girmiş monoton hayatından çok memnun Nam Se Hee ile, hayatında hiçbir şeyi henüz yoluna koyamamış ve ilk önce kalacak bir yere ihtiyaç duyan Yoon Ji Ho karşılıklı çıkarlar doğrultusunda birlikte yaşamaya ve anlaşmalı bir evlilik yapmaya karar verirler. Devamını tahmin etmek çok da zor olmasa gerek?

İlgili resim
İnanılmaz ama bu fotoğraf 'güya' bu ikilinin sevgili olduğunun kanıtı olarak çekildi hahhahaha^^
Anlaşmalı evlilik sonrası doğan aşk... Ennnnnn klişe konu aslında, ama nedense severim ben. İşin enteresanı, bu dizi, bu en klişe konuyu olabilecek ennn farklı şekilde işlemesiyle beni çok etkiledi. Yani klişe Kore dizilerinden haz almayan herkes korkmadan izleyebilir bu diziyi.



Jung So Min 2017'nin yükselen yıldızıydı sanırım. Hem bu diziyle hem de My Father is Strange ile çok popüler oldu. Burda role cuk oturmuş diyebilirim. Yoon Ji Ho, hayatına bir düzen vermeye, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan masum bir kız. Jung So Min'i de zaten masum tipler dışında düşünemiyorum.

Ayrıca da Jung So Min'e hep bebek gözüyle bakıyordum ama benden büyükmüş. Çok saygu duydum genlerine. Böyle şanslı doğanlar da var işte -_-

İlgili resim

Lee Min Ki deyince aklıma Monster filmi geliyor. Orda ne kadar hayran kaldığımı anlatmaya kelimeler yetmez, mutlaka izleyin!

Karakteri Nam Se Hee'ye gelince; My Love From Another Star'daki Do Min Joon'la Çin dizisi My Amzing Boyfriend'deki adını hatırlayamadığım başrol arasında kalan bir robotumsuluk, bir uzaylımsılık. Ama kendisi bildiğimiz insan yani.

Bu kadar robot gibi olmasına bi anlam veremedim.

Çift olarak ise, doğru kelime 'garip' olur sanırım. Çok gariplerdi.


Tanıştıklarında da gariplerdi.

because this is my first life ile ilgili görsel sonucu
Evlenmeye giderken de gariplerdi.


Düğünde de gariplerdi.


'Date' yaparken de gariplerdi.

İlgili resim
En samimi oldukları anda bile bi gariplerdi.


because this is my first life couples ile ilgili görsel sonucu

Ama o garipliğin arasında bir yerde, herkesten farklı olsalar da mutluluğu bulabildiler. Birlikte garip oldular. Çok güzel oldular be!


İlgili resim

İşin güzel yanı, bu garip çiftten daha güzel şeyler vardı dizide. Mesela mükemmel yan roller.

Önce bu dostluğa bayıldım! Hepsi birbirinden komple farklı karakterler ama dostlukları kusursuz bir harmonide.

because this is my first life ho rang won seok ile ilgili görsel sonucu

Sonra Won Seok-Ho Rang çiftine bayıldım. Uzuuuun yılların ardından birbirini çok iyi tanıyan, mıçmıç olmuş ama aşklarından bir damla kaybetmemiş iki sevgi dolu insan. Çok sevdim onları. Zaten Kim Min Suk'a da bayılıyorum ezelden beri. Kalbimi çaldılar.

İlgili resim

Ayrıca Sang Goo-Soo Ji 'ye de bayıldım! Özellikle Sang Goo benim için ideal erkek karakterinin beden bulmuş hali. Sevdiği kişi, ilişkideki kadın-erkek rolünü biraz tersine çevirmeye meyilli olsa da, onun kalbini kırmadan, elinden geldiğince koruyan kollayan erkek karakterini elinde tutmaya çalışan, fedakar bir adam.

Ay çok sevdim!



Senaryo, oyuncular ve hikayenin ilerleyişi çok güzeldi bence. Asla sıkkınlık yaratmadı.

İnanır mısınız sonunu bile sevdim.

Belki inanılmaz özgün bir senaryo değil ama, bir klişenin en orjinal şekilde ele alınmış hali diyebiliriz. Oldukça ferahlatıcıydı benim için.

because this is my first life ile ilgili görsel sonucu



4 Şubat 2018 Pazar

İzledim: School 2017

Aslında diziye ne kadar iyi yorum gelirse gelsin -ki çok geldi- izlemeye hiiiiiiç niyetim yoktu. 

"Kaç yaşına gelmişim, bikaç liselinin hayat mücadelesini izleyemem artık." diyordum. Konu desen klişe, başrolleri de tanımıyorum hem... Sonra Rebel: Thief Who Stole the People'ı izleyip uzuuuuunca etkisinden kurtulamamışken; ordaki cağnım MoRi'nin burda başrol olduğunu bir öğrendim kiiii, ertesi gün bitirdim zaten School 2017'yi. Öyle bir hız yani haahhahaa^^



Dizinin konusu oldukça klasik aslında. Bir grup liseli öğrencinin okulla, hayatla ve birbirleriyle olan savaşını izliyoruz. E tabi bir de aşkı bulmalarını... Postere bakıp bir aşk üçgeni var zannetmeyin, asla yok öyle bir şey.


Diziyi izleme sebebim, Rebel'dan buraya beni ışınlatan adam: Kim Jung Hyun. Yaşını çok küçük sandım, 'sevemem ya ayıp' diye bi dertlendim ama meğersem 90'lıymış. Allahım nasıl bi ergen mutluluğuna girdim anlatamam hahah^^

Öncelikle karakter Hyun Tae Woon'dan bahsetmek istiyorum. TAM! ama gerçekten TAM! en sevdiğim erkek tipi. Böyle istekli, ısrarcı, kararlı! Aşkının peşinden sonuna kadar giden, cesur, asla vazgeçmeyenlerden. Yalnız, dertlerinden içine kapanmış ama aslında nefes alacak bir delik arıyor. Gerçekten bayıldım bu liseli çocuğa ve açıkçası bana azıcık lisedeki aşkımı hatırlattı, bi nostalcik oldum yani. (Gözler dolu...)


Bir de oyuncu olarak Kim Jung Hyun'dan bahsetmek istiyorum. Vallahi Rebel'den buraya bu çocuğun kara kaşı kara gözü hatrına gelmedim. Hatta bence pek çok ünlü aktörün yanında yüz hatları hafif çirkin kalıyor, erkek güzeli değil (aslında bu benim daha çok sevdiğim bir şey, babyface lerle hiç aram yok ama çaktırmaaaaa) Gerçekten oyunculuğu muazzam! Hatta bu satırları yazmadan önce emin olmak adına mini dizisi Binggoo'yu da izledim. O da aklınızda olsun, bir WOWWWWWW çünkü! Bu çocuk şimdiye kadar nerdeymiş bilmiyorum.

Karakterin her bir duygusunu öyle güzel geçirdi ki... Mimikleri felan inanılmazdı. Hatta şöyle diyebilirim: bu çocuk bu diziye fazla! Dizi her ne kadar iyi olsa da Kim Jung Hyun cıngıllı bir lise dizisinden çok daha fazlasını hak ediyor. 


Karşısında Ra Eun Ho rolünde ise Kim Se Jeong vardı. Çok tatlıydı. Ama o kadar bence. Ben daha önceden bir kere Law of the Jungle isimli programda izlemiştim bu kızı ve bildiğim kadarıyla şarkıcı, yeni bir grubun üyesi. Yani benim fikrim müziğe yeni girmiş 96 bi kızın aynı anda her şeye el atmaması daha güzel olurdu sanki. Müzikte bi kendini kanıtlayıp dizi yapsaydı daha saygı değer olurdu benim gözümde.

Kötü mü? Asla! Etkileyici mi? Sanmıyorum...


Çift olarak tepkim şu: yerim ben sizi! Çoooook sevimlilerdi. Hem de tam liseli tadında. Çocuklukları, her şeyi yerindeydi. Tek bir öpüşme sahnesi olmadan bitti dizi daha ne olsun (yazarın içi biraz buruk bu konuda).

Ama en güzeli kıskançlık sahneleriydi. Vallahi şöyle aşkından çatır çatır çatlayan sevimli erkek görmeyeli ne uzun zaman olmuş be. İzlerken salak salak sırıttım çok hoşuma gitti. Beni bilen bilir dizilerde aşk oldum mu bi ölçek kıskançlık da olacak, tuzu biberi çünkü. Burda en sevimlisinden bikaç ölçek vardı^^


Dizideki konular ve yan karakterler çok güzeldi. Benim en sevmediğim şey yan karakterler güzel yazılmış olmasına rağmen ilişkileri güzel işlenememişti. Yani hem karakterlerin kendi aile, aşk, hayat hikayeleri epey sıkıcıydı hem de olayları havada kaldı 

  • Mesela o X'i yakalamakla kafayı bozuş kötü çocuk ne oldu? Bi de onun 2 yardakçısı vardı.
  • Ayrıca habire annesini arayan düz uzun saçlı kıza ne oldu? O da çok gıcıktı.
  • Sonra Ra Eun Ho'nun abisi iş buldu mu mesela? Olay çok yani merak ettiğim ve cevap bulmayan.



Bir de okulla ilgili mevzularda büyük abartı gördüm. Yani tamam mevzu kötü bir okul da, bu resmen yarı kapalı cehennemdi. İstedikleri öğrenciyi okuldan atıp istediklerine suçsuz yere iftira atıp ceza vermeler, bile isteye tarihi geçmiş yemekleri her gün çocuklara vererek 'aman zehirlenseler de bişey olmaz' tavırları, sistem dışı kafalarına göre uygulanan ceza-sınav yöntemleri vs. Sanki Kore'de ne Eğitim ne de Sağlık Bakanlığı var. Kimse hiçbir yere şikayet edemiyor. Müdürlerle zengin çocuk anneleri tanrı gibi dolanıyorlar ortalıkta... Yolsuzluk, haksızlık elbette var, hem de aşırı derecede ama burdaki olaylar inandırıcılığını kaybetti bir noktada.

Bir de bütün öğrencilerin birbirinin arkasından kuyu kazan küçük birer şeytan olması. Herkesin her an birbirini şikayet etmesi, ufak bir hatada hemen o kişiden nefret edip grup halinde dışlaması. Yani bizim başrol ve yan rollerimiz dışında sınıfta ne bir arkadaş ne de düzgün bir insan olmaması garipti. Bi bizimkiler melake mübarek...


Bu saydığım şeyler dışında çok güzel, akıcı ve sevimli bir diziydi. Hafif bir gençlik dizisi. Ama bana kalırsa sırf Kim Jung Hyun için bile izlenir. Bu çocuk şimdiye kadar nerdeymiş bilmiyorum ama burdan sonra hızlı hızlı yükselmeli! 

Sanırım School serisinin hayranları çok. Ben ilk defa izliyorum. Mydramalist Rebel: Thief Who Stole the People'a 8.5, School 2017'ye 8.3 vermiş. Dizi er ne kadar güzel olsa da yok artık diyorum. O kadar da değil!

Sevelim ama b.kunu da çıkarmayalım arkadaşlar^^ Güzel güzel, akıllı akıllı puan verelim şu dizilere. İzleyiciyi şaşırtmayalım canım benim e mi?

(İzleyeceğim dizileri araştırırken referans aldığım tek sitenin puanlamaları bikaç yorumcu yüzünden zıvanadan çıktığı için gıcık oldum bu aralar, siz bana bakmayın ^-^)