Tam başladım dizi izlemeye, rayına oturdu her şey dedim ki bilgisayarım bozuldu yazı yazamaz oldum. Var mıdır böyle bir bloggerlık aşkı ki, internet cafeden bildiriyorum size sevgili okur!
Yazı yazamasam da bol bol dizi izledim, her bulduğum bilgisayarda post girmek için notlarım hazır^^
Uzun inzivam sonrası ilk izlediğim diziyi Running Man ve ekibine olan sevgim ve sadakatimden izlediysem bu diziyi saf, pür-ü pak aşktan izledim okurcum. Beni uzun zamandan beri okuyanlar bilir So Ji Sub aşkımın ölümcül olduğunu. Number 1'ım olduğunu.
Ama ona rağmen objektif bir yoruma buyrun efendim:
Ajan Kim Bon, üzerinde çalıştığı davanın bir şekilde karşı komşusuyla alakası olduğunu düşünür ve onlara yakın olup her şeyi araştırmaya karar verir. Bu arada karşı komşusu Go Ae Rin, kocasını yeni kaybetmiş, hem para kazanmaya çalışan hem de yaramaz ikizleriyle ilgilenmek zorunda olan bir ev hanımıdır. Ajan Kim Bon, kimliğini gizleyerek Go Ae Rin için bakıcı olarak çalışmaya başlar.
Ve Tanrı Erkeği Yarattı!!!
Öncelikle So Ji Sub diye bir gerçek var bunu görmezlikten gelemeyiz arkadaşlar. Dizide yine oyunculuğunu döktürmüş. Bir kere uzun zaman sonra dublör kullanmadan çektiği efsane dövüş sahneleri var ki o dizide gördüğünüz atlamalar zıplamalar uçmalar kaçmalar, el kol hareketleri, tabanca şovlar hepsi kendine ait. Şöyle söyliyim bi tek köprüden aşağı kendi atlamamış plastik manken atmışlar o kadar yani hahahaha...
Sonra ilk defa dolu dolu çocuklarla etkileşimde olduğu, şakalaşıp gülüp eğlendiği bambaşka bir rolde izledik onu. Nasıl bir hazdı onu o şekilde izlemek anlatamam.
Benim gibi evlilikte çolukta çocukta gözü olmayan birisini çocuğa özendirdi (ama tabi babası o olursa^^). Çünkü düşünsenize hayallerimdeki erkeğin resmen baba oluşunu izledim. İnanıyorum ki o da bu diziyi çekerken 'ahh ahh keşke ben de baba olsam' diye geçirdi içinden ve üzülerek söylüyorum ki en yakın zamanda evlilik haberlerini falan duyabiliriz çünkü mükemmel bir baba adayı. Ve tabiiki bunu sadece dizi sahnelerine bakarak değil, her zamanki gibi kamera arkalarını da izleyerek söylüyorum. Kamera arkasında, dizide olduğundan daha çok ilgilenip eğleniyordu çocuklarla, içim aktı.
Sonra kılıktan kılığa girdi adam bu dizide. Şaman oldu, köyde çalışmak için binbir çeşit teyze kıyafeti giydi. Ama ennnnnn çok sevdiğim Leon oldu ya!!!! Hangisi So Ji Sub deseniz yeridir yani ama sağdaki SJS soldaki orjinal Leon ve Mathilda^^
Go Ae Rin rolünde ise Jung In Sun vardı. Arkadaşlar ben bu kadın yüzünden geçen senenin ennnn çok izlenip en çok beğenilen dizisi olan Eulachacha Waikiki'yi yarıda bıraktım. 'Herkes izliyo diye izlemek zorunda değilim yaa, kıza gıcık oldum izlemicem' diye cool cool hava attım da ne oldu? Havam sönüverdi işte mevzu bahis So J Sub aşkı olunca. Yani demem o ki 'Bula bula bu kızı mı buldular?!?!?!' hissiyatıyla izledim diziyi.
Zaten bir röportajda izledim de , kız da 'Hala karşımdakinin So Ji Sub olduğuna inanamıyorum' diyor. O da kendine fazla gördüyse demek...
Ha demeyin ki kıza gıcık oldun da objektif olamıyorsun diye.. Açıkça söyleyeyim kız kötü bir oyuncu değil ama binbir duygu içinde olan Go Ae Rin rolünü de şahlandırmamış yani. Çok zengin bir karakter vardı dizide. Bir yandan kocası ölmüş onun acısı var ama iki tane şeytan çocuğuna bunu hissettirmemesi lazım, bir yandan yıllardır ev hanımlığı yapan bir kadın birden bire dış dünyaya çıkıp çalışıp çocuklarına bakmak zorunda kalıyor, diğer yandan da kocası öleli az bi zaman olmuş başkasından hoşlanmaya başlarken kendisini ajanların içinde akıl almaz bir davanın ortasında buluyor. Tüm bunları yaşatması gereken bir oyuncu için mimikleri, duyguları, yüz hatları ve vücut dili oldukça sıradan.
Çift olarak büyük hayal kırıklığı arkadaşlar...
Bildiğiniz ahretlik konsepti. Aşk var ama kendin anla onu diyor senarist. Bu resimde gördüğünüz 'burun öpücüğü' görüp görebileceğiniz tek sahne.
Kadının kocası yeni öldü dur yavaşşşş diyenler olabilir ama yok yani bu kadar da olmaz. Aşk kırıntılarının olduğu ufak imalı sahneler de olmasa dünya ahiret bacımsın dese yeridir derdim yani, hiç tarzım değil.
SIFIR, zero, rakamla 0 aşk sahnesi. Sen romantizmin kralı So Ji Sub'ı diziye al bi kere öpüştürmeden diziyi bitir. Enayi derler be adama!
Dizi aslına bakarsanız çok bilindik birkaç Hollywood filminin karışmış hali. Mesela Jackie Chan'in falan aşırı meşhur filmleri vardır gizli bir ajanken süper dadılık yaptığı, konsept o zaten. Bir de Colin Firth'ün oynadığı iki filmlik King's Man serisi vardır. O filmde King's Man diye bir ajan ekibi altında gizli bir operasyon merkezinin bulunduğu bir terzi dükkanında çalışırlar. Bu dizide ise bizim ajan ekibi King's Bag isimli bir çanta dükkanının altındaki operasyon merkezinde yürütüyor her şeyi. Fikir neyse de ismi de bu kadar çalmasaydınız ya diye düşünmeden edemiyor insan...
Normal şartlarda ajancılık dizilerini pek sevmem, hele de içinde ağır bir aşk yer almıyorsa. Yoksa yanlış olmasın yani Healer candır! Ama bu dizide bir şeytan tüyü var. Evet o şeytan tüyünün adı So Ji Sub ama inanın ki ondan alakasız bir şey daha var. Bi kere bol bol komedi, kimin iyi kimin kötü olduğunu anlayamadığımız sürükleyici bir senaryo ve hatta iyilerin kötü kötülerin iyi oluş hikayesi, dolu dolu dostluk ve inanılmaz bir enerji. Zaten o kadar kalabalık, kaliteli ve mükemmel bir kadro var ki bu enerji kaçınılmazdı sanırım.
Aşırı eğlenceli KIS ekibi,
Cin gibi King's Bag ekibi,
Ve hepsinden önemlisi yan rollerin kralı Kang Ki Young. Arkadaşlar bu adam efsanedir o kadar! Yani şöyle ki, bir dizinin kadrosunda bu adam varsa başrollere bakmaya gerek yok, o dizi güzeldir. Böyle bir yetenek yok! Hem kendisi mükemmel bir oyuncu, hem oynadığı her diziyi yüceltiyor hem de inanılmaz senaryo seçme yeteneği var. Yani o yüzden aslında şimdiye kadar diziyle, oyuncularla ilgili yaptığım tüm yorumlar boşuna... Bu adam varsa iyidir çünkü hihihi^^
Son olarak dizinin finaliyle ilgili yorum yapmazsam 'geleneksel Kore dizisi senaristlerine nefret seaansı' eksik kalır diye düşünüyorum.
Dizinin sonunda senarist şöyle diyor: ileride güzel şeyler olacak gibi ama sana göstermek istemiyoruz, sen hayal et zaten koca diziyi sen sonunu hayal et diye yazdık.
Özeti budur. Çok can sıkıcı -_-
Yazıyı bu fotoğrafla kapamasam olmazdı. Belki blogda yazmadım ama tabiiki ödül törenlerini izledim ve MBC ödül töreninde So Ji Sub 'Daesang' yani en büyük ödülü aldı. Ödül törenine girerken kırmızı halıda Kang Ki Young röportaj yaparken 'So Ji Sub hyoungnim ödül alırsa bir burun öpücüğü yaparız' diye birşey çıktı ağzından. Tabii ki törenin sonunda ödülü So Ji Sub kazandı ve sunucular anında Kang Ki Young'u sahneye davet ettiler. Ve bu mükemmel tablo... İnanılmaz eğlenceliydi. Ödül töreninde böyle eğlenceli bir sahne çıkaran dizinin kendisinin de eğlenceli olabileceğini tahmin edebiliyorsunuzdur sanırım. Giriş gelişme ve sonuç boyunca romantizm açısından büyük hayal kırıklığı ama aksiyon ve komedi açısından coşturan bir dizi diyebilirim Terius Behind Me için. Siz karar verin artık izlenir miii izlenmez miiii...
Bu diziyi çok izlemek istedim amaaaa başrol kız yaniii , waikikiyi bana da yarım bıraktırmıştı . Resmen koskoca So Ji Sub'un yanına bula bula bunu bulmuşlar yani , çok tat kaçırıcı bir durum .
YanıtlaSildeğil mi yyaaa ben de aynı fikirdeyim! bula bula bu kız mı??? kimler kimler ne büyük aktristler var halbuki sektörde -_-
Silaynı fikirde olmamıza sevindim^^
Blogunuzu bu dizinin sonu nasil yorumlamislar acaba diye nette gezerken kesfettim ve yaziniz yorumlariniz begenileriniz ve bakışıniz hosuma gitti :) cok hos bir tanitim yazısı olmus ... dediklerinize genel itibariyle katilsam da bu kimin kötü kimin iyi çıkacağı cok süpriz degildi bence... kadinin iyi adamin kötü cikip ters kose olacagini hissetmiştim...sanki bu tarz bir seyi daha önce izlemistim hatta bence tam bir klişe olmus ama zaten ben bunu ay kurgu gizem muazzam diye izlemedim ...cocuklarin uncle diye sarildigi sahneler onunda onlari kucaklayisi ve KIS muhabetleri olsun daha ne olsun :) ... bir de hadi sonu havada okey ama benim bilg kurdu ile sunbeayi daha romantik birlestirselerdi ..neyse yine de beklentimin üstünde birlestiler yaprak yapistirma sahnesi vs iyiydi ama yetmedi ben cok sevdim sari baslayip karamele dönen sekeri ... uzun aradan sonra gribe eslik oh my venüs u izleyince güncel kore dizisi de izlemezken dedim so jisub um ne alemde derken bu diziyi gördüm... 17 yas kucuk sevgili hayal kırıklıgi yapsa da dizi iyi geldi umarim bir an once yenisi gelir so ji sub izledikce hasret artıyor .... romantik-komedi icin her private life da öneririm ve yorumlarini beklerim :) simdi azcik healer nostaljisi de yapmak lazim :D
YanıtlaSilben demek ki nasıl sadece so ji sub odaklı bir kafayla izlemişsem kimin iyi kimin kötü olduğu o kadar barizken bana belli değil gibi gelmiş hihihihi^^
Silso ji sub'u ben de aşkla bekliyorum. allahtan araya bir film soktu da azcık hasret soğudu.
her private life tabii ki izledim! yorum var aslında blogumda linki bırakıyorum buraya:
http://diaryofmelly.blogspot.com/2019/07/izledim-her-private-life.html
bir so ji sub olmasa da kim jae wook da aşktır yani^^
Evet az önce blogunuzda gezinirken gördüm kacirmamissiniz elbette o diziyi de ... ve yani 4 4 lük diziydi diyebilirim yani finali ile kavusmasi ile aksiyonu ask 3 genimsisi ile...neyse yorumunuzu okuyup oraya yazayim �� so ji subfilmi ok hemen bakayim :) bir ara yakindan takipteydim kore yapimlari sonra ara vermistim su ara netflix te artinca kore yapimlari takilmaya basladim tekrar... oh my venüs de beni terius a yolladı :)
Silevet netflix sağolsun herkesi tekrar heveslendirdi^^ terius ne kadar iyi olursa olsun bi oh my venus olamaz ama tabi.. oh my venus sonrası terius ufak bir hayal kırıklığı olabilir keşke tam tersi olsaydı hiihihihihi^^
SilAaa bu kadını sevmeme olayımız ortak, nedense çok mutlu oldum, anlamsızca. :D Hatta Eulachacha'yı ben de onun yüzünden bırakmak istedim. :D Ama diziyi seviyorum izleyecegim bir şekilde. Hemen bu yorumu yazmak istedim...
YanıtlaSilay evet kadın çekilir dert değil :(
SilAaa bu arada ben de böyle yakınlaşmalı dizileri seviyorum, hani senaryo cok iyiyse, hikaye o sekilde uygunsa olmayabilir de (hani benim için my mister olabilir örnek olarak) ama boyle bazen gereksizce olmuyor sahneler, sıkıcı sevgili izliyoruz sonra. Bu arada bol kiss sahnesi için sanirim "in need of romance 3" iyi bir ornek, sung joon'u seviyorum ama kadin karakteri oyuncuyu sevemeyecegim gibi, hayal kirikligi. Bir de Madame Antoine oyleydi, kadinla col uyumsuzdular ve senaryo da yardim etmiyordu, özetle sung joon izleme cabalarim sonuçsuz kaliyordu.... siz de izlediniz mi bu dizileri, yorumunuzu okumayi isterim. :) Ezcümle, partner önemli mevzu. (Hep ezcümle demek istemişimdir.)
YanıtlaSilhahaha eczümle güzelmiş, ben de kullanayım bundan sonra^^
Silyani aşk dediğin azcık mıçmıçlı olacak değil mi? aşık olanları illa gözlerinden mi okumamız lazım? göstersinler işleri ne hihihihi^^ gerçekten aşkı gösteren dizileri seviyorum. dediğiniz gibi böyle bazı özel durumlar dışında tarihi diziler falan ortamına göre yaşatılmalı aşk izleyiciye. i need romance'ın 3 dizisini de izledim hepsi de çooooook güzel ve bol yakınlaşmalı. ama madame antoine için aynı şeyi söyleyemicem bence epey kötü bir diziydi -_- madam antoine i sevmediğimden yazasım gelmemişti i need romance lar ise çok eski olduğundan yazamamış bulundum :/