''If you want the rainbow, you have to deal with the rain''
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

25 Aralık 2020 Cuma

İzledim: Tale of the Nine Tailed

 


600 yıldır ilk aşkının reenkarne olmasını bekleyen ve her yerde onu arayan 9 kuyruklu tilki(gumiho) Lee Yeon'un sevdiği kadın, hiç beklemediği bir anda karşısına çıkar. Beklediği kadın Nam Ji Ah, küçükken kaybettiği annesiyle babasını aramak için süpernatural olayları, mitleri ve şehir efsanelerini araştıran bir televizyon programında çalışarak araştırma yapmaktadır. Bu ikilinin kaderinde 600 önce de şimdi de ikisinden birisinin kendisini feda etmek varken acaba kaderlerini değiştirip birlikte olabilecekler midir?

Vallahi 50 kere yazdım sildim şurayı. Gramer hatalarıyla, devrik cümlelerle dolu biliyorum. En sonunda beynim yandı toparlayamadım. Siz anladınız konuyu neticede dimi^^


Öncelikle koskoca dizinin Bride of Habaek posterine (ki epey kötü bir diziydi) benzer bir poster yapması aşırı sinirime dokundu. Neyse... Yokmuş gibi devam ediyorum.


Başrolde Nam Ji Ah rolünde Jo Bo Ah vardı. En son yine bu senenin en iyi dizilerinden birisi olan Forest'da izlemiştim. Mükemmel bir oyuncu diyemesem de beni tatmin ediyor. Sesi biraz kulak çınlatıyor ama olsundu^^

Nam Ji Ah sevdiğim bir karakter oldu. Yüzyıllar boyu değişmeyen talihsiz kaderine rağmen ümitsizliğe kapılmadı, mızmızlanmadı, pes etmedi. En umutsuz olduğu anda bile cezbedici tekliflere kapılmadı, Lee Yeon'a olan güvenini inancını kaybetmedi. Bir an bile olsa yanlış yola düşecek diye ödüm koptu ama düşmedi. Gerçekten sevdim bu savaşçı kızı!


Lee Yeon rolünde ise bal böceğim Lee Dong Wook vardı. Lee Dong Wook'u çok seviyorum çocuklar. Değeri çooook geç anlaşılan bir oyuncu. Hemen herkes Goblin'le sevmeye başladı. Halbuki ben herkese Bubblegum, Scent of a Woman, Hotel King, My Girl gibi dizilerini tavsiye ederim. İnanılmaz güzel bakan, acayip 'aşık adam'ı oynayan yumuşacık bir adam. Bakarken içim eriyor. 


Lee Yeon dokuz kuyruklu bir tilki idi. Yani bir gumiho. Gumiho Kore kültüründeki efsane canlılardan bir tanesi; aynen goblin gibi. Gumiho genellikle şekilden şekle girebilen, erkekleri cezbederek karaciğerlerini yiyen bir kadın tilki olarak tasvir edilse de Lee Yeon gibi gumiholar da var demek ki^^ Gerçi böyle bir iki kuyrukumsu gölgeli efektli sahneler dışında cayır cayır kuyruklarıyla salınırken göremedik kendisini ama neyse... Benim tavsiyem mutlaka My Girlfriend is a Gumiho dizisini de izlemeniz yönünde. Dünyanın en tatlı dizilerinden birisidir ona göre.


Lee Yeon berbat berbat berrrrrrrbat saç rengi dışında yine mükemmel bir adamdı. O nasıl aşk??? 600 yıl boyunca tek bir kadını beklemek, reenkarne olmuş hali kimdir nedir bilmeden yine de onun uğruna canını feda etmeye hazır olmak ne demek? Kadın da olsa erkek de olsa umrumda değil, sadece çok yaşlı olmasın birlikte zamanımız bol olsun diye düşünmek nasıl bir aşk??? Bir gumiho olarak özgürlüğünü, hayatını, güçlerini, geleceğini her şeyini arkada bırakmak??? O bakışlar, o koruma, o sevme nasıl bişey??? İçim eridi çocuklar. 

Ayrıca bu adamın mikemmel mimikleri var. Diziyi sırtladı götürdü diyebilirim. Bazı tepkilerinde, bakışlarında, mimiklerine başa sarıp sarıp izledim. Çooook sevdim...


Çift olarak da çok tatlılardı bence. Nam Ji Ah'nın kendini ağırdan satmaması, Lee Yeon'un sabrı tükenmez aşkı, erkenden ilişkilerinin var olması ve aşklarını her olumsuzluğa rağmen mümkün mertebe en güzel şekilde yaşamaya çalışmaları çok güzeldi...

Ayrıca birbirlerine olan güvenleri, birbirleri için kendilerini feda etmeye hazır oluşları, bir an bile tereddüt etmeyişleri... Çok çok sağlam ve aşk dolu bir ilişkiydi... Ama zaten Lee Yeon'la aşkını cayır cayır yaşamayan da ne bileyim salaktır heralde..


Ama başroldeki çiftten daha çok sevdiğim çift bromance yaşayan Lee Yeon ve Lee Rang çifti oldu. O kadar sevdim ki bu iki kardeşi sırf onları anlatan bir dizi olsa izlerim sanırım. 

Lee Rang çok empati kurabildiğim bir karakterdi. Abisine olan kıskançlığını ve birbirleriyle olan dövüşlerini biraz aşırıya kaçırıp başlarına olmayacak bir bela açmış olabilir ama bunu fazlasıyla telafi ettiğini düşünüyorum, hem de tam da sıcacık bir ailesi olmuşken... Çok sevdim bu hırçın adamı. Epey de üzdü beni hani -_-

Bu arada ben Kim Bum izlemeyeli bir asır olmuş... Özlemişim onun şeytan tüyü olan gülümsemesini^^


Dizinin genel olarak hikayesi, oyuncuları, görüntüleri, mekanları vb. her şey çok güzel!!! Özellikle geçmişteki sahneleri çok sevdim. 

Aslında tüm yorumumun özü bu.


Diziyle ilgili ilk düşüncem şu oldu başlar başlamaz: Goblin ve Chicago Typewriter kırması, ve hatta cosplayi gibi birşey olmuş. Evet aslında bu olumsuz bir yorum gibi geliyor kulağa, ama bunun en büyük sebebi bu iki diziyi de şimdiye kadar izlediğim yüzlerce dizi arasında ilk 10 a girecek kadar sevmem... Bu iki dizinin de her detayı her daim aklıma çakılı ve nerede bir benzerlik olsa aklıma geliyorlar hemen. Özellikle Goblin esintileri hat safhada burada. Hele de Goblin'de de gördüğümüz Lee Dong Wook yine bu dizide olunca insan ufaktan bir irrite oluyor açıkçası. Senaryo mu kalmamış da aynı senaryoyu seçmiş yine diye düşünülüyor... 
 

Peki bu dizi kötü mü demek? Tabii ki hayır. Goblin mükemmel ötesi bir diziydi, bu da Goblin'e epey benziyor. O halde çoook iyi bir dizi dersem haksızlık etmiş olmam.


Ama ben normalde bu diziden alabileceğim o zevki alamadım, devamlı olarak başka şeylere benzetip ilişki kurduğum ve başka diziler aklıma geldiği için. Yoksa fantastik romantik tam benim tarzım!

Özellikle dizinin ilk yarısı beni biraz sıktı bile diyebilirim, dizi kötü diye değil de sanki ben ikinci kere izliyormuşum gibi hissettiğim için... Bu duygu çok üzdü beni açıkçası. Çünkü uzun zamandır sabırsızlıkla beklediğim, çıktığı günden beri de epey meşhur olan, pek çok platformda da yüksek puanlar almış bir dizi, hem de başrolünde Lee Don Wook var. Ama neyse ki ikinci yarısında, konular biraz daha şekillenmeye ve karakterler iyice oturmaya başladıkça daha ilgimi çekmeye ve farklılaşmaya başladı. Özellikle son 3 bölümü falan muazzamdı!


Bu arada son demişken, sonu da ağır Goblin kokuyordu... Ama yine de çok güzeldi şimdi bişey diyemeyeceğim.

Sonla ilgili izleyenlere bir sorum var. Spoiler almak istemeyen son resme atlasın hemen burdan!!!!

Sonunda ne oldu çocuklar??? İnsan oldum dedi, insanlığın iyi yanlarını kötü yanlarını anlatıp durdu, kanal tedavisi bile olmaya gitti ama en sonunda yine elinde 'şemsiyesi' vardı, gözler amber pançak pançak. Nedir durum anlayan var mı? 

Ayrıca Lee Yeon aynı yaşında, hafızasıyla ve hatta sanırım güçleriyle reenkarne olmuşken Lee Rang'ın başka bir ailede çocuk olarak geri gelmesi büyük haksızlık değil miydi? -_- Halbuki geri dönse hem kendisi hem onu bekleyenler ne kadar mutlu olurdu dimi...


Neyse sonuç olarak tüm bu sebeplerden dolayı benim naçizane tavsiyem -izlemeyen kalmamıştır ama- henüz Goblin'i izlememiş olanlar önce bunu izlesin, sonra Goblin'i izlesin derim. Goblin'den sonra bu biraz kekremsi kalsa da, Goblin bundan sonra aynı ihtişamıyla boy gösterebilir bence, çünkü bu dizi ne kadar iyi olsa da Goblin bir efsane!

Ama benim gibi Goblin'i çoktan izlemiş ve bu diziye başlayıp aynı benim gibi biraz hayal kırıklığıyla izlemeye devam edenler varsa, onlara tavsiyem de şudur: biraz daha dayanın, dizinin ikinci yarısı dayanarak izlediğinize değecek^^


















6 yorum:

  1. Bu diziyi izlemediğim halde ben de Gobline benzicek gibi hissediyorum, siz de öyle yazmışsınız. Sırf Bof'daki Kim Bum'un geri dönüşü şerefine izlemeyi düşünüyorum.. 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. zateb güzel bi dizi ama sırf Kim Bum'ın geri dönüşünü kutlamak için bile izlemeye değer^^

      Sil
  2. Dizi bana hep Twilight tadı verdi bu yüzden sevmedim. Lee Rang karakterine sonda çok haksızlık yapıldı bence. Dizi bittiğinde resmen sinirlendim ' Ne alaka?' diye. Sadece Lee Rang'ı ve dövüş sahnelerini sevdim ben.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lee Rang'a ben de çok üzüldüm. Twilight düşünmemiştim hiç, vallahi doğru. Herkes başka bişeye benzetmiş demek ki^^ Ben diziyi beğendim aslında da işte çok fazla başka şeyleri anımsatması sıkmadı değil. Keşke daha eski bir dizi olsaydı ve bunu daha önce izlemiş olsaydım..

      Sil
  3. rangın ölümüü gerçekten içimi parçaladı ağlarken ölücem sandım. ve sonuuu ben de anlamadım senaristler eğleniyor işte bizle :D ama insan olmaya devam edip özel durumlarda gücünü kullandığı yorumunu yaptım kendimce. hala gumiho olsaydı nehir bekçisi kadın ve eşi de bilirdi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. senaristler çok fena ya korede, türk dizilerinde hep tahmin edilir sıradan mutlu sonlara alışmışısz biz, dengemizle oynuyolar :)))
      ben de aynen iyi düşüneyim iyi olsun dedim, sonunu kafamdan güzel yorumladım. zaten sonu havada biten çok dizi var, hepsini öyle düşünmezsek kafayı yeriz hahaha

      Sil

Sen de izledin mi? İzlemedin mi? Peki şimdi izlemeyi düşünüyor musun? Bekliyorum yorumlarını^^