''If you want the rainbow, you have to deal with the rain''
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

13 Ağustos 2020 Perşembe

İzledim: Forest

 Biraz Park Hae Jin'in kaşı gözü hatrına, daha çok da dizinin ismine kanarak izledim Forest'ı.

Kang San Hyuk, gözü para ve başarıdan başka bir şey görmeyen hırslı bir adamdır. İstediğini elde etmek için Miryeong Ormanı'nda esas mesleğini gizleyerek çalışmaya başlar. Bu sırada hastanede yaşadığı bir kaza sonucu Miryeong'daki ufak bir köy hastanesine sürülen doktor Jung Yeong Jae ile yolları kesişir. Kang San Hyuk hatırlamadığı geçmişinin kendisinde bıraktığı travmalarla, Jung Yeong Jae ise hatırladığı acı hatıralarının travmalarıyla uğraşırken birlikte bunların üstesinden gelmeye ve iyileştikleri bir gelecek oluşturmaya çalışırlar.

"Bir kalp haricinde her şeye sahip olan bir adamla kalbi dışında her şeyini kaybetmiş bir kadının hikayesi."


Park Hae Jin'i izlemeyi gerçekten özlemişim. Cheese in the Trap'ten beri hiçbir dizisini izlememiştim ve sanki oyunculuğu ordan buraya kat be kat yol almış gibi geldi. Çok çok etkiledi beni. Özellikle ağlama sahneleri çok dokundu mükemmel geçirdi karşıya o duyguları. Ciddi, soğuk ve mesafeli bu adamın yalnız kalır kalmaz bir saniyede çocuklaşmasını izlemek büyük keyif verdi bana. Kendi kendine uçaktan atlamayı, düğüm atmayı çalışması yada yalnız kalır kalmaz Jung Yeong Jae'nin arkasından verdiği sempatik tepkiler acayip sevimliydi. 


Jo Bo Ah özellikle bayıldığım yada çok sevdiğim bir aktris değil aslında hatta aklımda kalmış bir dizisi de yok şuan ama burda beğendim ne yalan söyleyeyim. Bi kere karakteri çok iyiydi. Hem geçmişten gelen travmasına hem de yeni yaşadığı olumsuz olaylara rağmen dimdik ayakta duran, hayata küsmeyen, hırslarına yenik düşmeyen aynı zamanda olgun, şımarık olmayan, anlayışlı bir kadındı Jung Yong Jae. Jo Bo Ah da bu kadını olabilecek en güzel şekilde gösterdi bize sanırım.

Çift bana kalırsa bayaa uyumluydu. Uzuuun uzun aşk sahneleri izleyemesek de 1-2 kere yandı tutuştu ortalık yani... Çok yakıştılar.

Uzun zaman sonra izlediğim ilk entrika dolu diziydi. Ama bu sefer çifti ayırmak üzere, ilişkiyi etkileyen entrikalar değil de aslında benim en nefret ettiğim tür olan ikiyüzlü iş adamları, politikacılar, büyük güçler, halktan gizli işler yapıp medyayı, vakıfları, hastaneleri vb vb her şeyi tekelinde tutup organize suç işleyen kötü hatta şeytan denilebilecek adamlar vardı. Gerçekten normalde izlemekten nefret ediyorum bunları çünkü çok gerçek. O kadar çok oluyor ki bu dizideki gibi berbat olaylar ülkemizde... Kalbimi kırıyor izlerken. 

Ama çok güzel işlenmişti be.... Böyle yutkunmadan izledim heyecanla ne olacak diye. Hiçbir yerde mantık hatası yoktu, ilmek ilmek işlenmişti senaryo gerçekten. İlk 1-2 bölüm sıkılıcam zannettim hatta fazla hım hım geldi konular ama sonra her şey yavaş yavaş anlaşılmaya başladıkça takip de kolaylaştı konular da içine çekti beni.


Bir de dizide mental sağlıkla ilgili çok güzel bir bilinçlenme vardı. Mental hastalıkların kimi zaman fiziksel hastalıklara sebep olabileceği ve hatta onlardan daha tehlikeli olabileceği, kabullenme, tedavi edilme, utanmama gibi konulara parmak basmasıyla diziyi izleyen pek çok kişinin bireysel farkındalığı için de faydalı olmuş olabileceğini düşünüyorum.

Senaryo okey, oyuncular okey, dizinin işlenişi de şahane ama dizinin ennnnnnn mükemmel kısmı çekim mekanlarıydı. 

Diziye ismini de veren Miryeong ormanı adeta bir enchanted forest havasındaydı. Öyle büyüleyici öyle etkileyici bir yerdi ki hep orman sahneleri olsun, biraz daha göstersinler  ormanın derinliklerine gitsinler istedim. Neredeyse bir ASMR deneyimi yaşattı orman sahneleri. Terapi gibi geldi diyebilirim.  Çok gitmek istedim, acilen Belgrad Ormanı gibi elini kolunu sallayanın gitmediği bakir bir orman bulıp kafamı dinlemeye gitmem lazım. 

Yaşadıkları ev de net hayalimdeki evdi. Mimarisi, önündeki dev bahçesi, orta avlusu, içerdeki greenhouse, ekolojik olması vb bir yana bir de sabah kalkıp nehir kenarına yürüyebilmeleri, ormandan topladıklarıyla yemek yapabilmeleri, bisikletle kasabaya inebilmeleri falan gerçekten hayalimdeki hayat... Çok imrendim çok!

Dizide beğenmediğim yada eksik kaldığını düşündüğüm tek şey ikinci çiftti. Yan roldeki kızın çok sinir bozucu bir karakter olduğunu ve olayların araştırılıp çözülmesi konusunda olması gerektiğinden etkisiz kaldığını düşünüyorum. Erkeğin ise çok çabuk gönlünün kaydığını, tatlı kıskançlık sahnelerinin biraz daha olması gerektiğini düşünüyorum. Eninde sonunda birbirlerine kalacakları gün gibi ortada olsa da çok erken oldu, senaryoya bir katkısı olmadı. Ayrıca da hiç yakışmadılar hıh!

Dizi bence çok başarılı ve etkileyiciydi. Ama ben ne bilirim ki? Neticede bi bakıyorum reytingleri, puanlamaları ne abuk dizilerden daha aşağıda... 

'Şu anda pançak pançak romantik komedi dönemimde değilim, Park Hae Jin'i de seviyorum, azcık entrika izlemekten de unutmayın ki bana hiçbir şey olmaz!' diyorsanız buna bir şans verin derim<3

11 yorum:

  1. Her dizide öyle bir değişiyorlarki tanı tanıyabilirsen :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. park hae jin mi değişik geldi? ama her zaman aynı çekicilik yaaa vallahi etkiliyor insanı. izledin mi bu diziyi? popüler değil pek ama çok enteresan bir havası vardı dizinin

      Sil
  2. Yok izlemedim.dizi izleyemez oldum ben ya :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de oralardan yakın zamanda çıktım. 2020 başından neredeyse karantina bitene kadar donmuştum. ama bi çıktım ki dizi izleme motoru gibi hahaha:)))

      Sil
  3. Merhaba blog yazılarını okumaya bayılıyorum, çoğu zaman aynı fikirde oluyoruz. Ben izlediği diziyi, filmi uzun uzun yorumlamayı seven birisiyim ve her zaman yazilarını yokluyorum çünkü bu bana birisiyle konuşuyor gibi hissettiriyor :). Bir de gerçekten seveceğini düşündüğüm bir film bir de dizi önermek istiyorum. Swing Kids 2018 yapımı olan gerçekten her sahnesiyle muhteşem bir film bir de My 100 days husband dizi romantik drama sevmeyen bana göre biraz yavaş ilerledi ama bir bölüm vardı ki sanki bıçak kesiği gibi her şeyi değişti.. ikisini de seveceğini düşünüyorum. Ve ikisi hakkında yazılarinı, senin düşüncelerini okumayı çok isterim ♡♡

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaaa ne kadar sevindim beğenmenize çok teşekkür ederim. önerilere her zaman bayılıyorum. hele de herkesin konuştuğu popüler yapımlardan farklıysa. mutlaka göz atacağım çok teşekkür ederim^^

      Sil
    2. hemen güncelliyorum yorumumu. önerilerinize göz atınca my 100 days husband dizisini izlediğimi farkettim. ben adını 100 days my prince olarak hatırladığımdan aklıma gelmemiş. güzel diziydi hatırladığım kadarıyla ama hafızasını kaybetmiş bir adama bakıp aşık olması ve sonra o adamın çok zengin birisi çıkması konusu shopping king louie dizisiyle çok aynı gelmişti. aynı aktrisin iki tane benzer temalı dizide oynamasını garipsemiştim açıkçası. diziyi izlediğim zaman yorum yazmamışım nedense ya unuttuuuum yada çok aklımda kalmamış :(( duygularım sıcağı sıcağına olsaydı daha uzun yorumlardım ama üzgünüm :(

      Sil
    3. Filmi seveceğine eminimm.Kore'nin kuzey ve güney olarak ayrılmasına neden olay Kore savaşında ki bir esir kampında, farklı ideolojileri ve ırkları olan insanların müzikle bir araya gelmesini konu alıyor ve gerçekten insanı derinden etkiliyor.. Bu arada cevabın için çok teşekkür ederim ♡♡

      Sil
    4. ay hayır ne demek ben teşekkür ederim esas. bu yorumlar, okunduğunu, beğenildiğini bilmek ne kadar kıymetli bilemezsin... her zaman beklerim ^^

      Sil
  4. Şaka maka ama senin blogunda yorumunu okumadığım bir diziye kolay kolay başlamıyorum, Kore dizisi serüvenimde sanırım en büyük yol göstericim oldun hevesle sürekli yeni yazılarını bekliyorum. Dizi zevkimiz Aşağı yukarı aynı, ondan kaynaklı Park hae jin’in Man to Man dizisi var, oradaki kadın biraz sinirimi bozsa ve hae jin ‘e yakıştıramasam da çok güzel bir diziydi bence muhakkak izlemelisin❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaaaaa... ne desem bilemedim gözlerim dolu gerçekten. ben buraya anlatacak kimsem yok diye yazmaya başlamışken birisinin dizi serüvenine ortak ve hatta pusula olmak nasıl mutlu ediyor anlatamam sana, ne kadar teşekkür etsem az... inşallah ben yazmaya sen de okumaya hevesle devam edebiliriz...
      man to man e gelince, methini çok duysam da izlemedim. biraz boğacak beni gibi geldi. hep bi parça romantizm falan arıyorum sanırım ergen gibi ^^ ama boşluğuma gelirse belki izlerim neden olmasın^^

      Sil

Sen de izledin mi? İzlemedin mi? Peki şimdi izlemeyi düşünüyor musun? Bekliyorum yorumlarını^^