Tam intihar edeceği gün kargo ile aldığı bir parfüm sayesinde birden hayatı değişen ve bu şansı vazgeçtiği hayallerini gerçekleştirmek için kullanmaya karar veren Min Jae Hee'nin hikayesini izliyoruz.
Uyarmalıyım ki dizinin konusu gereği mecburen spoiler veren bir yorum olacak bu.
Başrolde So Yi Do rolünde Shin Sung Rok'u izledik. Uzun zaman sonra hem başrolde hem de kötü olmayan bi rolde izlemek gerçekten çok güzeldi. So Yii Do pek çok takıntısı, korkusu olan; başarısı ve parasıyla kendini beğenmiş yakışıklı bir adam. Aslında Kore dizilerinde gördüğümüz oldukça sıradan bir karakter. Ama bu karakteri farklı yapan romantik yönlerinden ziyade komedik yanıydı. Shin Sung Rok herhangi bir aktörün yaptığı gibi aşık bir adamın yanı sıra oldukça komik bir adamı da nasıl başarıyla yansıtabileceğini gösterdi. Bence gerçekten mükemmeldi.
Başroldeki iki kadından en çok sahnesi olan Min Yae Rin rolündeki Go Won Hee idi. Ben en son E.Waikiki dizisinde oldukça komik bir karakterle izlemiştim ama başroldeki kıza dayanamadığımdan diziyi de tamamlamamıştım. Burda birden başrolde görmek, hele de komik değil daha dramatik bir karakter olarak... Çok şaşırttı beni.
Çok beğendim yada hiç beğenmedim diyemem. Bence tip olarak da oyunculuk olarak da standartların altında kalmayan sıradan bir oyuncu. Ama çok şaşırdığım bir yanı var kesinlikle: bu kızın 25 yaşında olması. Dizide ilk parfümü kullanıp değiştiğinde sadece görüntüsü değişti, güzelleşti falan zannetmiştim, gençliğine döndüğünü asla anlamamıştım. Gerçekten de orta yaşlı bir kadının ağırlığı, mimikler var. Ama gençliğine dönmüş orta yaşlı bir kadını canlandırdığı düşünülürse oldukça başarılıymış sanırım.
Dizinin gizli kahramanı, diğer başrol kadın oyuncusu ise Min Jae Hee rolündeki Ha Jae Sook idi. Bu kadına dair ne desem gerçekten bilemiyorum. İki kere başrolde izledim, ikisinde de şişman ve 'çirkin' kızımızın bir şekilde zayıflayıp güzelleşme hikayesi vardı. Ve bu kadıncağız ikisinde de o güya çirkin olan eski halini canlandırıyordu. Tüm dünyaya özgü bazı güzellik tabular var maalesef ki biliyorum ama bunun Kore'de çok daha katı olduğunun hepimiz farkındayızdır sanırım. Mesela bu kadının başrol olması için illa yerine onun güzel hali olacak ikinci bir kadının varlığını kabul etmek zorunda kalması gibi...Üzüyor beni böyle şeyler. Keşke böyle güzel ve başarılı kadınlar daha çok hak ettiği rollerde oynayabilse.
Gelelim diziyle ilgili şu anda dünyada en çok tartışılan mevzuya. Bu dizide fat-shame yani şişmanlığı ayıplama, kötüleme, utandırma var mı? Bana göre kesinlikle var, ve ben bu konudan çoooook sıkıldım. "Bu şişmanlık, güzellik meselesi değil; bir kadının hayallerinin peşinden gidebilmesini, kendine dair özgüvenini kazanmasını anlatıyor" diye zırvalayanlar olmuş. Kusura bakmayın ama o hikaye hiç de öyle değil. İlk aşkından red yer yemez hemen unutabilen, yeni bir kadına dönüp ilan-ı aşk edebilen sözüm ona 29 yıl aynı kadına aşık olarak yaşamış bir adam var. İlk aşkı fıstık gibi bir kadın olsaydı reddi yer yemez bir hafta içinde diğer kadına dönebilir miydi? Hatta 29 yıldır beklediği kadını bulduğu zaman bile diğerine kapılmaktan kendini alamadı. Bunlar maalesef gerçek aşkın görüntüyle alakası olmadığı tezini tamamen çürütüyor.
Peki çiftin kimyası nasıldı? Çok da havalarda uçuyordu diyemem. Zaten fiziksel sahneler NEDENSE sadece Min Ye Rin ile vardı. Min Jae Hee ile hiçbir romantik sahne yok dizide, asıl sevdiği kadın o olmasına rağmen. Hala fat-shame yok diyenler kaldı mı allaşkına???
Diziye dair söyleyebileceğim çok bir şey yok maalesef. 10 yaşındaki bir çocuğun aşık olduğu kızı 29 yıl beklemesine de asla inanamıyorum. Pek çok dizi bu hikayeyi işliyor ama benim için ejderhalardan daha fantastik bir konu diyebilirim. Hatta bu dizideki şekil değiştirten parfümden bile daha fantastik öyle yani!
Fazla karalamak istemem çünkü hoşlanmadığım bir senaryo tipi olmasa belki de daha severek izlerdim. Şişman kıza yapılan muamele beni çok irrite ediyor, sadece zayıflayıp sözüm ona güzelleşince mutlu olabilmeleri çok kırıyor kalbimi. Bu yüzden kızgınım bu diziye. Sadece Shin Sung Rok'u severek izledim, o da gerçekten çok komik olduğu için. Dizide eksik olmayan bir şey varsa o da komediydi çünkü. Romantizmden oldukça uzak. Bana kalırsa bu güzelleşme hikayesi sizi etkilemiyorsa severek ve gülerek izleyebilirsiniz, yoksa yanaşmayın boşuna sinirleriniz bozulur.
Sana o kadar katılıyorum ki. Çirkin kızın güzelleşmesi hikayelerinden ben de çok sıkıldım. Üstelik her seferinde kızın önceki halini daha çok seviyorum, değişince üzülüyorum. Oh my venüs'te shin min ah zayıflayınca bile bi üzülmüştüm, o tatlı hali gitti diye. Bundan sonra güzellik standartlarına uymayan insanların sevme sevilme hikayelerini izlesek ne güzel olur. Bu arada önceki yazına yorum yazmamıştım ama ben de yazılarını bekleyenlerdenim. Aslında dizi zevkimiz çok da uymuyor ama kendini ifade ediş tarzını sevdiğimden yazılarını okumak çok zevkli benim için :3
YanıtlaSilgerçekten çoook sevindim yorumunu okuyunca. hele de dizi zevkimiz uymamasına rağmen yazılarımı okuman çok mutlu etti beni. çok teşekkür ederim gerçekten^^
Sildizilerde başrollerde göze hitap eden 'güzel' insanların seçilmesini anlayabiliyorum aslında, her ne dersek diyelim bir güzellik kalıbı var dünyada. ama çirkinlik ve güzellik üzerine, hele de çirkin olan birisinin aşkı-mutluluğu hak etmeyip anca güzelleşince hak edebileceği mantığı üzerine senaryo yazılması ve bir dizinin/filmin tamamen bu temellere kurulması beni çok sinir ediyor. illa 'güzel görülmeyen' birisinin de hikayesi olsun demiyorum, çünkü 'çirkin birisinin aşk hikayesi' diye bir konu da çıkarsalar yine benzer şekilde sinirlenirdim sanırım, çirkin güzel diye ayrım yapılır mı kadınlarda aşk aşktır diye ama zaten var olan güzellik standartlarını bir de senaryo olarak göze sokmasalar ne iyi olur. böyle de uzun ve karmaşık duygular işte ^^
tekrar teşekkür ederim hem beni okuduğun hem de yorum yazdığın için^^
Başrollerin çok güzel/yakışıklı olmaması aşkı güzellik temelli kuran anlayıştan sıyrılmak açısından yararlı olur diye düşünmüştüm. Zira dizilerdeki bu seçimler halihazırdaki kabule çanak tutuyor. Ama bu sefer de dediğin gibi diziler 'çirkinin aşkı' olarak sunulacak ve hiçbir şeyi iyileştirmemiş olacak. Uzun ve karmaşık düşüncelerin beni de tekrar düşünmeye sevk etti. Ben de teşekkür ederim
Silaynen hiçbir şey değişmeyecek. hatta güya 'çirkin' olan insanları sanki bir azınlıklarmış da onların da hayatlarını anlatan bir dizi/film yapmışlar gibi sunarak rant sağlayacaklar bunlardan. böyle önemsiz görülebilecek herhangi bir dizi üzerinden paralel düşüncelerle değişik fikirlerle ciddi bir konuda konuşmak çok büyük zevk verdi. tekrar teşekkürler ve kocaman sevgiler^^
SilGerçekten çok güzel bir bloğunuz var. Yeni keşfettim ve severek takip edeceğim. Bu diziyi izlemedim ama yorumlarınızı ve kendinizi ifade etme tarzınızı çok beğendim. Umarım hep yazarsınız biz de severek okuruz.
YanıtlaSilo kadar sevindim ki güzel yorumunuzu okuyunca... inşallah eski yazılarımı da okuyunca beğenirsiniz. artık eskisi kadar sık ve iradeli yazamasam da vazgeçmiyorum blogumdan^^ çok değerli burası benim için. çok teşekkür ederim ^^
Sil