''If you want the rainbow, you have to deal with the rain''
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

9 Temmuz 2019 Salı

İzledim: Her Private Life

Yollarımı gözleyen pek olmasa da burayı kendim için yazdığımı düşünerek kendi kendime hayıflanıyorum şöyle: Nerde bu hayırsız, tembel blogger???

Sonra yine kendi kendime cevap veriyorum. Bayram tatili sonrası bir taşınma telaşı girdi. Ev ara, toparlan yerleş derken o ara bir köpüş sahiplendim. Sahiplenirken huydu cinsti seçmek yok tabi, bana da en manyağı düşmez mi? Uğraş dur Melly şimdi. Her günüm benim manyağa dur, sus diye kızmakla sonra dayanamayıp yercesine sevmekle ve mütemadiyen youtube videoları izleyip onu eğitmeye çalışmakla geçiyor. Tam bir cadı.

Ama sonunda döndüm.Hem de bence sezonun en iddialı dizilerinden birisiyle.


Bir müzede küratörlük yapan Sung Deok Mi, herkesten gizli olarak bir idolün fanatik olarak hayranıdır. Fan sayfalarını yöneten, hiç bir konserini kaçırmayan, paparazi gibi fotoğraflarını çekmek için gittiği her yerde takip eden Deok Mi müzedeki kimliği dışında gizli bir fan hayatı yaşar. Müzenin yeni yöneticisi Ryan Gold ise psikolojik bir sorunu nedeniyle son yıllarda resim yapmayı bırakmış büyük bir sanatçıdır. İkisi tanıştıktan sonra Deok Mi utandığı fanlık hayatını saklarken Ryan Gold ise resim yapamama nedenini çözmeye çalışır.


Park Min Young benim ennnnn sevdiğim kadın oyunculardan birisi. Oynadığı diziler içerisinde kötü olan dizi yok. Nerde adını görsem konusunu okumaya gerek bile olmadan iç rahatlığıyla izliyorum. Seyir kalitesi gerçekten yüksek bir kadın.

Aynı zamanda çok güzel (full estetik olması bunu değiştirmiyor), aşırı güler yüzlü, enerjisi ekrandan inanılmaz geçen ve bütün duyguları hissettiren çok iyi bir oyuncu. Gerçekten bayılıyorum bu kıza. 

Sung Deok Mi karakteri de çok sevdiğim bir karakterdi. Bir kere sanatla iç içe olan bir küratör olarak zerafetinden bahsetmiyorum bile -çoook hoştu- ama onun dışında da kendi ayakları üzerinde duran, devamlı mızmızlanmayan, asla şımarık olmayan, tripsiz, gurursuz olup kendini ezdirmeyen ama aşırı gururla adamı peşinde kuyruk da etmeyen tam tadında lokum gibi bir kadındı gerçekten (yazar şımarık Kore dizisi baş rollerinden ne kadar bıktığını gösteriyor burda).


Kim Jae Wook..... Ahhhhh Kim Jae Wook....
Arkadaşlar bu adam hakkında size ne desem azdır. Ben bu adamın böyle adamakıllı (tercihen romantik komedi) bir dizide başrol oynaması için kaç yıldır bekliyorum biliyor musunuz? Teeeee 2013 yılında Who Are You? dizisindeki yan rolünde hayran kalıp takibe almıştım. Sonra 2017'de Voice dizisinin kadrosunda duyunca heyecanlandım, orda da kötü adam olarak yan roldeydi. Allahı var MÜKEMMEL bir kötü adamdı, oyunculuk, karakter her şey şahaneydi ama yok beklediğim o değil yani. Neticede 6 yıl bekledim ve sonunda muradıma erdim  <3<3<3

Bu adam yan rol oynar, iyi adam olur, kötü adam olur, aşık adam olur, başrol olur... Bu adamdan her şey olur çünkü sadece kabuk değil. Böyle güzel bir oyunculuk yok söyleyeyim ben size. Sevdiğimiz aktrislerle dört gözle beklediğimiz popüler dizilerde başrol oynaması için gerçekten çok çok geç kalındı bile. Artık her sene hatta her sezon bir dizi istiyoruz ben bilmem!


Ryan Gold'u Sung Deok Mi'nin çekip hayran hayran izlediği fotoğrafa bakarak yazmak istedim size. Hayran hayran bakılmayacak gibi değil ki bu adam da!

Küçüklükten travması olan ve bir gün gördüğü bir resimle o travması tetiklenip resim yapamaz hale gelen büyük bir sanatçı. Çok karizmatik, kendinden emin, adalet duygusu aşırı yüksek.. Gülünce dünyada çiçekler açan bir adam, böyle bir gülümseme yok. O soğuk ve güvenmeyi bilmeyen adamın yavaş yavaş sevmeyi öğrenmesi ve deli gibi sevmesini (hem de öyle güzel sevdi ki) izlemek çok güzeldi.


Çiftle ilgili ilk şunu söylemek istiyorum:
Buralar böyyyyle hep yandı!!!

En sevdiğim şey 20'lerinden çıkmış yetişkinlerin olgun aşk hikayelerini izlemek bilirsiniz. Bir de dizi tvN gibi bir kanalda olunca. Offf fena tutuştuk. Böyle sadece olsun diye konulmamış, yerine cuk oturan aşk dolu öpüşme sahneleri, birbirinden güzel romantik sahneler... İkilinin kimyası aldı başını gitti. Zaten kamera arkası görüntüleri bir izleyin, sahne nerde bitti nerde başladı, kamera hala kayıtta mı anlayamıyorsunuz. Bunlar hep samimi!

Peki aralarında bir şey olur mu? Henüz dedikodu duymadım ama aralarında zilyar zilyon yaş farkı olan çiftlerdense çok daha uygunlar bence, 3 yaş. Kimya desen wooofffff, sahne arkası uyumları anlaşmaları da almış başını gitmiş. Bence olur mu olur!


Dizinin çok güzel bir yan kadrosu vardı. Aile kadrosu yıkılıyordu. Ofis desen öyle. Ama şu idol Cha Shi An rolündeki çocuğu anlamadım. Buraya fotosunu bile koymayacağım yani sinir oldum. Böyle rol yapamayan her sahnede gözlerini açıp şaşkın şaşkın bakan anlamsız birisiydi. Gerçi sonra gerçekte de bir grupta idol olduğunu ve birkaç dizide daha oynadığını anladım. Ama ben yine de sevemedim.

Bu arada fotosu gelmişken söyleyeyim. Bu yıllardır yanında olan, kızı en iyi tanıyan, en çok destek olan ve en çok seven en yakın arkadaşının kızı başkasına kaptırması hikayesine çok üzülüyorum. Burda da canım Nam Eun Gi'ye yazık oldu öyle. Ama bir yandan da sinirleniyorum yıllardır aklın nerdeydi illa birisinin gelip kızın değerini senden önce anlayıp seni kıskandırması mı gerekiyordu diye! Böyle karışık duygular...


Diziye haftasonu başladım ve 2 günde hoop bitirdim. İnanılmaz akıcı ve eğlenceliydi. Atlamamı gerektiren, sıkan, uzayan tek bir kısmı bile yoktu gerçekten.

Oyuncular ne olsa izletecek cinsten zaten tamam kabul ama senaryo, kostümler, casting her şey tam yerine oturmuştu bence. 


Geçen sefer Romance is a Bonus Book'u yazarken 'Kitap yayın şirketinde geçen bir diziyi izlemek beni çok etkiledi, mutlu etti kitapları sevdiğim için' demiştim. Şimdi de aynı duyguları yaşadım.

Sanat galerisinde geçen bir diziyi izlemek beni çok mutlu etti, huzur verdi izlerken. Hatta daha fazla resmin hikayesi olsa, daha fazla ressam hikayesi olsa daha da mutlu olurdum. Dizide büyük sergi için bir yazardan, en yakın arkadaşı olan fotoğrafçının eserlerini isterken güzel bir hikaye vardı mesela. Sergiye toplanan her eser için böyle ufak ufak hikayeler koysalardı çok hoşuma giderdi izlemek. Diziyi sevdim ya, daha da çok severdim öyle.

Ressam Lee Sol'ün resimlerinden öyle etkilendim ki bulursam birisini bastırıp odama asasım var bile.


Sadece, dizinin aslında ana konusu olan, Sung Deok Mi'nin bu fanatik hayranlık hayatındaki bazı noktalar battı bana izlerken. Hem işleniş şekli daha eğlenceli olabilirdi hem de yer yer kopukluklar vardı sanki. Aslında bu konu hiç olmasa daha iyiydi dicem ama dizinin adı bu konu üzerine koyulmuş o da ayrı yani hihihi^^

Bir de böyle cillop bir diziye kötü diyemesem de dizinin enerjisinden oldukça aşağıda kalan vasat bir son yapmışlar tabii ki. Ama malum Kore dizilerinin laneti bu. Senaristler son yazamıyor. O yüzden bu sona da şükrederek kapattım diziyi^^


Uzun lafın kısası, izlerken çok sevdiğimiz, her zaman olsa da izlesek diye beklediğimiz klasik bir romantik komedi dizisi Her Private Life. Ama güzel bir farkla: mükemmel bir başrol kombinasyonu!

Can sıkma ihtimali yok, üzmez, kırmaz. Her şekilde gideri var. Ya çok seveni olur yani yada çooooooooook seveni. İçiniz rahat izleyin derim.




9 yorum:

  1. Yolllarınızı gözleyenlerden biriyim. Sayenizde güzel kore dizilerini izleyebiliyorum. Paylaşımşarınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaaa nasıl mutlu olduğumu anlatamıyorum şu an gerçekten. gözlerimi doldurdunuz. 1 kişi bile okusa yeter, yazmaya ve paylaşmaya değer benim için. çooook teşekkürler, tüm kalbimle <3<3<3

      Sil
  2. Yeni keşfettim seni bırakmam artık moon lovers için yazdıklarını okudum şimdi diğerlerine geçiyorum 😄😄

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaaa çok sevindim hep gel lütfen^^ aynı şeyi sevdiğimizde de fikrimiz tamamen farklı olup çatıştığımızda da yorumlarını beklerim. inşallah güzel tavsiyeler alabilirsin bu blogdan^^

      Sil
  3. Bu dizi beni hayal kırıklığına uğrattı, neden bilmiyorum, basit bir dizi arayaşındaydım aslında ama.. Dizide sadece öpüşme vardı sanki az da olsa bir dram yoktu, fan olma konusunu beğenmedim abartılı buldum.. Oh my Venüs de nibeten basitti ama 5 kere falan izlemişimdir o kadar beğenmiştim, mantıklı ve gerçekti.Ama bu dizide umduğumu bulamadım, hatta son 4 bölümü izleyemedim. Eğer başıma bir şey gelmeyecekse başrol erkeği beğenemedim. Diğer oppalar gibi ponçik değildi, bi Jihanwok, ya da Song joongki, değildi.. (Richel parkın güzelliğine diyecek lafım yok tabi)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaaaaa çok seviyorum böyle farklı fikirleri^^ bence dram, kötü adam vb olmaması mümkün olan ennnnnn basit ve düz dizi yapıyor bunu ama tabi o basitlik de kaliteden bir damla çalıyor. oh my venus de aynı tatta bir romantik komedi olmasına rağmen geçmiş hikayesi ve bir tutam dramıyla daha kaliteli kalıyor bunun yanında. yine de böyle ağız açık kafa yormadan babıl babıl izlemek için güzel bir dizi bence.
      başrole gelinceeeeğğğğğğğğ, beğenmeyene bişey diyemem tabii hatta paylaşmak zorunda kalmadığımız için bi damla sevinebilirim de hahahahhaah ama ponçik olmaması beni çeken asıl point aslında. yani o bebeksi kafası okşanacak tip değil ki o tipi ben pek şeetmiyorum (benim de başıma bişey gelmeyecekse ben de song joongki sevmem hihihi) erkek erkek böyle ya çok çekici yani. bu diziyi izleyip beğenmediysen ayakta alkışlıyorum önünde eğiliyorum ^^

      Sil
    2. Yorumuma cevap vereli 5 gün geçmiş, ben yeni görüyorum. Bildirim gelmiyor mu blogda? Ya da üye mi olmam gerekiyor, İnstagram gibi değil burası zor yaw :)) Diziye gelince beklentimi karşılamadı diyelim, dediğiniz gibi sakin dizi isteyenlere gayet uyacak bir dizi. Ama ben eski k-dramacılardanım 12 sene önce trt1 de Denizler İmparatoru, Saraydaki Mücevher, Muhteşem kraliçe gibi esas dizilerle bu bataklığa saplandığım için dramsız dizi, vıcık vıcık aşklar, beni açmıyor demekki.. Tabi yeni dizilerden de çok başarılı olanlar var, zevkler diyelim.. Ama bu blog u takip etmeye devam edicem💐🌷

      Sil
    3. vallahi bunca zamandır blog yazıyorum ama benim de internet bilgim sıfırın altında. üye mi olmak lazım takip mi ediliyor bildirim geliyor mu hiçbir şeyden haberim yok. acemi ruhlu yazar diyelim^^
      ooooo öyle ağır abilerin yeri başkadır elbette. onlarla bu türler mukayese edilemez. insan ruh haline göre seçip izlemeli. bazen öyle ağır takip isteyen derin dizileri izlemek istemiyor böyle hafif vakit öldüren göz oyalayan tatlı diziler izlemek istiyor insan. bu öyle bir tür. kallavi dizileri de az yazmadım ama yani ben de çok severim^^ blogu takip etmeye devam edecek kadar sevmene çook sevindim ama emin ol o beğendiğim tarz dizileri de bulabilirsin burda onlardan da var^^

      Sil
    4. Evet listeye ekledim, izlicem inşallah 👍😊

      Sil

Sen de izledin mi? İzlemedin mi? Peki şimdi izlemeyi düşünüyor musun? Bekliyorum yorumlarını^^