Bazı sebeplerden dolayı hayatı boyunca erkek gibi davranmak zorunda kalan Hong Ra On, saraya haremağası olarak satılır ve yine bir erkek olarak sorumsuz ve umursamaz prens Lee Young ile tanışır.
Bu diziyi ne kadar uzun zamandır ve nasıl sabırsızlıkla beklediğimi anlatamam. Yazılarımı azcık takip edenler Park Bo Gum'un güneş gözlükleriyle dans ettiği o dünya tatlısı fragmanı paylaştığımı görmüşlerdir. İşte ben o fragmanı uzun süre boyunca her gün izledim. Öyle sevdim, öyle heyecanlandım.
Gel gelelim ki 3 günde 1 dizi bitiren ben, bu diziyi 2 haftadır bitiremedim!!!! Akıl alır şey değil! Bu kadar heyecan ve hevesle beklediğim, herkesin ayılıp bayıldığı diziyi ben 2 haftadır bitiremedim. Bitmedi, izleyesim gelmedi yada. Cidden bilmiyorum ne oldu...
Neyse önce kısa kısa yorumlar yapıp sonra dizi hakkında genel fikrimden bahsetmek istiyorum.
Park Bo Gum'a laf edecek yiğit anasının karnından doğmamıştır diye düşünüyorum. Sempatiklikte ve çekicilikte bir dünya markası olmakla beraber son yıllarda meydana çıkmış en GÜZEL adam bence! 93'lü olması aşırı derecede kalbimi kırıyor ve yaşımdan utandığım için maalesef üzülerek 'favori aktörlerim' listesine yerleştiremiyorum.
Reply serisine hala el atmamış birisi olarak daha önce Hello Monster'da izleyip beğenmiştim Park Bo Gum'ı ama bu diziyle bir nesli peşinden sürükleyecek hale geldi orası ayrı. Acayip de hak etmiş bana kalırsa. Dizi boyunca adam her sahnede kendisini öyle bir izletiyor ki... Gülümsemesi, ağlaması, şaşkınlığı... Her bakışı ayrı bir fotoğraf karesi bana kalırsa.
Hong Ra On rolündeki Kim Yoo Jung'ı ilk defa izledim sanırım. Aşırı tatlı bir kız. Henüz 'bu kıza bayılıyorum' demek için çok erken ama bence. Bir de 99'luymuş. Aşık rollerindeki, öpüşen kız sahnelerindeki başrol olmak için biraz erken olabilir...
Karakteri ise yer yer yetersiz yer yer de anlamsız hareketler yapan bir kız olarak gördüm. Ama tatlı mı? Tatlı!
Favori karakterim kesinlikle Jinyoung'un canlandırdığı Yoon Sug karakteri oldu. Böyle karşılık beklemeden, fedakarlık yaparak ve her şeyden vazgeçmeye hazır olarak seven bir adam bulmak çok zor... Prensten daha çok ilgimi çekti diyebilirim. Jinyoung da yine yeni keşfettiğim, harika olmasa da izlenilebilir oyunculuğa sahip, geleceği parlak bir çocuk bence.
Yine dizinin bombalarından Byung Yeon rolüyle Kwak Dong Yeon. Bu adam 97'liymiş!!! İnanılır gibi değil! Herkesten büyük gösterirken 97'li olması hem şaşırttı hem de yine bi yaşlı hissettirdi kendimi!
Bu karakteri çok sevdim, genelde böyle mysterious dövüşçü tipli tarihi karakterleri seviyorum. Ayrıca Sungkyunkwan Scandal dizisindeki şu karaktere çoook benzettim.
--------------------->
Diziyi genel olarak Sungkyunkwan Scandal dizisine benzettim aslında: 3 erkek arasında yaşayan erkek kılığındaki bir kız temasıyla... Yine pısırık kral ve onun adına ülkeyi daha güzel bir yere getirmek isteyen, serseri ve ilgisiz görünen ama araştırmacı ve azimli prens kısmıyla Shine or Go Crazy dizisinin aynısıydı.
Diziyi aynı anda pek çok diziye benzeterek izledim, ama benzettiğim o dizilerin hepsi bundan daha iyiydi sanki. O yüzden mi hevesim kaçtı, her seferinde 1 bölümden fazlasını izleyemedim bilmiyorum. Çünkü ciddi anlamda 2-3 günde dizi bitiren bi insanım ben yani. Bu kadar hevesle beklediğim ve başladığım bir dizinin 1 günde bitmesi gerekiyordu normalde.
İlk 4 bölüm aktı aslında, çok eğlenceliydi ama sonradan her şey sıkıcı bir hal almaya başladı. Beklediğim eğlence ve romantizmi asla bulamadım diyebilirim. Yani o mükemmel fragman bana çok büyük bir eğlence vaadetmişti ama bu ilk 4 bölüm sonra yok oldu. Son 2 bölüm yine biraz heyecan toparladı kendini, olayların çözülme kısmı ve sonu tüm diziye nazaran daha iyi diyebilirim. Ama ilk 4 ile son 2 arasında kalan bölümlerle ilgili ciddi sorunlarım ve soru işaretlerim var.
Mesela dizinin başında harem ağaları içindeki muhabbetlerin(2 kafadar vardı ilk bölümlerde birden yok olup son bölümde çıktılar ortaya) daha esprili ve alt tondan ayrıca ilerleyen bir hikaye olacağını sandım, ama olmadı. Bir de prensesle alim arasındaki ilişkiden daha çok bahsedilmesi gerektiğini ama göz ardı edildiklerini düşündüm.
Kralın istediği zaman herkesin kafasını as kes yapabiliyorken etrafındakilerden böyle korkması, yada bazen birilerinin kafasına göre hareket edebilmesi, yada suçu kanıtlanan kişilerin hala arsızca ortalıkta dolanabilmesi ... Bu gibi çelişkiler hemen her tarihi dizide gözüme batıyor benim. Yada mesela herhangi birisi prens yada kralın odasına girmeye çalışsa 'bilmemkim arzettiler, bilmemkim sizi görmek istiyor' diye bağıra çağıra duyurusu yapılırken bazen bi bakıyoruz odalar dinleniyor, gözetleniyor felan... Nasıl oluyor bu? Ay ben çok mu ince düşünüyorum?????
Neyse uzun lafın kısası Park Bo Gum'un gül yüzü ve senaryonun güzelliği üzerine izlenilebilecek bir dizi. Sonu da oldukça tatmin ediciydi. Ama ben senaryonun işleniliş şeklini pek beğenmedim. Gerçi reytinglere, hakkında yazılan yorumlara ve hayran kitlelerine bakılırsa dünya üzerinde bir tek ben varım sanırım beğenmeyen. O yüzden okuduğun yorumun tamamını ciddiye almayabilirsin sayın okur!
Not: Dizide adı geçen asi Hong Gyeong Nae gerçek tarihi bir karaktermiş. Bu çok hoşuma gitti açıkçası. Tarihi dizilerde yer alan gerçekçi detayları çok seviyorum. Size de bir ek bilgi olsun bu.
En sona da dizi için beklentilerimi yükselten, her gün izlediğim ve hala bayıldığım fragmanı bir kez daha yerleştirmek istiyorum.
Bana kalırsa bu kısacık fragman, 18 bölümlük dizinin tamamından daha güzel^^
Park Bo Gum'ın o gözlüklerini atıp çenesini havaya kaldırarak, hafif bir gülümsemeyle ve dudaklarını ısırarak dans edişi görmelere doyamayacağım bir sahne. Şarkı süper, adam süper, dans süper... Ben bundan neleeer neler beklemiştim oysa ki. Neyse, diziyi boşverin, fragmanı izlemeye devam!!!
Bu yazıyla sınav motivasyonumu yerle bir ettin ya. Vizeler bir bitsin, love in moonlight maratonu yapacağım diye gazlıyordum kendimi 😄
YanıtlaSilSpoiler yemeyeyim diye hepsini okumadım ama olmamış diyorsun anladım. :(
yazı şimdiye kadar spoiler ı en az olan yazı. daha rahat okuyabilirsin bence^^
Silya ama herkes çok bayıldı, ben azınlığım, hatta tekim.
sen yine de motivasyonunu kaybetme, bakarsın çok seversin^-^
Ya bence çok güzel bir dizi açıkçası çoğu bölümünde komik bir olay oluyordu ben her sahneyi sevdim diyebilirim daha 9. Bölümde olmama rağmen bende byung yeong u çok sevdim bence sevmemenin nedeni bu diziden çok büyük bir beklentin olması ben bu diziyi park go bum için izlemeye başladım ama çok hoşuma gitti bazen mantık hataları bende buldum ama veliaht prensin kızı sürekli koruması çok güzeldi bence tekrar başlamayı dene moralinin bozuk olduğu bir zaman belki dizi o zmn hoşuna gider ben çok sıkıldığım bir zamanda olduğum için sevdim belkide ksksks ayrıca o 2 kafadar harbiden ilk vardılar sonra bir ara daha vardılar gittiler sonra jsksk yanlız şu bakanın oğluda çok tatlı idi çok üzülüyorum ben ona
YanıtlaSilben de park bo gum için başlamıştım aslında, ama sanırım haklısın beklentilerim çok büyük olduğu için fazla beğenmemiş olabilirim. hem başlamadan önce gördüğüm spoilerlar hem de fragmanın muhteşemliğinin kurbanı oldum -_- gerçi yine de çok beğendim ama sadece abartıldığını düşünüyorum.
SilMoon lovers dizisini izlemiş mıydın. İzlediysen onu beğendin mi
YanıtlaSilemin olamayıp 3 kere okudum soruyu hihihhi^^
Silmoon lovers izlediğim sayısız kore dizisi içinde en en en ennnnn sevdiklerimden oldu. nasıll etkilendiğimi anlatamam. anlatamayacağım için buraya yorumumun linkini bırakıyorum, belki ordan anlarsın hihihi^^
https://diaryofmelly.blogspot.com.tr/2017/01/izledim-moon-lovers-scarlet-heart-ryeo.html
bu da moon lovers ile ilgili yazdığım tarihi bir yazı. belki ilgini çeker:
https://diaryofmelly.blogspot.com.tr/2017/01/moon-lovers-ile-kalbimizi-fetheden-wang.html
Mükemmel bi kore dizisi kesinlikle izlenmeli .
YanıtlaSilben mükemmel diyemem ama izlenesi güzel bir diziydi sanırım^^
Silpark bo gumun her detayına düşülür👉🏿👈🏿
YanıtlaSiltam bir bebek <3
SilMoon lovers benim de en sevdiğim dizi oldu. O tarz, ona yakın güzel bir dizi var mı bildiğin admin kardeş?
YanıtlaSilmoon lovers mı, yoksa bu yorumun olduğu dizi love in the moonlight mı? kafalar karıştı^^
Sil