Son zamanlarda popüler dizileri yazmakta epey geç kaldım, farkındayım...
Uzun bir yoruma buyrun efendim ozaman:
Uzun bir yoruma buyrun efendim ozaman:
Hiç yaşlanmayıp, etrafındaki herkesin ölümünü izleyerek bir Goblin olarak yaşadığı 939 yıllık hayatı, Kim Shin için hem ödül hem de cezadır. Tek amacı bu sefalet dolu hayatına son vermek olan Kim Shin, vücuduna saplı kılıcı görüp çekebilecek tek kişi olan Goblin'in gelinin arıyordur. 939 yıl sonra gelinini bulduğunda ona aşık olur ve artık ölmek istemez ama tabii tanrının onlar için çok farklı planları vardır...
Dizideki en çok etkilendiğim sahneyle yazıya başlamak farzdı benim için^^ |
Bomba gibi döndü Gong Yoo! Gong Yoo'nun gülüşüne, sempatikliğine, o mükemmel yüzüne laf eden taş olur!!! (vücudu bi başka mükemmel de bu dizide göremedik -_-)
Ama ben ezelden Lee Dong Wook'u severim, ona hayranım, bu dizide de favorim oydu desem dayak yemem di mi?
Dizi biter bitmez ilk hissettiğim şeyi söylemek istiyorum. Hani böyle bazı diziler bitince boğazınıza bir şey takılır, çok yakın arkadaşlarınız yada çok sevdiğiniz insanlardan ayrılıyormuş gibi hissedersiniz, büyük bir hüzün/özlem çöker, 'offf çok güzel diziydi yaaa' mutluluğu değil de 'niye bitti bu şimdi' derdi gelir... Hah işte öyle bir diziydi bu! Tam da öyle insanın içinde kalan bir dizi...
Dizinin starı Gong Yoo dediğim gibi bir döndü tam döndü! Adamın yaşı kaç oldu hala tek kelimeyle mükemmel. Böyle şeytan tüyü olan tiplerden sanki... Sevmeyen yok! Nasıl oluyosa herkes seviyo Gong Yoo'yu, be de tabii hihi^^ Ama azcık kamera arkalarını falan izlerseniz sevmemek imkansız zaten. Ne kadar neşeli, sevimli bir adam olduğunu görürsünüz. O kadar şana şöhrete rağmen burnu havada da değil. Tam yemelik!
Kim Shin dizide çok zavallı bi adamdı... Kendi öldü gitti, herkes onu unuttu bir tek o acı çekti. Sonra sevdiği kadın gitti, yine o acı çekti. Yüzyıllar boyu çektiği acıyı saymıyorum bile... Gerçekten içim sızladı bu güzel adam için.
Kim Go Eun ise açıkçası beklediğimden çok fazlasını verdi bana. Cheese in the Trap'de beğenmiştim de yani normal bir beğeniydi. Böyle büyük bir oyunculuk beklemiyordum. Şok oldum, bayıldım, hayran kaldım! O çocuksu haller, parıl parıl parlayan neşesi, ağlaması... Her şeyiyle mükemmeldi. Hatta dizideki en iyi oyunculuk onunkiydi desem Gong Yoo'ya, Lee Dong Wook'a ayıp eder miyim acaba ^^
Zaman atladıktan sonraki saç modeli tam bir fecahatti bana kalırsa! |
Karakteri olan Ji Eun Tak ise, acılı yaşamının yanı sıra çok şanslı bir kız demek istiyorum sadece. Goblin'in gelini olmak, Azrail tarafından korunmak herkese kısmet olmaz yani di mi^^
Karmaşık ve mutsuz hayatı, bu 3 mükemmel adamın ortasına düşünce birden aydınlanan Ji Eun Tak'a hepimiz imrendik sonuçta...
Malum diziye biraz geç başladım, izlemeden önce epey spoiler a maruz kaldım sosyal medyada. Bu ikisinin ne güzel sahneleri var ay dedim resmen aşk bombası izlicem! Öyle de oldu, çok büyük bir aşk izledim: 'Hüzünlü aşk'
Ama o spoilerlarda gördüğüm sahneler kadarmış aşk dolu sahneler. Maalesef beklediğim kadar pançik pançik bir aşk bulamadım. Ha bulamadım da ne oldu? Bişey olmadı, hala bir çift olarak mükemmeller orası ayrı!!! Ama daha sevimli bişeyler beklemiştim cidden azcık hevesim kursağımda kaldı -_-
Gelelim kişisel favorime, Lee Dong Wook! Malum kendisi geçmişteki acımasız kral Wang Yeo ve şimdiki isimsiz azrail rolündeydi. Bu adama bayıldığımdan zaten bahsettim, lafı uzatmayayım. Ama siz yine de yakın markajdan kalemle çizilmiş gibi dudaklarını bi inceleyin derim. Bir de reality showları yada dizilerin kamera arkası videolarını izleyin yine. Karakterine aşık olmamak elde değil, o kadar samimi, alçak gönüllü ve sıcak kanlı ki...
(İYİ Kİ LAFI UZATMADIN!!!)
Sadece büyük günahlar işleyenler Azrail olabilir... Yıllarca işkence çektikten sonra hafızası silinip ceza olarak, yüzyıllarca ölmüş ruhlara unutkanlık çayını vererek onları öbür tarafa götürmekle görevli, kim olduğunu bile bilmeyen bir zavallı Azrail... (Azraile zavallı demek de varmış ya!)
Azrail, Goblin'le en acınası olma mevkiini kapıştı dizi boyunca, hangisine daha çok acısam bilmedim. Geçmişte yaptığı kötülüklerin farkında olmayan, fark ettiğinde de pişmanlıktan ölmek isteyen, artık melek gibi bir kalbe sahip olmasına rağmen hala cezasını çeken(malum azrail de bir melektir^^) saf bir aşık... Hem de nasıl aşık! Sevdiği kadının karşısında put kesilip kuklaya dönen, ne diyeceğini şaşıran bi şapşal! Sevmemek imkansız!
Sunny'de aşık olunmayacak kadın değil hani... Şımarık ama öyle böyle güzel değil... Zaten Azrailin aşkı güzelliğine değil yaa, onunki kader! İlk gördüğünde ağladı adam ötesi var mı?
Dizide en sevdiğim, bitince aklımda en çok kalan şey ne Goblin'in ne de Azrail'in aşkı oldu. İzlemekten en büyük zevk aldığım ilişki elbette ki Goblin ve Azrail arkadaşlığıydı. Yüzyılın bromance i olarak ilan ediyorum! Tek kelimeyle bayıldım. Onların sahnelerii birbirine gıcık olan 2 kişinin güçlü bir dostluğa ilerlediğini gördüğümüz, kahkaha ve duygu dolu mükemmel sahnelerdi. Hatta Goblin, Azrail'in kim olduğunu anlayıp evden ayrıldığına iki sevgili ayrılmış gibi hissettim, nasıl üzüldüm anlatamam. Hani böyle dizilerde başroldeki çift tam kavuştuktan sonra bişey olur da ayrılırlar yaa, bayaa öyle hissettim...
Dertleşmeleri, atışmaları, yemek yapmaları her şey güzeldi de en güzeli biri biraları soğuturken diğerinin yumurtaları haşlamasıydı ^-^
Gong Yoo ve Lee Dong Wook'un askerliklerini bilikte yaptıklarının fotoğrafları dolaşıyor internette. Birbirleriyle banmal (samimi form)da konuşacak kadar eski ve samimi bir arkadaşlıkları da var. Bu çiftin kimyasının neden tuttuğu belli yani...
Gong Yoo ve Lee Dong Wook'un askerliklerini bilikte yaptıklarının fotoğrafları dolaşıyor internette. Birbirleriyle banmal (samimi form)da konuşacak kadar eski ve samimi bir arkadaşlıkları da var. Bu çiftin kimyasının neden tuttuğu belli yani...
Bütün dizilerin bütün aşk hikayelerini, efsane çiftlerini aşarak 2017'de BEST COUPLE ödülü almalarını bekliyorum! Almazlarsa haksızlık kabul ederk tvN'e mail atarım hahahah^^
Dizi bana kalırsa baştan sona eşsiz bir senaryo ve muhteşem ayrıntılarla bezeli. Senaristin ne kadar mükemmel olduğunu düşünürken Decesdants of the Sun'ın da senaristi olduğunu öğrenip 'haaaaaa' dedim, anladım^^
Goblin'in sık sık insan olarak öldüğü yere gelmesi, Goblin yok olduktan sonra Eun Tak'ın hafızası kaybolmasına rağmen içinde derin bir acı kalması (beyin unutur ama kalp unutmaz!kıps^^) çok hoşuma gitti mesela.
Azrail'in çay evi(?????? bayaa çay bahçesi ismi oldu ama ne denir bilemedim) sahneleri de kesinlikle dizinin en önemli ve anlamlı sahneleriydi bence. Ölen kişilerin ruhunu teslim ettiği her sahnede tekrar tekrar bu hayatın geçici olduğunu, öteki dünyanın varlığını ve iyi olmamız gerektiğini hatırlattı bize. Orda farklı hikayeler izlemek çok güzeldi.
Neyse...
Birkaç kusursuz ve akılda kalıcı sahneden bahsetmek istiyorum;
Goblin'in, Ji Eun Tak'ı yanlışlıkla öldürmek üzere olup kurtardığı sahne hem inanılmaz etkileyiciydi hem de görsel olarak kusursuzdu sanırım:
Bu fotoğrafı neredeyse ekran resmim yapıcam... En mutlu oldukları an zannedersem. O kadar güzeldi ki... Önlerinde onları mutsuz edecek çok şey var, bir sürü problem çıkacak, hepsini biliyoruz ama onlar o anda o kadar mutlular ki... Bu fotoğraf çok mutlu bir anı olurken aynı zamanda da hüzünlü olması büyük ironi...
Goblin'in kılıcını Eun Tak'ın da gördüğünü anladığımız o sahne:
Elbette ki Goblin'in yok olduğu sahne:
Goblin'in geri dönüşü ve savaşçı haliyle Ji Eun Tak'a sarılması. Ji Eun Tak onu çağırdığından habersiz, onu tanımıyor ama ona sarılıp ağlıyor... Kalbim küt küt attı resmen, ok duygusaldı..
Bir iki olumsuzluktan bahsetmezsek diğer dizilere ayıp olur:
Dizide gözüme batan bir iki şey tabiiki vardı:
Böyle gayet normal izlerken sahneler sanki birden kesilip diğer sahneye atlıyormuş gibi anlamsız geçişler dikkatimi çekti. Hatta başta izlediğim sitede falan bi hata olabileceğini düşünüp farklı kaynaklardan izledim ama yok farkettim ki her bölümde aynı teknik var, dizinin olayı bu! Yani, tarz mı desem yoksa montaj ekibi mi kötüymüş desem bilemedim.
Hayatımda bu kadar çok ürün yerleştirmesi yapılan bir dizi daha görmedim!!! Yani zaten en çok izlenen dizi, reytingler almış başını gitmiş! Ne gerek var bu kadar göz yormaya? Parfüm, mobilya, yiyecek, kozmetik, tavuk dükkanı, içtikleri su ve hatta dizinin highlightı olan mum bile reklamdı... Sinir oldum...
En anlamsız gördüğüm şey de Ji Eun Tak'ın liseli olmasıydı. Yani böyle liseli kızla aşk hikayeleri çok ahlak dışı bilmem ne gibi takıntılarım yok. Dizi senaryolarının sadece etik kurallar içinde kalması gerektiğini de kim söylemiş? Çok saçma! Ama burda senaryoya bir katkısı yada anlamı yoktu bence. Neden Goblin'i çocukken çağıramıyordu da birden 19'unda çağırabildi? Tamam 9'un mükemmeliyete yaklaşmasıyla ilgili bişeyler geveledi Azrail ama yine de bana çok etkili gelmedi. Yani neticede Kim Shin dünya yaşıyla 39, Eun Tak ise 19 iken aşık oldular birbirlerine. Ya kız ajossi dedi devamlı ötesi mi var??? Kötü değildi ama olmasa daha iyi olurdu dediğim anlamsız bir ayrıntı bence...
NOT: Ji Eun Tak 'ajossi' diye seslendikçe Won Bin'i ananlar burda mı??? Yoksa ben çok mu eski kaldım bu camiada hahahaha
Tabii ki gözüme batan şeyler haricinde bir de son var, Kore dizilerinin sonunu beğenmemek adettendir... Tamam çok kötü diyemem çünkü bi derece mutlu bitti, yani en azından mutlu bir sondu. Ama hepsi bir arada olabilseydi, Eun Tak gibi diğerleri de önceki hayatını hatırlayarak gelseydi olmaz mıydı? Bi de o Goblin zavallım geliniyle buluşuncaya kadar zaten 900 yıl beklemiş, sonraki 30 yıl da ona reva mı allaşkına? Gel de üzülme!
Herkes gittikten sonra o koskocaman mükemmel evde Kim Shin'in yalnız kalışı vardı ki... Gözyaşlarımı tutamadım direk hıçkırdım o zavallı yalnız haline.
Ama neticede mutlu son yani ona şükretmek lazım. Malum Koreli senaristler bu, sağı solu belli olmaz. Goblin öldükten 60 yıl sonra Ji Eun Tak ve Sunny de ölünce Goblin geri gelebilirdi mesela bomboş bi dünyaya hahahaha. Sonra Azrail de Goblin'i hatırlamaz orda sonsuza kadar yabancı olarak yaşayabilirlerdi yani. Olabilirdi yazarlardı öyle saçma şeyler... Koreli senaristlere berbat son ihtimalleri sınırsız olduğundan, bu mutlu sona şükrediyor ve beğenmiş gibi davranıyoruz!!!
Bilirsiniz ekran görüntüsü almak adetim değildir ama hem meraktan hem de gıcık olmaktan kaydettim bunu... |
Bir de dizide o kadar çok hanja yazı vardı ki, hanja okuyamadığım için kendime gıcık oldum resmen! Mektuplar, şiirler, günlükler, isimler falan... Mesela bu resimde güya Kim Shin'in yazdığı aşk mektubu, hani Ji Eun Tak devamlı çevirmeye çalışıyodu, unuttum ben noldu ona? Çevrildi mi? Çok merak ettim ben bu yazıları yaaaaaa -_-
Uzuuuuuun lafın kısası, o kafaya takılan ayrıntılara falan bakmayın siz, ben diziye BA-YIL-DIM!!! İlk bölümlerinin çok daha komik ve eğlenceli olduğu bir gerçek ama yine de baştan sonra sıkıcı tek bir an bile yok. İstisnasız herkesin izlemesi gereken klasik Kore dizileri arasında yerini alacağını düşünüyorum. Ama zaten herkes bayılmış keza Descendants of the Sun'dan bile yüksek popülarite ve izlenme oranlarına ulaşmış sanırım dizi.
Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Ben DOTS'dan da aşırı etkilendiğim için bi kararsız kaldım sanırım -_-
Böyle mükemmel bir dizi biterken aklımda kalanlar şunlar oldu: keşke ben de bir mum üfleyince arkamda bir Goblin beliriverse... Ve inşallah ben de ölünce öyle bi Azrail almaya gelir beni...
Sık sık mum yakan birisi olarak söylüyorum, Goblin falan gelmiyor boşuna denemeyin -_- Ama kim bilir Eun Tak'da 19 yaşına gelinceye kadar gelmemişti... Ben 19'umu geçeli epey oluyor ama bi umut benim için yaş sınırını da 30'lardadır belki hihihihi
(saçmalama be!!!)
NOT: Goblinin Kore kültüründeki yeriyle ilgili bir yazı hazırlıyorum. Wang So'ya duyulan ilgi sonrası böyle yazılara yer vermeye karar verdim. Umarım seversiniz. Çok yakında!
Bizim kafa dengi blogerimiz ellerinize saglik yine masAllahiniz var.Ben bu diziyi henuz izlemedim dogrusu.Ama ilk is baslamayi dusunuyorum.(Sizin sayenizde hihi)Acikcasi bir cok blogerin tavsiye listesinde gozume carpmisdi ama zevklerine ve deyerlendirmelerine pek guvenmedigim blogerlar olmalariyla yanasi(bu kore dizileri icin gecerlidir) ilgi cekici anlatmayi basaramamis olmalari da bunda buyuk etken.Mutlaka izleyip dusuncelerimi yazicam size insAllah.Iyi gunler.Goblinin Kore kulturundeki yeri isimli yazinizi 4 degil 14 gozle bekliyor olacagim.����
YanıtlaSilkendim okumak istediğim şekilde yazıyorum sanırım yazıları. bazı blogların yorumları çok kısa oluyo yada ne biliyim bi yerden tatmin etmiyo izlesem mi izlemesem mi karar veremiyorum. ama benimkiler de aşırı uzun ve çoğu zaman spoiler dolu oluyo ki oldukça olumsuz bi durum maalesef biliyrum -_-
Silama değerlendirmeme güvendiğiniz için, böyle güzel yorumlar bıraktığınız için nasıllll mutlu oluyorum anlatamam^^ yazma şevki 10 kat artıyor. inşallah bu hafta içinde yayınlayacağım goblin yazısını, eğlenceli oldu gibi^^
Iste o samimiyyet tam anlamiyla şahsen bana etki ediyor okurken yazilarinizi.Keyifle okuyorum.Spoilerde bence gerekli ve siz guzel sekilde anlatinca en azindan izleyip izlemeyecegine onceden karar vere bilir insan zevkine gore.Guzel yani 😃👍💪
SilAhjusshi diyince won bin mi geliyor aklına benim her seferinde so ji sub geldi. Hangi tarafta ayılıp bayilayim sen karar ver buna 😂 yazın çok güzel detaylarla bezeli şimdi tek tek hak vermek vardı ama ben yazımı yazdığım için susacam 😁 Ürün yerleştirmenin cılkı çıkmıştı aynen. İzlerken çok anlamadım tabii de izledikten sonra epey gözüme ilişti bu detaylar. Neyse ki sonra. Ay kısa tutacaktım yorumu güya. Harika bi yazıydı ikizim 😙 ellerine sağlık
YanıtlaSilya won bin geldiği için çok eski hissetim ya kendimi zaten -_- gerçi 2010 filmi sanırım çok eski değil ama yine de won bin'in patladığı film ya direk o geldi aklıma.
Silürün yerleştirmeler çıldırttı beni, o derece! ya benim yazım da yorumuna cevabım dünya kadar uzun sen yorumunu kısa tutmasan nolur ikizim^^
Moon Lovers derken verdiğin linkten buraya geldim. :D Düşüncelerimiz yine benzer ama aksine ben finale bayıldım.:') Bende neden bilmiyorum ama Koreli senaristlerin finallerine bazen gıcık olsamda seviyorum. Hem ucu açık final yapıp hem de yürek burkmaları yıllar boyu hatırlanmalarını sağlıyor bence. Mesela DOTS dizisi beni bazı sahneler dışında hiç etkilemedi. Belkide başrol kadını itici bulduğumdan ya da senaryonun ve finalin daha iyi olmasını beklediğimden. Evet güzeldi ama bende bir etki yaratmadı. Ama Goblin... Muazzamdı. Ebedi yaşamından kurtulmak isteyen adam, en sonunda sevdiği kadın için ebedi yaşamı seçti... 900 yıl boyunca sonsuz yaşamından kurtulup ölmek için gelinini aradı buldu ama kıza aşık olduğu için sonunda yine aynı yerde, aynı konumdaydı. ''Hiçbir aşk sonuna dek sürmez.'' dedi ama aşkı için sonsuz yaşamı seçti, onun ilk ve son gelini olacağını düşünerek. Düşündükçe gözlerim doluyor, her seferinde etkileniyorum.
YanıtlaSilBirde esas kızımızın liseli olmasının sebebi Goblin'in bu ruh halinden çıkıp o kıza aşık olması için bu yaşlarda, fazla neşeli ve Goblin'in aksine bir o kadar umutlu olması idi. Yani Eun Tak hemen ilk başta Kim Shin ile 29 yaşında veya 20 li yaşlarında tanışsaydı, Eun Tak'ın bu kadar neşeli olcağını düşünmüyorum ki zaten 29 yaşındaki halinde bi' nebze artan olgunluğunu gördük. (Eun Tak'ın o kısa saçlarına bir ben bayıldım sanırım*-*) Kim Shin'in onu evine almasının nedenlerinden biride kızın reşit olmadığı ve teyzesinin onu evinden atmasından kaynaklanıyor. Daha büyük yaşlarda olsaydı kalacak bir evi veya bir işi olabilirdi ve Goblin'in evinde kalamayabilirdi de. Aklıma gelmişken hesaplamalarıma göre Kim Shin, Eun Tak'ı en az 30 değil en az 90 yıl bekliyor geri dönmesi için. :') Eun Tak öldükten sonra 30 yıl geçti. Sonra Azrail Sunny ile birlikte reenkarne olması için de en az Eun Tak'ı beklediği kadar bir 30 yıl beklese, etti 60 yıl, ha birde Kim Shin Azrail ve Sunny'yi gördüğünde görüntü olarak 30'lu yaşlarındaydılar, yani 30 yıl daha geçse etti sana 90 yıl. :D ^^ 2 kez izleyince ayrıntıları daha çok fark ettim yüreğim daha çok burkuldu, boğazım daha çok düğümlendi. Yazınla tekrar hatırladım dizinin mükemmelliğini, ellerine sağlık *-*
benim demek istediğim şuydu aslında: final kötü değildi ama böyle hevesimi kursağımda bıraktı. herkes mutlu olsun çok istedim, herkes bir arada mutlu olsun çok istedim. araya çok engeller girdi. bir şekilde hep ayrı kaldılar gibi gibi gibi...
Sileun tak'ın liseli olması (ki bence sorun değil ama olmasaydı daha göz doldurur bir aşk olurdu) bence neşeyle alakası yok. eun tak 30'unda da 19'u kadar neşeli bir kız olabilirdi. bizim gördüğümüz o olgunluk ve durgunluk, içerisinde bir şeyin eksik ve kayıp olduğunu hissetmesinden kaynaklanıyordu bence.
son hesaplamana gelince... offf kafam duman oldu! (inşallah azrail ve sunny hiç beklemeden ölür ölmez hemen reenkarne olmuştur da ekstra 30 yıl eklenmemiştir diyorum hihihi^^) cidden içim daha da bi acıdı bak şimdi! sona daha da bi gıcık oldum^^ bi de eun tak yine ölümlüüüü goblin yine ölümsüz... bitmek bilmez bir kısır döngü. aşk zor gerçekten... ama böylesine de değiyor işte demek.
yazımı severek okuduğun için çok teşekkür ederim^-^
İzlediğim dizilerin yorumlarını sizin blogunuzdan okuyorum zevklerimiz o kadar uyuşuyor ki her seferinde.Ve yazım tarzınız da çok içten zevkle okuyorum hepsini.Sanırım dizi seçmek için burayi kullanacağım artık gerçekten teşekkür ederim iyi ki yazıyorsunuz bu bloğu. Takipte olacağım. ^^
YanıtlaSilyaa çok sevindim çok memnun oldum bu yorumaaaaaa gerçekten teşekkür ederim. tarzım biraz farklı herkesin hoşuna gitmeyebilir... son zamanlarda izlediğim hiçbir diziyi yazamadım malum karantina psikolojisi. hatta en en son zamanlarda hiç kore dizisi de izlemedim. ama inşallah eski yorumlardan ve en iyi dizi yazılarından keyfinize göre bişeyler bulabilirsiniz^^
Sil