Selamlar olsun kore dizi dünyası!!! Sonunda döndüm ben!
2017 bitmeden bitirmem gereken dizilerin öyyyyyle uzun bir listesi oldu ki elimde, bakmaya korkuyorum. Neyle başlasam diye uzuuun uzun düşündükten sonra Chicago Typewriter ile hayran kaldığım Go Kyung Pyo'nun büyük övgüler toplayan Strongest Deliveryman'e karar verdim.
Her gittiği mahallede motorlu kurye olarak çalışarak iki ay kalan Choi Kang Soo, son gittiği yerde hayatını değiştirecek yeni insanlarla karşılaşır, hayatını değiştirmek için yeni kararlar alır. Ve inandığı şeyleri korumak için büyük bir mücadele içine girer.
Öncelikle dizinin demir başı, tüm hikayeyi omuzlarında taşıyan Go Gyung Pyo'dan başlamak istiyorum. Permalı marul saçlarıyla bambaşka bir imaja girmiş. Başlarda çok hoşuma gitmiş olsa da nedense gittikçe gözüme batmaya başladı.
Çok temiz yüzlü, aşırı sevilesi bir çocuk ama yaa. Vallahi içime sokasım geliyor. Dediğim gibi bütün senaryo, hikaye onun omuzlarının üzerindeydi. Diğer karakterlere pek de bir iş düşmüyor gibiydi, o yüzden oyunculuğunu çok başarılı buldum.
Oynadığı karakter Choi Kang Soo ise bildiğiniz yeryüzüne düşmüş bir melek! Sizi bilemiyorum ama böyle biraz abartı geldi bana, zaman zaman gıcık oldum yani "bu kadar da iyilik olur mu canım" dedim. Gerçekçi gelmedi bana heralde ne bileyim...
Lee Dan A rolünde ise Chae Soo Bin vardı. Lee Dan A, Choi Kang So'nun uğruna hayatını değiştirdiği kızdı! Böyle deyince insan vayyy vaayyy vayy ne ki bu kız acaba diye düşünüyor. Ama ne nalet, ne suratsız bir kız anlatamam! Hiç sevmedim... Yani HİÇ sevmedim. Düşüncesiz, bencil, bir gram yardımsever olmayan, herkesi döven, kendisinden korkutan bi karakter yani. Çok açık söylüyorum ki ennnn sevmediğim kadın modeli.
Güya dizinin ortasından sonra aşka geldi daha tatlı bir kız oldu da nerdeeeeee. Vallahi ilk bölümen son bölüme kadar ısrarla ısınamadım gitti.
Diziye başlama sebeplerimden birisi herkesin beğenmesi ve sayısız güzel yorum okumamın yanı sıra bunların aşırı pançik pançik bir çift olduğunu duymamdı. Malumunuz öpüşlü koklaşlı çiftleri severim.
Gerçekten de yarıdan sonra ponçik sahneler başladı ama benim gözüme bi gitmedi bu. O kimya geçmedi bana, kıza zaten gıcığım malum, bayaa önyargılı alışamadım ben yani. Zaten bunların arasındaki aşk ne ara doğdu onu da anlamadım. Yani hiçbir duygu yokken çocuk nezarethanye girdi bikaç gün sonra bi çıktı aşkından geberiyor. Geçmedi o aşk bana yani...
Yani onlardansa bu çift çok daha mükemmeldi. İzleyenler anlayacak, bence etkileyici bir hikayeleri vardı ve onların ilişkisinin ilerleyişini izlemek çooooook eğlenceliydi.
Peki Lee Dan A odun diye Choi Kang Soo aşık mı olmayacaktı? Olsundu ama bu kızla olsundu. Bu kızın çok hakkı yendi. O iyi niyeti, temiz kalbi, masum halleri görülmedi. Bi de vahşi Lee Dan A bu kızı da korkuttu epey... Çok acıdım vallahi.
Gerçi o da az şıp sevdi değilmiş ama neyse^^
Ve dizinin yıldızı! Oh Jin Gyu rolünde Kim Sun Oh! Piyasada yeni gözümü diktiğim oyunculardan oldu bile. 86'lı aslında biraz geç kalmış ama olsun. Eminim ki yolu apaçık olucak bundan sonra. Ben bu çocuğa bayıldım! Mimikleri, kalın ses tonu, gülümsemesi ve içinde yüzülesi gamzeleri! Başlarda azcık kızdırsa da bizi, genel olarak bayıldım bu adama.
Hoşuma gitmeyen tek şey Lee Dan A'ya karşı olan ilgisini çabuk kaybetmesi ve birden yön değiştirmesi. Orayı anlamadım. Sevdi mi, ne ara sevdi, ne ara vazgeçti, ne ara diğer kızı sevmeye başladı felan... Gerçi Lee Dan A'dan yüz kat iyilerine layıktı ve buldu sonunda ya o yeter bana.
Yalnız bu çifte gereken süre ayrılmadı dizide, çok üstün körü geçildi, ilişkileri nasıl ilerledi, o sona nasıl kavuştular pek anlayamadık.
Bu ikiliden çok büyük beklentilerim vardı. Böyle dizinin bu kadar sevilmesine sebep olacak bi bromance bekliyodum ama o da olmadı. Hiçe attılar bu güzel ikiliyi.
Buraya kadar geldiyseniz eğer, dizinin benim için genel olarak bir hayal kırıklığı olduğunu anlamışsınızdır. Böyle her gün izleme hevesim olmadı, karakterlerin bir kısmını sevmedim. Sevdiklerime ya çok fazla ekran süresi vermemişlerdi yada abuk subuk davranmaya başladılar, beklentilerimin çok dışına çıktılar.
Herkes çok beğenmişti ya ben neden böyle oldum hiç anlamadım... Çok da hevesle başlamıştım üzüldüm de yani...
Açıkçası dizinin sonunu da anlamadım. O şirkete ne oldu? Devam mı ettiler, büyüdüler mi ne oldu? Ayrıca Oh Jin Gyu ve Lee Ji Yoon en sonunda ne oldu öyle? Yani Oh Jin Gyu şirketten ayrılıp şoför mü olmuş? Evlenmişler mi? Kesinlikle anlamadım sonunu. Mutlu son belli ama bi havada yani Tatmin edici değil.
Ne kadar da anlamadığım bir dizi olmuş. Şöyle bir baktım da 'anlamadım' kelimesini epey kullanmışım^^
Ay canım okur ben de bilemiyorum ne desem... Herkesin sevdiği şeyi ben neden sevmedim ki? Yok yani... Zaten o kadar aklımda kalmamış ki dizi bittikten 4 gün sonra şu yazıyı yazayım dedim canım çıktı. Vallahi unutmuşum bile her şeyi. Ama bi Moon Lovers bi Chicago Typewriter şu an sor dün izlemiş gibi baştan yazayım. Güzel dizi öyle olur işte! Akılda kalır, insanın içine işler! Böyle olmaz!!!
2017 bitmeden bitirmem gereken dizilerin öyyyyyle uzun bir listesi oldu ki elimde, bakmaya korkuyorum. Neyle başlasam diye uzuuun uzun düşündükten sonra Chicago Typewriter ile hayran kaldığım Go Kyung Pyo'nun büyük övgüler toplayan Strongest Deliveryman'e karar verdim.
Her gittiği mahallede motorlu kurye olarak çalışarak iki ay kalan Choi Kang Soo, son gittiği yerde hayatını değiştirecek yeni insanlarla karşılaşır, hayatını değiştirmek için yeni kararlar alır. Ve inandığı şeyleri korumak için büyük bir mücadele içine girer.
Öncelikle dizinin demir başı, tüm hikayeyi omuzlarında taşıyan Go Gyung Pyo'dan başlamak istiyorum. Permalı marul saçlarıyla bambaşka bir imaja girmiş. Başlarda çok hoşuma gitmiş olsa da nedense gittikçe gözüme batmaya başladı.
Çok temiz yüzlü, aşırı sevilesi bir çocuk ama yaa. Vallahi içime sokasım geliyor. Dediğim gibi bütün senaryo, hikaye onun omuzlarının üzerindeydi. Diğer karakterlere pek de bir iş düşmüyor gibiydi, o yüzden oyunculuğunu çok başarılı buldum.
Oynadığı karakter Choi Kang Soo ise bildiğiniz yeryüzüne düşmüş bir melek! Sizi bilemiyorum ama böyle biraz abartı geldi bana, zaman zaman gıcık oldum yani "bu kadar da iyilik olur mu canım" dedim. Gerçekçi gelmedi bana heralde ne bileyim...
Lee Dan A rolünde ise Chae Soo Bin vardı. Lee Dan A, Choi Kang So'nun uğruna hayatını değiştirdiği kızdı! Böyle deyince insan vayyy vaayyy vayy ne ki bu kız acaba diye düşünüyor. Ama ne nalet, ne suratsız bir kız anlatamam! Hiç sevmedim... Yani HİÇ sevmedim. Düşüncesiz, bencil, bir gram yardımsever olmayan, herkesi döven, kendisinden korkutan bi karakter yani. Çok açık söylüyorum ki ennnn sevmediğim kadın modeli.
Güya dizinin ortasından sonra aşka geldi daha tatlı bir kız oldu da nerdeeeeee. Vallahi ilk bölümen son bölüme kadar ısrarla ısınamadım gitti.
Diziye başlama sebeplerimden birisi herkesin beğenmesi ve sayısız güzel yorum okumamın yanı sıra bunların aşırı pançik pançik bir çift olduğunu duymamdı. Malumunuz öpüşlü koklaşlı çiftleri severim.
Gerçekten de yarıdan sonra ponçik sahneler başladı ama benim gözüme bi gitmedi bu. O kimya geçmedi bana, kıza zaten gıcığım malum, bayaa önyargılı alışamadım ben yani. Zaten bunların arasındaki aşk ne ara doğdu onu da anlamadım. Yani hiçbir duygu yokken çocuk nezarethanye girdi bikaç gün sonra bi çıktı aşkından geberiyor. Geçmedi o aşk bana yani...
Yani onlardansa bu çift çok daha mükemmeldi. İzleyenler anlayacak, bence etkileyici bir hikayeleri vardı ve onların ilişkisinin ilerleyişini izlemek çooooook eğlenceliydi.
Peki Lee Dan A odun diye Choi Kang Soo aşık mı olmayacaktı? Olsundu ama bu kızla olsundu. Bu kızın çok hakkı yendi. O iyi niyeti, temiz kalbi, masum halleri görülmedi. Bi de vahşi Lee Dan A bu kızı da korkuttu epey... Çok acıdım vallahi.
Gerçi o da az şıp sevdi değilmiş ama neyse^^
Ve dizinin yıldızı! Oh Jin Gyu rolünde Kim Sun Oh! Piyasada yeni gözümü diktiğim oyunculardan oldu bile. 86'lı aslında biraz geç kalmış ama olsun. Eminim ki yolu apaçık olucak bundan sonra. Ben bu çocuğa bayıldım! Mimikleri, kalın ses tonu, gülümsemesi ve içinde yüzülesi gamzeleri! Başlarda azcık kızdırsa da bizi, genel olarak bayıldım bu adama.
Hoşuma gitmeyen tek şey Lee Dan A'ya karşı olan ilgisini çabuk kaybetmesi ve birden yön değiştirmesi. Orayı anlamadım. Sevdi mi, ne ara sevdi, ne ara vazgeçti, ne ara diğer kızı sevmeye başladı felan... Gerçi Lee Dan A'dan yüz kat iyilerine layıktı ve buldu sonunda ya o yeter bana.
Yalnız bu çifte gereken süre ayrılmadı dizide, çok üstün körü geçildi, ilişkileri nasıl ilerledi, o sona nasıl kavuştular pek anlayamadık.
Bu ikiliden çok büyük beklentilerim vardı. Böyle dizinin bu kadar sevilmesine sebep olacak bi bromance bekliyodum ama o da olmadı. Hiçe attılar bu güzel ikiliyi.
Buraya kadar geldiyseniz eğer, dizinin benim için genel olarak bir hayal kırıklığı olduğunu anlamışsınızdır. Böyle her gün izleme hevesim olmadı, karakterlerin bir kısmını sevmedim. Sevdiklerime ya çok fazla ekran süresi vermemişlerdi yada abuk subuk davranmaya başladılar, beklentilerimin çok dışına çıktılar.
Herkes çok beğenmişti ya ben neden böyle oldum hiç anlamadım... Çok da hevesle başlamıştım üzüldüm de yani...
Açıkçası dizinin sonunu da anlamadım. O şirkete ne oldu? Devam mı ettiler, büyüdüler mi ne oldu? Ayrıca Oh Jin Gyu ve Lee Ji Yoon en sonunda ne oldu öyle? Yani Oh Jin Gyu şirketten ayrılıp şoför mü olmuş? Evlenmişler mi? Kesinlikle anlamadım sonunu. Mutlu son belli ama bi havada yani Tatmin edici değil.
Ne kadar da anlamadığım bir dizi olmuş. Şöyle bir baktım da 'anlamadım' kelimesini epey kullanmışım^^
Ay canım okur ben de bilemiyorum ne desem... Herkesin sevdiği şeyi ben neden sevmedim ki? Yok yani... Zaten o kadar aklımda kalmamış ki dizi bittikten 4 gün sonra şu yazıyı yazayım dedim canım çıktı. Vallahi unutmuşum bile her şeyi. Ama bi Moon Lovers bi Chicago Typewriter şu an sor dün izlemiş gibi baştan yazayım. Güzel dizi öyle olur işte! Akılda kalır, insanın içine işler! Böyle olmaz!!!
son cümlene o kadar katıldımki.... benim için güzel dizi bana aşkı gerçiren dizidir inkar etmiyorum çok öyle dizi izlemedim bana büsbütün aşkın naifliğini ,bedensel temasın önemizliğini anlatan çok dizi izlemedim ama hiç izlemedimde diyemem iki tane dizi vardır hayatımın dizisi dediğim kalbimi pırpır ettiren. bugün birini anlatıcam jumong efane prens diziyi izleyenler bilir o nasıl aşktır tam unutdu dediğimiz anda nasıl beni hıçkırıklara boğabilecek tutkudur. abartısiz anlatıyorum diziyi 4 gün içinde bitirmiş bu benim için rekordur ve 1 ay depreyondan çıkmamıştım şimdi nerde öyle diziler nerde öyle kendinden vazgeçen adamlar nerde öyle ülkesini düşünen insanlar, nerde oyle guclu kadinlar nerde??? herkes benmerkezli ve bencil birine dönüşmüşken bu dizi bana umut ışığı verdi. ha şimdi öyle anladınki dizi tamamen aşk üzerine kurulu hayır değil politik oyunların döndüğü kardeş kardeşe entrikaların çevrildiği ve yeni bir ülke kuran bir adamın hikayesi. bir gun mutlaka izle ama o günün ne zaman olacağına kendin karar ver araştır böyle konular ilgini çekiyora. biraz uzun oldu dimi umarım yormamışımdır seni ^^
YanıtlaSilya hem de nasıl ilgimi çekiyor ama elimde öyle bir liste var ki boş kalamıyorum. ilk fırsatta şans vermem lazım çünkü o kadar güzel anlatmışsın ki!!! vallahi merak ettim şimdiden^^
Silgeçirbildisyem ne mutlu bana dizi uzun ama içine çekiyor izlerken karakterler o kadar bizdenki hemde aynı oranda yabancı belkide hayallerimizin beynimizin bir oyunucudur böyle içtenlik^^ bu arada uzun zamandır yoktun umarım herşey yolundadır.
Silson en son izlediğim dizi yorumunu okuduysan neden geciktiğimi anlamışsındır^^
Silçok zor izletti kendini maalesef hihi^^
güzel bir diziye benziyor
YanıtlaSilfena değil diyelim^^
Silevet evet okuduydum :D Bu arada dizi önerisi yapıcam (go back couple) gerçekten çok eğlenceli 12 bölümcük zaten izle bence izletti kendini 11 ci bolumdeyim artık:D
YanıtlaSiltamam ilk boşluğa sokuşturucam^^ teşekkür ederim!
Sil