Yılbaşı sabahı uyandığımda, sokağımızdaki ağaçları, özellikle de çamları bembeyaz karla kapı görmeye bayılıyorum.
Yılbaşı karla kaplı geçmeli benim için.
Birkaç güne kadar seyreden güneşli ve sıcak hava büyük bir umutsuzluğa düşürmüştü beni.
Ama gökyüzü sanki içimi okumuşçasına iki gün kala döktü pamuklarını.
Hem de öyle bir döktü ki, karlar hemen tuttu, her yer bembeyaz oldu bile.
İşte şimdi yeni yıl geliyor gibi hissediyorum ^^
Hepinize yeni yılda sağlık, mutluluk, huzur diliyorum.
Umarım hayallerinize tahmin edemeyeceğiniz kadar yaklaşırsınız.
İnşallah ağzınız kulaklarınıza her zamankinden daha yakın olur.
2015 hepinize beklenmedik maceralar, filmlerdeki gibi aşklar getirsin.
İyi yıllar kukiler ...
Sevgiyle, Melly.
I love seeing trees covered with snow when I wake up in the new year morming.
New year day must be full of snow for me.
I was very hopeless because of the warm weather and sunny days recently.
But as if the sky read my heart it snowed 2 days before new year.
It snowed so much that everywhere is white now.
Now I feel like new year is coming ^^
I wish health, happiness and inner peace to you in new year.
I hope you get closer to your dreams more than you can imagine.
I hope your mouth gets closer to yout ears more than anytime.
2015 brings us unimaginable adventures and loves like in movies.
Belirtmek isterim ki bunlar benim kullandığım en iyi ürünler. Mutlaka ama mutlaka kat be kat iyileri vardır. Ben kozmetiğe çok büyük paralar dökemediğimden genelde drugstore ürünleri kullanıyorum ve listem de onlardan oluşuyor.
Her kategoriden bir ürün koymaya çalıştım. Buyrun efendim.
1) Pure Beauty Multi-Function BB Cream
Özel günler dışında elimi fondötene sürmüyorum.Cildim makyajsız çıkacak kadar pürüzsüz de değil. Pure Beauty'nin BB kremi hayat kurtarıcım. Asla vazgeçemeyeceğim bir ürün. 2 tane falan yedekte bulunduruyorum =) Muhtemelen 2015,2016 ve diğer yılların listelerinde de baş köşeye oturur =) Kapatıcılığı, dokusu, kokusu, ambalajı şahane!!! Kuru cildimi hiç ama hiç pul pul göstermiyor, nemlendiriyor. Ayrıca SPF 42!! Yalnız yağlı ciltlerin kullanmamasını öneriyorum.
2) Lancome Long Lasting Softening Concealer
Koleksiyonumda pahalı denilebilecek tek ürün sanırım bu. Ama içinde o kadar çok ürün var ki neredeyse 1 yıldan fazla idare ediyor. Dolayısıyla verilen parayı kat be kat hakeden bir ürün. Cildi kurutmuyor ve çok doğal bir kapatıcılık sağlıyor.
3) The Balm Hot Mama
Makyajla az çok ilgilenenlerin ortak favorilerindendir bu ürün sanırım. Şeftali-pembe arası rengi ve içindeki alacalı ışıltısıyla mükemmel denilebilecek bir ürün. Her sene indirim döneminde bir tane alıyorum ve tüm sene idare ediyor =)
4) Rimmel Sunshimmer Bronzer
Asya tarzı hafif ışıltılı, açık tenli doğal görünümlü makyajı sevdiğimden yüzdeki derin kontürlerin, kahverengi bronzlaştırıcıların pek hayranı sayılmam. Bu bronzerın açık tonu bende var ve yazın allık olarak bile kullanıyorum. Çok doğal ve belli belirsiz bir rengi var. Kontürlü yüz ve keskin elmacık kemiği görüntüsünden hoşlanıyorsanız kesinlikle sizin ürününüz bu değil!!!
5) Catherine Arley Silky Touch Pudra
Catherine Arley mi kaldı yaaa dediğinizi duyar gibiyim. Ergenliğimden beri vazgeçemediğm bir ürün bu, nerede karşıma çıkarsa alıyorum mutlaka =) Ayrıca da ben ergenken çok ünlü bir markaydı bu =)) Ben 5.5 numarasını kullanıyorum, yarısı mat yarısı simli. Çok ama çok memnunum. Fiyatının aşırı uygun olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım.
6) Essence All About Nude Eyeshadow
Hayatımı bu paletle geçirebilirim. Urban Decay Naked paletlerinin 6 fara sığdırılmış hali gibi. Kimisi mat, kimisi hafif ışıltılı. Gerçekten mükemmel bir far.
7) H&M Highlighter Powder
Highlighter kullanmaya bu sene başladım ve şimdiden vazgeçilmez makyaj malzemelerim arasında. Bu benim ilk ve tek highlighterım. Muhtemelen stick yada likit olan yeni bir ürün alıp deneyeceğim. Ama şu anda bunu kullanıyorum ve çok ama çok memnunum.
8) Essence I Love Punk Jumbo Eyeliner Pen
Son zamanlarda likit dipliner kullansam da tüm yıl en çok bunu kullandığımdan hakkını vermem gerekir diye düşündüm. Sürümü çok kolay ve tonu oldukça koyu siyah olan bir ürün. Ucu çok kalın görünse de uygulamada o kadar da kalın olmuyor ki benim istediğim tam da bu. Ayrıca ürünü uzun süre kullanmasanız da durduğu yerde kolay kolay kuruyup çöp olmuyor.
9) The Balm What's Your Type Rimel
Bildiğim kadarıyla seride 2 adet rimel var. Benim kullandığım Tall, Dark, Handsome, Rich, Romantic olan. Kirpiklerim aşırı standart. Yani ne uzun ne gür ne bişey. Üstüne üstlük bir de sapsarı. Bu rimel hem dolgun hem de uzun simsiyah kirpiklerim olmasını sağlıyor. Ayrıca bunu kullandığım zamanlarda hangi rimeli kullanıyorsun sorusunu çok duydum =))
10) Rimmel London Apocalips Lip Lacquer
Apocalips serisinin ne kadar mükemmel olduğunu duymayan kalmamıştır sanırım =) Ben de bikaç rengini bayılarak kullanıyorum ama en en en sevdiğim 201 Solistice. İnanılmaz bir renk, her tarz makyajla gidiyor. Gloss gibi olmasına rağmen aslında gloss değil. Aşırı nemlendiricili, kupkuru mat durmayan ama yapış yapış parlak da olmayan mükemmel bir ruj. BA-YI-LI-YO-RUM!
Evet arkadaşlar listem böyle. Sizin de kullandıklarınız var mı aralarından? Ürünlerin fotoğraflarını tek tek çekmeye üşendiğimden internetten aldım =)
Kabul etmeliyim ki Kore sevdam yokken de batılı dizileri non-stop izliyordum. Bitirdiğim dizilerin haddi hesabı yok. Sex and the City'ler mi dersin, How I Met Your Mother'lar mı....
Kore dizilerini izlerken önce dizinin bitmesini bekleyip, bölümleri biriktirip sonra topluca izlemeyi tercih ediyorum. Ama batı dizilerinde hafta hafta takip ediyorum. Malum diziler uzun, bitmesi beklenmez =))
Bu dizilere 2014'ün en iyisi demek doğru olur mu bilemedim çünkü hemen hepsi 4 sezondan eski diziler. Yani son bilmem kaç yılın en iyi dizileri olabilir =)
Çoktan bitmiş, artık yeni bölümü olmayan dizilerden bahsetmeyeceğim zira sayfalar yetmez (evet gerekten çok ciddi bir dizi izleyicisiyim). Ama şu anda takip ettiğim dizileri sizle paylaşmak istedim. Belki siz de 'to watch' listenize yeni bir kalem eklersiniz =))
1) The Vampire Diaries
Fantastik-romantik diziler aşırı ilgimi çekiyor. Ama bu diziyi sırf bu ilgim yüzünden izlediğimi söylersem yalan olur, çok bariz =) Evet, hala ergen modunda vampirli zottirik şeyleri seviyorum arkadaşlar. Hem de çok seviyorum ne yapabilirim??? Ama benim bu ilgim simli vampirlerden geriye, Anne Rice ve Bram Stoker'lara dayanıyor. Bu da kendimce savunmam =)
The Vampire Diaries 6. sezona devam ediyor ve ben ilk bölümden beri soluksuz takip ediyorum. Diziye bayılıyorum! Ian Somerhalder'a bir başka bayılıyorum!!!
2) The Big Bang Theory
Her ne kadar Big Bang deyince aklıma ilk Kpop grubu gelse de ben Sheldon'suz bir hayat düşünemiyorum =) Ekibe, arkadaşlıklarına, herşeye o kadar bayılıyorum ki bazen kendimi onların yanında hayal ediyorum (evet o kadar da salağım). Dizi şuanda 8. sezonda ama ben birebir takip etmedim malesef. Sanırım 4. sezon civarında keşfettim ve bikaç günde oturup 3 sezonu yuttum =) O günden beri her hafta düzenli izliyorum.
3) Beauty and the Beast
Klasik bir kaç hikaye var ki bende yeri bir başkadır. Küçük Deniz Kızı, Alice Harikalar Diyarında, Peter Pan... Bir tanesi de Beauty and the Beast. Tamam dizinin orjinal hikayeyle pek alakası olmayabilir ama söyledim ya fantastik-romantik olunca dayanamıyorum. Dizinin 4. sezonunu bekliyorum şuan. Şiddetle tavsiye ederim!
4) New Girl
Hangi tarz dizi sevdiğiniz farketmez, bunu mutlaka ama mutlaka izlemelisiniz!!! Dizi şuan 4. sezona devam ediyor ve bomba gibi! 3 erkeğin yanına ev arkadaşı olarak taşınan Jess'in ve ev ahalisinin hayatlarını anlatıyor ki tam bir kahkaha kaynağı. Benim gibi Friends ve How I Met Your Mother'ı göz kırpmadan mutlulukla izleyenlerdenseniz söz veriyorum pişman olmayacaksınız =))
5) Girls
HBO beni gerçekten çıldırtıyor. Yıllardır 4. sezonu bekliyor gibiyim. Hala başlamadı! Girls senaryo olarak tam bir zeka ürünü olsa da kara mizah olduğunu söylemem gerekir. Oldukça farklı bir tarz ve her zevke hitap etmeyecek bir dizi. Ben, tabii ki çok seviyorum.
6) Greys Anatomy
11. sezon arkadaşlar! Evet tam 11 sezon oldu ve tam gaz devam ediyor. 2. sezondan beri an be an takip ediyorum. Bu zamana kadar neler neler oldu. Asla ölmez dediğimiz başroller öldü, yeni başroller yaratıldı, her sezon sayısız oyuncu farklı hikayelerle diziye girdi çıktı. Bu yoğun karakter sirkülasyonuna rağmen kendisini hala heyecanla izletebiliyor olmasına şaşırıyorum. Her ne kadar Doktorlar dizisinin orjinali olmakla nam salmış olsa da siz bunlara kulak asmayın, orjinalini izleyin derim. Çok çok farklı olduğu göreceksiniz.
7) Teen Wolf
5. sezonunu beklediğimiz diziye çok büyük tereddütlerle başlamıştım. İlk sezonundan sonra tam bir ergen dizisi olduğunu düşünüp bıraktım. Sonra bir gün 2. sezondan bir bölüme televizyonda rastladım ve 'ohaaaa ben bıraktığımdan beri neler olmuş lan dizideee' diye heyecanlanıp oturup kaçırdığım tüm bölümleri izledim. İçinde ciddi ergen unsurları barındırsa da hikaye, fantastik ögeler cidden iyi bence.
8) Lost Girl
Bu dizi benim keşfim! Ya cidden öyle dalga geçmeyin. Kimse izlemezken, hiçbir Türk dizi sitesinde çevirileri yokken ben abuk subuk yerlerden orjinalini izliyordum. Fantastiklikte tavan yapmış bir Kanada dizisi. Sanırım izlediğim ilk ve tek Kanada dizisi, emin değilim =/ Şu aralar 5. sezonu yeni başladı. Malesef son sezonuymuş, çok üzüldüm. Keşke bitmeseydi dedirtecek kesin. Zaten 5 sezon ne yani, çocuk oyuncağı gibi. Bak elalem 11. sezonlarda hala devam hala devam!!!
9) Atlantis
Mistik şeyleri her zaman çok sevdim. Atlantis de hikaye olarak beni çok etkilemiştir. Bu dizi direk olarak Atlantis'in keşfiyle falan alakalı değil. Atlantis'te 3 arkadaş Jason, Herkül ve Pisagor'un yaşadığı maceraları anlatıyor. Karakterler enteresan değil mi =) Her bölüm farklı bir hikaye ve her hikaye mitolojiye bir yerlerden tutunuyor. Mitolojiye bayıldığımı da söylemiştim değil mi =) Tabii arkadan ilerleyen devamlı bir konusu da var. Dizi çok ama çok eğlenceli. Tavsiye ederim.
Genel olarak bakınca tarzım çok bariz değil mi =) Dediğim gibi yarısından fazlası fantastik-romantik.
Sizin de tavsiye edebileceğiniz diziler var mı kukiler? Yada benim listemi beğendiniz mi?
Kukiler bu sefer size enteresan bir Türk filmini anlamak için geçtim klavyenin başına.
Çok enteresan...
Bedensel engeli yüzünden hayata küsmüş, annesine yük olduğunu düşünen, babası tarafından sevilmeyen İhsan'la; sevgilisi yeni terketmiş, işi hiç bir zaman doğru gitmeyen, yaşam tarzı yüzünden babası tarafından reddedilen Temmuz'un yolları hayatlarının en karanlık döneminde kesişir. İkisi de birbirine yeni bir ışık, yeni bir nefes olur.
Filmi izlememin asıl sebebi Çağan Irmak. Hemen hemen her işine bayılıyorum.
Aras Bulut İynemli ise bir ekstra oldu benim için =)
Açıkça söyleyebilirim ki başrolleden Deniz Celiloğlu ise ilk defa gözüme değdi.
Gürkan Uygun'un oynadığı karakterden ise nefret ettim! Nefret ettim!!!
Hikaye o kadar kalbe dokunuyor ki içi cız ediyor insanın.
Bir yandan durgun, bir yandan heyecanlı bir film.
İki karakterin birbirinden bambaşka dünyaları, birbirinin aynısı ruhları ve birbirleriyle ilişkileri...
Hala içimden 'Are you are you coming to the tree?' diye mırıldanıyorum. Malesef kitabını okumadan izlediğim bir seri oldu ki iyi ki öyle olmuş diyorum. Bu filme burun kıvırmayı kendime yediremezdim. Her filmi çok sevdim, ama bu bir başkaydı. Sizi şarkıyla da baş başa bırakmak istiyorum bu sırada.
2) The Hobbit: The Battle Of The Five Armies
Bambaşka bir dünya, bambaşka karakterler, bambaşka olaylar. İnsanı sürükleyen, içine alıp götüren bir serüven. Tek kötü yanı, sinema salonundan çıkınca 'nerdeyim ulan ben' diye düşündürüyor olması =)
3) Kemerlerinizi Bağlayın
Adına bakmayın, film baştan sonra İtalyanca. Kendimi bildim bileli bir Ferzan Özpetek hayranıyım. O sene hangi filmi çıkmışsa mutlaka Top10 imde yer alır. Yine ok güzel bir filmdi. Sinema izleyicisinin büyük kısmı için alternatif ve bilinmedik bir seçenek olduğuna eminim. Ama bence mutlaka fırsat tanıyın.
4) Beauty And The Beast
Çocukluğumdan beri vazgeçemediğim, beni derinden etkileyen 3-5 hikaye var. Bu da onlardan birisi. Çizgi filmi, filmi, müzikali, tiyatrosu neyi olursa olsun kaçırmam izlerim. Bendeki yeri çok farklı. Şanslıyım ki bu sene de mükemmel bir filmi daha çıkmıştı. Hayranlıkla ve tüylerim diken diken olarak izledim. Siz de benim gibi klasik hikayelerden vazgeçemeyenlerdenseniz mutlaka izleyin derim.
5) If I Stay
Çok etkilenerek izlediğim çok güzel bir filmdi. Ayrıca müzikleri de inanılmazdı. Çıkar çıkmaz soundtrack'i alınmalı =)
6) Bir Küçük Eylül Meselesi
Türk filmlerin asla yabana atamam. Gerçekten son yıllarda takdir ederek izliyorum. Tek'in hikayesi de beni çok derinden etkiledi. Engin Akyürek'i sevmemin bunda etkisi var mı bilmiyorum ama bence çok güzel bir filmdi ve hakkettiği takdiri görmediğine inanıyorum.
7) Unutursam Fısılda
Evet bu yıl Farah Zeynep Abdullah'ın yılı olmuş =)) Yine çok güzel bir filmdi. Ama bir gerçek var ki ağan Irmak ne yaparsa güzel oluyor. Kerem Bürsin'i istediğim kadar göremediğim için üzülsem de film çok iyiydi. Yine gözü kapalı alınacak bir sountrack albümü çıkaran bir film ayrıca.
8) X-Men: Days Of Future Past
X-Men in her filmine ve Hugh Jackman'a bayılıyorum!!! Ne yapabilirim böyle. Ama bu filmin özellikle senaryosu, akışı, sahne geçişi her şeyi ama her şeyi dudak uçuklatıcı derecedeydi. Yılın en iyi fantastik aksiyonlarından. Göz kırpmadan izledim =)
9) The Fault in Our Stars
Bu filmle ilgili ne diyeceğimi gerçekten bilemiyorum. Çok güldüm, çok ağladım, çok düşündüm ama en çok da çok hissettim. Baş roldeki kızla o kadar derin bir bağ kurdum ki her şeyi ama her şeyi hissettim sanki. Gerçekten ciddi benzerliklerimiz var ve yaşadığı her şey beni çok etkiledi. Filmde ölüme ve yaşama dair akıl almaz teoriler ve felsefi düşünceler var ki her biri günlerce, haftalarca kafamda döndü durdu. Benim için tarifi zor bir film. Ben varım bu filmde!
10) Only Lovers Left Alive
Twilight, The Vampire Diaries gibi zıttırık vampir şeyleri yokken de Anne Rice olsun, Bram Stoker olsun deli gibi vampir okur, izlerdim. Sonra o zıttırıklar çıktı onları da bayıla beğene, ağzımın suları aka aka izledim, hala da izliyorum. En son olarak vampir filmlerinde son noktalardan biri olan bu film çıktı. Aşkla izledim! Tam bir sanat eseri desem haksızlık etmem sanırım! Mükemmeldi! Karanlık, zarafet, aşk, gizem... Ve yine yeniden tam bir sountrack filmi! Akıl almaz güzellikte şarkılar. Kesinlikle kaçırılmaması gereken bir film!
Eveeet bir listenin daha sonuna geldik. Umarım hoşunuza gitmiştir.
Listede hiçbir sıralama göz etmedim haberiniz ola!
1) It's Okay That's Love
Her ne kadar sıra gözetmedim dediysem de o kadar da değil! 201'ün en güzel dizisi gerçekten de buydu bence. Oyunculuklar, Aman Allahım!!! En sevdiğim kadın Gong Hyo Jin ve en sevdiğim adamlardan Jo In Sung! Mükemmel bir ekran uyumu! Uzuun uzun anlatmak isterdim ama yorum yazısı yazmıyoruz burda diyerek kendimi frenliyorum.
Taam bundan sonrası cidden sırasız, valla =))
2) You Who Came From The Stars
Açıkça söylemeliyim ki dizi başladığında Jun Ji Hyun'a gıcık olmuş, bu ne biçim bi kadın ya demiştim. Zaman geçtikçe alıştım ve çok sevimli gelmeye başladı ama. Kim Soo Hyun'a gelince, uzaylı tiplemesi için ondan daha iyisi olamazdı diye düşünüyorum =) Ama yine de milletin böyle hayran kalacak, aşık olacak ne bulduğunu anlayamıyorum. Bunca başrol eleştirisine rağmen tartışmasız yılın en iyi senaryo ve dizilerinden birisiydi.
3) Fated to Love You
Lee Gun'un kahkahaları hala kulağımda desem yalan olmaz =) En başta Dok Go Jin'i bana inanılmaz derece anımsattığı için sevmiştim onu. Sonradan kendi krallığını yarattı kalbimde =) Yalnız uzun saçlı Lee Gun demek istiyorum dip not olarak =) Gerçekten izlenmesi çok zevkli bir diziydi.
4) Inspiring Generation
Tamamen sadece merak üstüne başladığım bir diziydi. Mükemmel senaryoyu, K,m Hyun Joong'un oyunculuğundaki akıl almaz ilerlemeyi ve tabii karizmasındaki inanılmaz artışı gördükçe bölümden bölüme artan bir keyifle izledim. Bu tarz dizileri genelde sevmediğimden bunu sevmiş olmama şaşırdım. Gerçekten soluksuz izlenen bir aksiyon-drama.
5) Cunning Single Lady
Hepimiz biliyoruz ki bu dizi Joo Sang Wook'u çok çok daha daha çok sevelim diye yapılmıştı sadece. Amacına da ulaştı diyebiliriz =) Yılın en sevimli romantik komedilerindendi. Bir nefeste izledim.
6) You're All Surrounded
Cha Seung Won ve Lee Seung Gi aynı dizide. Aslında bu cümlede kesmem gerekiyordu. Ama bu diziye dair tek ufacık bir hayal kırıklığım var. Siz de Seung Won'u daha fazla romantik sahnede görmek istemediniz mi? Yani sanki o yaşlanmış, ununu elemiş eleğini asmış da romantizm Seung Gi'ye kalmış havası vardı dizide. Üzüldüm. Ben dibine kadat Cha Seung Won hayranıyım karrrdeşim!!!
7) Doctor Stranger
İtiraf ediyorum Jin Se Yeon'u hiii ama hiç sevmiyorum. Sırf onun yüzünden dizi benim için biraz zordu. Ama Lee Jong Suk ve onun tatlı mimikleri her şeyi unutturdu =) Senaryo inanılmaz akılcı ve akıcıydı. İlk bikaç bölüm Se Yeon yüzünden eziyet olduysa da kendimi Jon Suk'un cazibesine bıraktım =) Çok iyi dizi be abi!
8) Witch's Romance
Sevdim arkadaşım ben bu diziyi. Hatta bayıldım. Hatta dönüp dönüp tekrar izleyesim geliyor. Milletin kusarcasına yazdığı eleştirilere anlam veremedim değil bildiğin anlayamadım. Bikere bana Park Seo Joon gibi tatlılık abidesi bir adamı tanıttı. Kesinlikle Lee Jong Suk ve Lee Seung Gi'nin tahtlarına aday bence. Sempatik kral!
9) I Need Romance 3
Tamam tamam! 2 dizi üst üste gelince anladım ki ben sanırım noona dizilerini seviyormuşum. Ayyy burda da enbaşlarda Kim So Yeon'a gıcık olmuştum. Sanırım bazı aktrislere dizinin başında gıcık olmak gibi bir huyum var. Yalnız umarım aramızda Song Joon'un karizmasını, sesini, duruşunu tartışmaya kalkışacak bir hadsiz yoktur =)) Benim gibi sese aşırı önem veren bir tipseniz zaten eleştiri kabul etmediğini bilirsiniz =) Bayıldım bu diziye tek kelimeyle!
PS. I Need Romance serisinin tamamını çok seviyorum bu arada.
10) Full House Thai
Buraya kadar geldiyseniz bu sürprizi de hak ettiniz demektir.
Yılın en en en en ennnnnn güzel dizilerinden birisi Full House ın Tayland versiyonuydu. Mükemmeldi. Kore versiyonlarının her ikisine de takla attırırdı.
Öncelikle gerçek isimleri de Mike ve Aom olan bu mükemmel çifti tanıttı bana. Her ikisinin de stalkerı modunda hala deli gibi takip ediyorum. O kadar popüler oldular ki diziden sonra We Got Married tadında show falan yaptılar.
Neyse sonra Mike D'Angelo denen bu mükkemmel adamı tanıdım ki hayranıyım, ölüyorum bitiyorum. Mükemmel bir insan.
En son olarak da bu adamın birlikte müzik yaptığı öz be öz kardeşi olan şahane insan Golf Pichaya'yı tanıdım. Ğıaaaaaa demek istiyorum. Nasıll bir ikili, nasıl genler bunlar, nasıll bayılıyorum size!!!
Bu dizi mutlaka ama mutlaka izlenmeli kukiler! Ciddiyim! Şakam yok! İzleyin!
Umarım listem faydalı olur! Yok yok kesin olur bunların hiçbirisini izlemek gram kaybettirmez size =)
"Aman Allahım yılbaşı ağacı mı kurmuşlar, aaaaa hindi mi yiyorlarrr, bizim dinimizde yok efendim böyle şeyler gavur bunlar gavur, yeni yılda hediye de neymişş?" çilerdenseniz bence bu yazıya hiiiç devam etmeyin efendim.
Ben kendimi bildim bileli evimizde devasa yılbaşı ağaçları kurulur. Hem de öyle böyle değil. Her sene yeni süsler alır, tüm aile toplanıp bir ritüel şeklinde şarkılı türkülü ağaç kurarız. Sonra yılbaşı akşamları masamız Allah verdiğince çeşitli yemekle ve mümkünse hindiyle donanır. Hepimiz birbirimiz için ağacın altına ufaklı tefekli hediyeler koyar, saat 12'yi geçer geçmez de hurrrraaaa hediyelere koşarız.
Belirtmek isterim ki bu eğlencemiz bizim için sadece hayata renk katmanın bir yolu. Hristiyanlar gibi ayın 25'inde kutlanan Noel'i değil ayın 31'inde yeni yılın gelişini kutluyoruz. Bu tip hayatı renklendiren, bize mutluluk veren anlara 'aman gavur işi yapmayalım' bakış açısıyla bakmanın çok yanlış olduğunu düşünüyorum.
Cadılar bayramında da arkadaşlarımla kılıktan kılığa girip bir kostüm partisine katıldık, çok eğlendik, hayatımızın en güzel anılarından birisi oldu. Şimdi benim inancıma, dinime laf mı edilmeli? Ben bunları sadece eğlenmek için yapıyorum.
Aslında koskoca bir posta konu olabilecek hassas noktalarımdan olan bir mevzuyu şööyyyle bir girizgah olarak kullandıktan sonra sizinle evimizin yeni yıl neşelerini paylaşmak isterim.
Şu gördüğünüz efendim bizim emektar yılbaşı ağacımız. Kendisi evimizin tarihteki 2. büyük ağacı olduğundan epeydir kullanıyor ve artık eskidi malesef. Son demlerini yaşıyor =)
Ayrıca son anda hediye alıcılardan olduğumuzdan ağacın altı daha tam dolu değil. Nom nom Kinder sürprizler göz kırpıyor ordan =))
Bunlar da ağacımızdaki en beğendiğim süslerden bir kaçı. Sizinle paylaşmak istedim.
Bu mavi çan pek bişeye benzemese de benim için çok değerli. Kendim Finlandiya'da kaldığım zamanlarda almıştım. Üzerinde ren geyiği var. Finlandiya'nın resmi hayvanı gibi bir şey =)
Eskiden her sene çıkar yeni süsler alırdık ama artık hem çok orjinal süsler kalmadı, hem çok pahalı olmaya başladılar hem de malum ağaçta yer kalmadı =)
Gördüğünüz üzre ağacın konsepti çingere çadırı =) Hangi süsü beğendiysen al-tak tarzı çalışıyoruz ailece =)
İnternette ve mağazalarda gördüğüm belirli renklere odaklanan konseptli ağaçlara bayılsam da kendi ağacımdaki hiçbir süsten vazgeçemiyorum ve tak takıştır tarzımdan ödün veremiyorum =))
Umarım hoşunuza gitmiştir =) Pencereden sokağa sarkan eve tırmanan modelli noel babalar, yılbaşı temalı sokak kapısı süsleri, evin birkaç köşesine serpilmiş yılbaşı temalı objeler de var ama sizi boğmak istemedim =) Belki bir dahaki seneye =))