Geleneksel sonbahar aramı vermeden önce son zamanların en çok ses getiren dizisinden bahsedeyim de aklımızda kalmasın dedim.
Hepi topu 10 bölümlük dizi nasıl sükse yaptıysa sanki 1 senedir bu dizinin bitmesini beklemişim gibi hissediyorum inanın ki.
Geleneksel sonbahar aramı vermeden önce son zamanların en çok ses getiren dizisinden bahsedeyim de aklımızda kalmasın dedim.
Hepi topu 10 bölümlük dizi nasıl sükse yaptıysa sanki 1 senedir bu dizinin bitmesini beklemişim gibi hissediyorum inanın ki.
Ve karşınızda başroldeki Shin Woo Yeo rolünde Jang Ki Yong...
Oyunculuğu şahane, karaktere bayıldım felan felan klasik övgüleri hızla geçiyorum orasını siz anladınız...
Amaaa esas mevzu şu: sonunda!!! Ve sonunda!!!! Tanrı karşımıza kalbimizi dugun dugun, gümbür gümbür attıracak yeni bir isim çıkardı arkadaşlar!!! Artık rahat bir nefes alabiliriz!!!
Son zamanlarda 2000'lerin yeni nesil bebe oyuncularından ne kadar bıkıp usandığımı anlatıp duruyorum size. JKY onlardan değil, ama bayılarak izlediğimiz efsanevi Gong Yoo, Hyun Bin, Lee Jun Gi, So Ji Sub, Jo In Sung, Lee Min Ho neslinden de değil, onlardan genç olduğu gibi oyunculuk kariyeri de epey geride kalıyor. Tam böyle arada kalmış, nesli tükenmekte olan mükemmel bir jenerasyonun nadide parçalarından birisi demek istiyorum kendisine. Bu nesilden sayabileceğim düzgün oyuncu bir elin parmaklarını geçmiyor bence.
İzlerken böyle gülümseyince gözlerinin içi pançak pançak parlayan, ses tonu karizmadan yıkılan, çilek dudaklı, acayip yakışıklı, insanın içinde sarılma isteği uyandıran inanılmaz bir adam... Hayranlıktan dibim düştü, arada ağzımın akan salyasını sildim, o gülümserken de salak salak gülümseyerek izledim tüm diziyi. İlk defa izlemiyorum tabi, biçok yerde izledim ama ilk defa 'oha olmuş bu' hissiyatı uyandırdı bende.
Daha uzun uzun pek çok paragraf ve zincirleme isim tamlaması şeklindeki iltifatlarla övmek isterim size kendisini ama utanıyorum yaşımdan başımdan (bu utanmış halim). Son diyeceğim şudur ki, ağzınızın salyasını silmek için peçete alarak oturun dizinin başına.
Bi de açın yutuba yazın adını da şarkı söylemesini dinleyin. Allah sırf konuşurken karizmatik ses vermemiş, albüm çıkarsa alırız öyle yani.
Çift olarak başlarda 'Mehh' desem de gittikçe daha güzel gelmeye başladılar gözüme. Daha çok mıçmıç sahne görmek isterdim aslında ama Hyeri'nin bir röportajında şöyle bişey okudum: yatak sahnesini çok uzun ve güzel çekmiştik ama çok büyük bir kısmı silinmiş, keşke silinmeseydi ama dizimiz 15+ olduğu için uygunsuz bulmuşlar. Şimdi daha ne diyeyim ben??? Çekmiş adamlar, çekmiş işte niye göstermiyorsunuz? Bir de tvN diye güvenip izliyoruz siz bile keserseniz millet ne yapmaz!! Aşkolsun yani!
Kamera arkası görüntülerde de mükemmel bi yakınlıkları var aslında, kim izlese gerçek sevgili zanneder ama bildiğim kadarıyla Hyeri'nin ünlü bi oyuncu sevgilisi var. Valla ben olsam JKY için ayrılırım gider pehhh (her şey dış görünüş mü, sığ mısın Melly demeyin, ben burada taraflı bi blog yazarıyım neticede).
Birbirlerine çok yakıştırsam ve bir aradayken çok güzel bi kimyaları olduğunu düşünsem de ilişki konusunda çok beceriksiz oldukları ortadaydı. Diziye eleştiri değil de karakterlere eleştiri olsun bu. İki dirhem bir çekirdek güzelim ilişkiyi mıy mıy zor ayakta tuttular yemin ederim. Verin odunu yansın ortalık dimi ama? Nerdeeeee..... Pis kibarcıklar!
Bu çiftle ilgili çok sinirime dokunan bi nokta var ama, ilk andan son bölümün son anına kadar birbirleriyle saygılı formda konuştular. Türkçe üzerinden anlatmam gerekirse sizli bizli konuşma vardı hep. O da beklediğim samimiyeti vermedi bana. Dili bilmeden altyazıyla izleyenler rahatsız olmamıştır bu durumdan tabi ama Korece bilenlerin içine dokunduğuna eminim.
Bu arada, bu diziden yola çıksam da, tüm diziler genelinde çok gıcık olduğum bir mevzudan bahsetmek istiyorum izninle sevgili okur:
Goblin ve Moon Lovers gibi efsane diziler olsun bu dizi olsun, karizmatik, olgun, aklı başında, zekası aklı havada klasik ergenus zekasını aşmış tüm müko erkeklerin gözünün 20'lerinin başlarındaki aşırı zıpır, ağzı bozuk, deli dolu, çocuksu kızlarda olmasından bıktım usandım. Biraz daha olgun, saygılı, nerde nasıl davranması gerektiğini bilen, ağır başlı ve tabir-i caizse sıkıcı kızlara baksalar olmaz mı allaşkına??? Hayır iki gram umudumuz var hayattan onu da silip süpürüyorlar yahu!!!
Sinirimi attıysam devam edebilirim.
Kang Han Na'ya saygı duruşunda bulunmak istiyorum öncelikle. Şimdiye kadar hemen her dizide iyi veya kötü, sinir bozucu yan rol olarak izledim. Hiç de sevmezdim kendisini ama sanırım bi sihir var bu kızda. Gittikçe büyüyor insanda, istemeden sevmeye başladım. Burda da o soğuk ama sevgi dolu karakteri çok güzel canlandırmış. Her sahnesini büyük zevkle (kendime şaşırdım) izledim.
Dizide fantastik-romantik tam benim ağzıma layık, en sevdiğim lezzette bir konu vardı. İlk 2 bölüm Lee Dam'ın aşırı karikatürize edilmiş karakteri yüzünden çok korkarak izledim. Büyük hevesle başladığım dizinin hayal kırıklığı olmasından korktum ama sonra çok güzel aktı. Heyecandan yerinde oturtmayan bir yapısı olmasa da yeni bölümü bir an önce açtıracak kadar coşku veren ve asla sıkmayan bir diziydi.
Özellikle insanın geleceğinde tanrıların yönlendirmesi olsa da kendi kaderini kendi kararlarıyla kendi çizebileceği yönündeki anlatım çok hoşuma gitti.
İlla kötü bi yorum yapmam gerekirse bana dizi çok olaysız geldi. Yani boncuğun akıbeti, neyin nasıl olması gerektiği en baştan belliydi zaten. E gumihomuz da özel bir aksiyona girişmedi insan olmak namına. Kötü adam yok denecek kadar eser miktardaydı. Dramatik olaylar da neredeyse son 2 bölüme kadar yoktu. Biraz olaysız kaldı ortalık, biz de bu iki beceriksizin güzelim bir ilişkiyi ayakta tutma çabasını izledik.
Sonu da beklenen şekilde oldu elbet. Kavuşma sahnesinin etkileyiciliğini beklentilerimin çok altında bulsam da, mutlu sona şükredip geçiyorum orasını işin.
Fantastik romantik bir dizi bulmuş olmanın mutluluğu ve JKY'u izleyecek olmanın heyecanı ile koşarak diziye hemen başlayın diyorum. Ben her zamanki gibi eleştiri odaklı yazmış olsam da dizi lokum gibi dizi vallahi. Ben bayılarak izledim.