''If you want the rainbow, you have to deal with the rain''
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

28 Mart 2021 Pazar

İzledim: She Would Never Know

 


Bir kozmetik firmasının pazarlama departmanında çalışan Chae Hyun Seung, kendisini yetiştiren üstü Yoon Song Ah'tan hoşlanıyodur. Onun her hareketini takip eden, onu mutlu etmek için elinden gelen her şeyi yapan Hyun Seung, Song Ah'yı bir gün tavlayabileceğinin hayalini kurarken tüm hayallerini yıkan bir gerçeği öğrenir.


Chae Hyun Seung rolünde Ro Woon'u izledik. Bu 96'lı bebeyi Extraordinary You'da izleyip 'Güzel çocuk ama meeeeh' diye düşünmüştüm. Açıkçası burda düşüncelerimi epey değiştirdi. Hala aşırı güzel yüzlü bir bebe olduğu gerçeği değişmese de oyunculuğunun epey yol aldığını düşünüyorum. Duygusal anları, çocuksu halleri, üzgünken, mutluyken her hali bana geçti, çok beğenerek izledim.

Chae Hyun Seung karakterine kim aşık olmaz, hangi koca yürekli kadın bu adamı reddedebilir aklım almıyor zaten. Öyle bir adam ki benim gibi 'tarzım değil' diyenlere bile o dediğini yutturur, tükürdüğünü yalatır. Ben bu kadar sevgi dolu, anlayışlı, düşünceli, sabırlı (ve aklınıza gelebilecek bilimum iltifat) bi başrol daha görmemiş olabilirm.


Yoon Song Ah rolünde ise Won Jin Ah vardı. Just Between Lovers dizisi ki kendisinin ilk dizisi olur, benim ennnnnnn sevdiğim dizilerden birisi olur. Orda bayılmıştım tabbiiki de. Sonra Melting Me Softly epey hüsrana uğrattı. Burda da izleyince karar verdim ki bu kız romantik komediye uygun değil pek. Yüz hatlarına oturmuş bi dram var sanki, mimiklerinde acı gizli. O yüzden dram oynamalı, ağlamalı falan diye düşünüyorum. Sanırım o yüzden Just Between Lovers dizisine cuk oturmuştu. Burda sanki yüzünde hep bi mutsuzluk vardı karakterin, yakıştıramadım maalesef.

Song Ah ise kendisiyle ilgili duygularımı çok arada bırakan bi karakterdi. Sevsem mi nefret mi etsem bilemedim. Kendi hayatıyla ve hayalleriyle ilgili yolundan sapmayıp dimdik durması çok hoşuma gitse de, ilişkisiyle ilgili attığı her adımı eleştirdim. Duygularını fazlasıyla gösteren bir adam tarafından çok sevildiği için adamı cepte gördüğünü ve ona gereken değeri vermediğini düşündüm izlerken, e buna da sinirlendim tabi. Köpek yavrusu gibi çocuğa öyle davranılır mı allasen!!!


İkilinin güzel sahneleri vardıysa da ben pek yakıştıramadım sanki. Song Ah dizi gereği Hyun Seung'dan 1 yaş büyük, ama gerçekte 5 yaş var aralarında. Ro Woon nasıl bebek gibi bir adamsa kesinlikle 6-7 yaş var gibi görünüyor bana kalırsa. Tabi sorun bu değil, kimya yoktu.

Her yakınlaşma sahnesinde kızda bir durgunluk vardı, zaten yüzü Küçük Emrah gibi hafiften, acı dolu. Ondan olacak ki sevgiyi, yakınlığı pek alamadım. Romantik sahneler de vardı halbuki ama sanki her ikisi de başka partnerle olsa daha iyi olurmuş gibi gibi...

Şimdi burda sorun ne diye tekrar düşünürken fark ettim de, genel olarak başroller biraz sıkıcı tiplerdi. Yada çift olarak mı sıkıcılardı acaba? Yani tam bilemiyorum da emin olduğum bişey var ki dizideki diğer tüm karakterler ve diğer tüm çiftler başrollerden daha ilginç ve izlemeye değerdi bence.


Benim favori çiftim Hyun Seung'ın ablası ve patrondu aslında. Patron rolündeki Lee Kyu Han benim çok sevdiğim bi oyuncudur. Kötü adam olarak da çok görürüz ve o zaman bile bi şeytan tüyü vardır kendisinde. Burda da kızı tavlama sahnelerinden ilişki yaşadıkları döneme kadar çooooooook tatlı bir adamdı. Sadece çok iyi bir sevgili değil aynı zamanda çok iyi bir patron, çok iyi bir abi, çok iyi bir arkadaştı da. Ve bu ikili acayip tatlı bi çift oldular. Her ne kadar sonlarını bilsek de daha ayrıntılı olarak görmek isterdim, mutluluklarını merak ettim resmen. Esas çiftin mutlu son resminden çok bu çiftin mutlu son resmini görmek istedim açıkçası.

Aynı şey Hyun Seung'ın küçük ablası ve kocası için de geçerli. Bu çift de esas çiftten daha merak uyandırıcıydı. Oldukça ilginç bir hikayesi vardı onların da. Çok üzüldüm izlerken, empati kurmaya çalıştım her iki karakterle de. Onların da sonunu bilsek de daha ayrıntılı olarak bi canlandırma isterdim. Geçen zamanda nasıl yaşadılar? Ne oldu? Diğer adama ne oldu? Kocası ne yapacak vb...


Dizinin genel teması sanki 'kaçan kovalanır' üzerine kurulmuştu. Pek çok farklı çiftte kovalamaç izledik. Olsun severiz bunları dimi^^

Dizi bana kalırsa çoook eğlenceli başladı. Son zamanlarda izlediğim en kaliteli Kore dizisi diye düşündüm ve her bölümü hevesle açtım derkeeeeen ortasında acayip sıktı. Of azcık atlasam mı, hadi sabret diyerek ilerledim. Sonra Allahtan son bikaç bölüm tekrar güzelleşti. Son iki bölümde karakterlerin resmen yer değiştirmiş olması çok hoşuma gitti hatta, keşke biraz daha uzatsaydı Hyun Seung durumu. Vallahi zevkten dört köşe izledim o sahneleri ne diyeyim^^


Dizide herkesin pek de sevmediği -noona- konusu var aslında. Yani kadının yaşça büyük olduğu bir ilişki. Yaş farkı sadece 1 olsa da ve dizide yaş farkı söz konusu bile olmasa da hissiyata oldukça yansıyor bence. Tesadüf müdür bilemiyorum ama şimdiye kadar noona konulu hangi diziyi izlediysem beğendim. Zaten son yıllarda da oldukça popüler bir konu. Şimdiye kadarki hemen her noona dizisini beğenmiş olmanın güveniyle başladım ve arada sorunlar olsa da yanıltmadı beni, severek bitirdim sonunda. 


Dizinin yavaş akan bir dizi olduğunu, öyle aksiyonlar ihanetler yalan dolan olmayan, dümdüz sade bir dizi olduğunu üzerine basa basa belirtmem lazım. Neden? Çünkü herkese göre değil bu dizi. Genel olarak romantik komedi diye geçse de bildiğiniz romkomlardan da daha durgun diyebilirim. Öyle coşkulu romantik sahneler, komiklikler falan yok yani. Ama seyri birbirinden farklı, her biri birbirinden ilginç ilişkiler anlatılıyor. Çok çok farklı karakterler var hikayede. 


Slow burn romance diye bir şey var bilir misiniz? Böyle yavaş yavaş alevlenen aşk demek, yani ağır ağır ilerliyor ilişki, dizi de aynı şekilde tabi.  Tüm bunları kabul ederek ve büyük beklentiler içerisine girmeyerek başlarsanız, benim gibi çok sevebilirsiniz bu diziyi. Yoksa hayal kırıklığı olabilir şimdiden söylemesi...


Yazımı dizinin esas kapak fotoğrafıyla bitirmek istiyorum. Dizi hem noona dizisi olunca hem de bu kapağı görünce çok sevdiğim bir dizi olan Something in The Rain esintileri bekledim. Ona da bakarsanız kapağı çok benzer.  Onun kadar iyi olmasa da ufak bi havası vardı sanki.

Bu arada dizinin Korece ismi aslında She Would Never Know değil, Sunbae Don't Put That Lipstick On. Niye böyle kel alaka isim çevirileri yapıyorlar anlayamıyorum gerçekten. Halbuki bu isme gönderme yapan çok güzel sahneler vardı dizide, yabancı izleyici gerçek ismini bilerek izlese daha büyük zevk alırdı o sahnelerden. Mesela; Hyun Seung'ın Song Ah'ya başka bir ruj hediye alması ve devamlı onu sürecek mi diye beklemesi, diğer kırmızı ruju sürdüğünde ona hiç yakışmadığını söylemesi, Song Ah'nın sevgilisinden ayrıldıktan sonra hiç o kırmızı ruju sürmemesi vb. Hyun Seung'ın aldığı ruju sürdüğünü de gösterseler tüm göndermeler tam olacaktı ama onu unuttular sanırım^^ Kadının sürdüğü rujlarla aşk hayatının ilişkilendiği güzel bir imgeleme vardı orda ama Korece isminin anlamını bilmeyen herkes kaçırdı maalesef...

8 Mart 2021 Pazartesi

İzledim: A Love So Beautiful

 Bir küçük hayal kırıklığı hikayesi.

orjinali

Dizinin orjinal versiyonu oldukça meşhur yine aynı isimli bir Çin dizisi. Diyorum ya 'Arada sırada düşüyorum Çin dizilerine, aralarında da epey iyi olanlar var' diye. İşte o da o çok iyi olanlardan birisiydi. Acayip zevkle izlemiştim. Ondan sonra bunu izleyince maalesef yorumumda pek de objektif olamayacağım sanırım...


Şarkının orjinalini dinletirken dizideki dans sahnesini de göstermek istedim. Dans hareketleri şarkının kendi klibindeki aynı koreografiden alınma, şarkının kendi dansı^^


Herşeyden önce şubu söylemeliyim ki dizi benim için ilk saniyesinde şahane bir sürprizle başladı. Çok sevdiğim (Running Man hayranları bilir) Kim Jong Kook'un Sarangseureowo şarkısının ponçik bir versiyonu çalmaya başladı. Hemen arkasından Han Namja derken coştu ortalık. Yukarıya iki şarkının da orjinal versiyonlarını koyuyorum ki Kim Jong Kook sesiyle bir dinleyin bu yazıyı okurken. En sona da dizi versiyonunu koyarım farkı da görmüş olursunuz. 

Saf ve sıcak kanlı Shin Sol Yi'nin, okulun en zeki ve soğuk Cha Heon'a aşık olup devamlı peşinde dolanmasını ve ikilinin liseden başlayıp yıllar süren aşk hikayesini izliyoruz. 

Bu kendini beğenmiş, soğuk ve aşırı zeki liseli bebenin peşinden koşan aşırı gurursuz, vıcık vıcık ve salak kız konusuna bizi en başta düşüren dizi 2010 yapımı Playful Kiss olmuştu. Biz derken sanırım tüm Kore dizisi severleri kastettiğimi söylesem yanılıyor olmam (yeni jenerasyon izleyicileri saymıyorum, veteranlar diyelim^^). Ben ordan bi başladım sonra ucunu tutamadım, tüm ülkelerdeki versiyonları mı dersin, benzer konulardaki diğer diziler mi dersin hepsini izledim. Bu da onlardan birisi işte. Nerden düştüm bu batağa, nasıl kapıldım bu senaryoya bilemiyorum ama şahane versiyonları olsa bile aslına bakarsanız berbat bi senaryo. Çocuğa mı daha gıcık olsam, kızın yerine defalarca utansam mı bilemiyorum izlerken... Ha bi başkası çıksa yine izlerim orası ayrı ama esasen cidden çekilir dert değil.

Cha Heon rolünde Kim Yo Han'ı izledik. Bu çocuğu kim bulmuş da başrol yapmış, neresini beğenmiş bilemiyorum. Ne tipini beğendim ne oyunculuğunu. Aşırı soğuk, zeki karakterin bir diğer özelliği de yakışıklı olmasıydı. Asla değil. Ölü balık gibi bakıyor töbe estağfurullah. Bi de peltek peltek, büzük dudakları var. Hayır pelteklikle hiçbir sorunum yok hatta bazen çok karizmatik veya sempatik buluyorum ama olmamış yani. Bu klasikleşmiş karaktere hiç yakıştıramadım kendisini. 

Shin Sol Yi rolünde So Ju Yeon vardı. Kısa boylu, dersleri berbat, bıcık bıcık esas oğlanın peşinde dolanan bu gurursuz kız tam da nefret ettiğim tipleme! Ama hem dizinin orjinalindeki karaktere çok benzer hem de bu klasikleşmiş tiplemeye çok uygun bir oyuncu olduğu için oyuncu seçimini beğendim.

Çift olarak pek bişey diyemeyeceğim. İki tane bebek resmen. Bundan önce yorum yazdığım son dizi olan True Beauty'de kız 7 yaşında gibi davranıyo diye gıcık oldum demiştim, haksızlık etmişim özür dilerim kendisinden. Burdaki kız resmen 5 yaşında gibi davrandı dizi boyunca. Ama sorun değil, göya karizmatik olacak çocuk da 13 yaşında gibi olduğu için göze batmadı. Muadil tüm dizilerdeki çiftlerden daha az kimya vardı aralarında, bırakın sevgiliyi; kardeş, kanka gibi bile değillerdi bence. Hoşuma gitmediniz çucuklar.

Ayrıca orjinalinde gayet güzel bir aşk izlemiştik, lisedeyken masum, 30'lu yaşlarında çok daha yakınlaşmış bi ilişkileri vardı ve karakterlerle birlikte aralarındaki ilişkinin de gelişimi çok güzel gösterilmişti. Burda mevzu hep ana sınıfından halliceydi...

Orjinal Çin versiyonu olan A Love So Beautiful'da da kıza bol bol sövmüş, nasıl ikinci çocuğa gitmediğini aklım almamıştı. Yine birebir aynı şeyi yaşadım, aklım almıyor nasıl bu çocuk yalnız kaldı... Yani tip mip geçin onları o kadar iyi bir çocuk ki... Kendini bi b.k zanneden o 'BAŞROL'e kirpiğimin ucuyla bakmam ben olsam. Diyorum ya şu gurursuz salak kız tiplemesine gerçekten tahammülüm yok! 


Orjianli 23 bölüm olan diziyi sıkıştırıp sıkıştırıp 12 bölüm yapmaya çalışmışlar. Ufak tefek farklar haricinde geneli aynıydı senaryonun. Ama öyle aynı senaryoyu kullanayım ama yarı zamana düşüreyim dersen ne olur? B.k olur töbe estağfurullah. 5 saniyede bir zaman atladı dizi. Bi baktık 6 ay atlamış, bi baktık 1 sene atlamış birden bire. Bu çift ne ara ilişkiye başladı, ne ara ne kadar ilerledi anlamadık çünkü yaklaşık 2 dk içinde 3-5 kere sahne atlayarak önce sevgili yaptı sonra ayırdı dizi onları. Ne aşk aşka benzedi, ne ayrılık bişeye benzedi. Zaten 5 yaşındaki kızla 13 yaşındaki oğlanın hiçbir derdini de ciddiye alamazdım.

Dizinin bende bıraktığı hissiyat şu: bi grup çocuk A Love So Beautiful dizisini izlemiş ve evcilik oynamaya karar vermiş. Biz de onların evciliğini izledik. Hadi şimdi 15 yaşındayız, dur şimdi lise son olalım, yaa hayır 21 yaşında olucam beeeen dediler adeta. 

Dizi bize liseden 30'lu yaşlara kadar süren bir aşk hikayesini anlatıyor esasen. Lise yıllarına eh diyorum, aşkın başladığı geliştiği ve ayrıldıkları kossskoca üniversite zamanını zaten 3 saniyede geçtiler, tekrar bir araya geldikleri o dönem dizinin highlight ı olmalıydı. Çin versiyonunda o bölümlerde artık gerçekten olgunlaşıp büyüdüklerini hem konuşmalarından hem de davranışlarından anlayabiliyorsunuz. Karakterlerin gelişimi çok güzel gözlenebiliyor. Burda ise konuşmasından kılık kıyafetine hala biri 5 diğeri 13 yaşındaydı. Karakterlere utanmadan 30 yaşında diyip nasıl böyle boyutsuz bırakmışlar, bu ne amatörlük aklım almadı!


Dizinin en sevdiğim yani başrol haricindeki tüm yardımcı oyuncular oldu. İkinci erkekten zaten bahsettim, onun dışında ikinci çiftte harikaydı. Belki orjinalinden bile daha sevimlilerdi o derece.

Sonundan bahsedecek olursam o da şaşılacak şekilde sevdiğim yanlarından bir tanesiydi. Son bölüme bayıldım, dizi bittiği için dermişim hahahah^^ Son 1 bölümde en başından itibaren tüm olayların Cha Heon'un gözünden anlatılması vardı, bir de en sonunda oldukça sevimli bir çekim hataları kısmı. İşte bu bölümü çok severek izledim. Yani son bölüm hatrına diziye genel puanım 0.5 artabilir. 

Uzun lafın kısası hayal kırıklığı dolu bir dizi oldu. Tabii ki orjinalini izlemeyenler benimle tamamen zıt düşünebilir, hatta umarım öyle olur. Ama benim içim bayıldı diyebilirim. Diziyi izleyenler fırsatı olursa Çin versiyonunu da izlesin lütfen. Benim gibi mi düşüneceksiniz çok merak ediyorum.

Unutmadan şarkının dizi versiyonu: