Bir kozmetik firmasının pazarlama departmanında çalışan Chae Hyun Seung, kendisini yetiştiren üstü Yoon Song Ah'tan hoşlanıyodur. Onun her hareketini takip eden, onu mutlu etmek için elinden gelen her şeyi yapan Hyun Seung, Song Ah'yı bir gün tavlayabileceğinin hayalini kurarken tüm hayallerini yıkan bir gerçeği öğrenir.
Chae Hyun Seung rolünde Ro Woon'u izledik. Bu 96'lı bebeyi Extraordinary You'da izleyip 'Güzel çocuk ama meeeeh' diye düşünmüştüm. Açıkçası burda düşüncelerimi epey değiştirdi. Hala aşırı güzel yüzlü bir bebe olduğu gerçeği değişmese de oyunculuğunun epey yol aldığını düşünüyorum. Duygusal anları, çocuksu halleri, üzgünken, mutluyken her hali bana geçti, çok beğenerek izledim.
Chae Hyun Seung karakterine kim aşık olmaz, hangi koca yürekli kadın bu adamı reddedebilir aklım almıyor zaten. Öyle bir adam ki benim gibi 'tarzım değil' diyenlere bile o dediğini yutturur, tükürdüğünü yalatır. Ben bu kadar sevgi dolu, anlayışlı, düşünceli, sabırlı (ve aklınıza gelebilecek bilimum iltifat) bi başrol daha görmemiş olabilirm.
Yoon Song Ah rolünde ise Won Jin Ah vardı. Just Between Lovers dizisi ki kendisinin ilk dizisi olur, benim ennnnnnn sevdiğim dizilerden birisi olur. Orda bayılmıştım tabbiiki de. Sonra Melting Me Softly epey hüsrana uğrattı. Burda da izleyince karar verdim ki bu kız romantik komediye uygun değil pek. Yüz hatlarına oturmuş bi dram var sanki, mimiklerinde acı gizli. O yüzden dram oynamalı, ağlamalı falan diye düşünüyorum. Sanırım o yüzden Just Between Lovers dizisine cuk oturmuştu. Burda sanki yüzünde hep bi mutsuzluk vardı karakterin, yakıştıramadım maalesef.
Song Ah ise kendisiyle ilgili duygularımı çok arada bırakan bi karakterdi. Sevsem mi nefret mi etsem bilemedim. Kendi hayatıyla ve hayalleriyle ilgili yolundan sapmayıp dimdik durması çok hoşuma gitse de, ilişkisiyle ilgili attığı her adımı eleştirdim. Duygularını fazlasıyla gösteren bir adam tarafından çok sevildiği için adamı cepte gördüğünü ve ona gereken değeri vermediğini düşündüm izlerken, e buna da sinirlendim tabi. Köpek yavrusu gibi çocuğa öyle davranılır mı allasen!!!
İkilinin güzel sahneleri vardıysa da ben pek yakıştıramadım sanki. Song Ah dizi gereği Hyun Seung'dan 1 yaş büyük, ama gerçekte 5 yaş var aralarında. Ro Woon nasıl bebek gibi bir adamsa kesinlikle 6-7 yaş var gibi görünüyor bana kalırsa. Tabi sorun bu değil, kimya yoktu.
Her yakınlaşma sahnesinde kızda bir durgunluk vardı, zaten yüzü Küçük Emrah gibi hafiften, acı dolu. Ondan olacak ki sevgiyi, yakınlığı pek alamadım. Romantik sahneler de vardı halbuki ama sanki her ikisi de başka partnerle olsa daha iyi olurmuş gibi gibi...
Şimdi burda sorun ne diye tekrar düşünürken fark ettim de, genel olarak başroller biraz sıkıcı tiplerdi. Yada çift olarak mı sıkıcılardı acaba? Yani tam bilemiyorum da emin olduğum bişey var ki dizideki diğer tüm karakterler ve diğer tüm çiftler başrollerden daha ilginç ve izlemeye değerdi bence.
Benim favori çiftim Hyun Seung'ın ablası ve patrondu aslında. Patron rolündeki Lee Kyu Han benim çok sevdiğim bi oyuncudur. Kötü adam olarak da çok görürüz ve o zaman bile bi şeytan tüyü vardır kendisinde. Burda da kızı tavlama sahnelerinden ilişki yaşadıkları döneme kadar çooooooook tatlı bir adamdı. Sadece çok iyi bir sevgili değil aynı zamanda çok iyi bir patron, çok iyi bir abi, çok iyi bir arkadaştı da. Ve bu ikili acayip tatlı bi çift oldular. Her ne kadar sonlarını bilsek de daha ayrıntılı olarak görmek isterdim, mutluluklarını merak ettim resmen. Esas çiftin mutlu son resminden çok bu çiftin mutlu son resmini görmek istedim açıkçası.
Aynı şey Hyun Seung'ın küçük ablası ve kocası için de geçerli. Bu çift de esas çiftten daha merak uyandırıcıydı. Oldukça ilginç bir hikayesi vardı onların da. Çok üzüldüm izlerken, empati kurmaya çalıştım her iki karakterle de. Onların da sonunu bilsek de daha ayrıntılı olarak bi canlandırma isterdim. Geçen zamanda nasıl yaşadılar? Ne oldu? Diğer adama ne oldu? Kocası ne yapacak vb...
Dizinin genel teması sanki 'kaçan kovalanır' üzerine kurulmuştu. Pek çok farklı çiftte kovalamaç izledik. Olsun severiz bunları dimi^^
Dizi bana kalırsa çoook eğlenceli başladı. Son zamanlarda izlediğim en kaliteli Kore dizisi diye düşündüm ve her bölümü hevesle açtım derkeeeeen ortasında acayip sıktı. Of azcık atlasam mı, hadi sabret diyerek ilerledim. Sonra Allahtan son bikaç bölüm tekrar güzelleşti. Son iki bölümde karakterlerin resmen yer değiştirmiş olması çok hoşuma gitti hatta, keşke biraz daha uzatsaydı Hyun Seung durumu. Vallahi zevkten dört köşe izledim o sahneleri ne diyeyim^^
Dizide herkesin pek de sevmediği -noona- konusu var aslında. Yani kadının yaşça büyük olduğu bir ilişki. Yaş farkı sadece 1 olsa da ve dizide yaş farkı söz konusu bile olmasa da hissiyata oldukça yansıyor bence. Tesadüf müdür bilemiyorum ama şimdiye kadar noona konulu hangi diziyi izlediysem beğendim. Zaten son yıllarda da oldukça popüler bir konu. Şimdiye kadarki hemen her noona dizisini beğenmiş olmanın güveniyle başladım ve arada sorunlar olsa da yanıltmadı beni, severek bitirdim sonunda.
Dizinin yavaş akan bir dizi olduğunu, öyle aksiyonlar ihanetler yalan dolan olmayan, dümdüz sade bir dizi olduğunu üzerine basa basa belirtmem lazım. Neden? Çünkü herkese göre değil bu dizi. Genel olarak romantik komedi diye geçse de bildiğiniz romkomlardan da daha durgun diyebilirim. Öyle coşkulu romantik sahneler, komiklikler falan yok yani. Ama seyri birbirinden farklı, her biri birbirinden ilginç ilişkiler anlatılıyor. Çok çok farklı karakterler var hikayede.
Slow burn romance diye bir şey var bilir misiniz? Böyle yavaş yavaş alevlenen aşk demek, yani ağır ağır ilerliyor ilişki, dizi de aynı şekilde tabi. Tüm bunları kabul ederek ve büyük beklentiler içerisine girmeyerek başlarsanız, benim gibi çok sevebilirsiniz bu diziyi. Yoksa hayal kırıklığı olabilir şimdiden söylemesi...
Yazımı dizinin esas kapak fotoğrafıyla bitirmek istiyorum. Dizi hem noona dizisi olunca hem de bu kapağı görünce çok sevdiğim bir dizi olan Something in The Rain esintileri bekledim. Ona da bakarsanız kapağı çok benzer. Onun kadar iyi olmasa da ufak bi havası vardı sanki.
Bu arada dizinin Korece ismi aslında She Would Never Know değil, Sunbae Don't Put That Lipstick On. Niye böyle kel alaka isim çevirileri yapıyorlar anlayamıyorum gerçekten. Halbuki bu isme gönderme yapan çok güzel sahneler vardı dizide, yabancı izleyici gerçek ismini bilerek izlese daha büyük zevk alırdı o sahnelerden. Mesela; Hyun Seung'ın Song Ah'ya başka bir ruj hediye alması ve devamlı onu sürecek mi diye beklemesi, diğer kırmızı ruju sürdüğünde ona hiç yakışmadığını söylemesi, Song Ah'nın sevgilisinden ayrıldıktan sonra hiç o kırmızı ruju sürmemesi vb. Hyun Seung'ın aldığı ruju sürdüğünü de gösterseler tüm göndermeler tam olacaktı ama onu unuttular sanırım^^ Kadının sürdüğü rujlarla aşk hayatının ilişkilendiği güzel bir imgeleme vardı orda ama Korece isminin anlamını bilmeyen herkes kaçırdı maalesef...