2021'e nostaljik bir giriş yapmak istiyorum sevgili okur.
Bayanlar baylar, bu okuyacak olduğunuz dizi teeee 2007 yılından kalma, anca bendeniz gibi zilyor zilyar yıldır Kore dizisi izleyen dinozorların bileceği bir antikadır. Ama gerçek antika yani, çok değerli olanlardan. Ki itiraf etmeliyim ben de çoook geç farkına vardım bu dizinin, yani böyle bir başrol kadrosunu nasıl daha önce farketmemişim bilemiyorum, ayıp bana!
Yeni nesil dizi seyircisinin genel olarak eski tip kıyafetlere ve kötü görüntü kalitesine pek de tahammülü olmadığını biliyorum. Ama arada sırada şans vermek gerekir değil mi? Yoksa mesela bir klasik olan Boys Over Flowers'tan da hiç haberiniz olmaz maazallah!
Doktor Min Ki Seo'nun yine doktor olan sevgilisi, tam ölmeden önce kendisine bir ricada bulunur. Geçmişte kendi hatası yüzünden hastanede HIV kapan küçük kızın ailesinden gidip özür dilemesini ister. Taş kalpli Min Ki Seo bunu yapayı düşünmez ama kader istemeden onun yolunu bu çocuk ile kesiştirir. Bekar anne Lee Young Shin, HIV hastası küçük bir çocuk ve alzheimer bir dedenin yanına kalarak onlara kısa bir süre bile olsa göz kulak olmaya çalışırken yavaş yavaş bu ailenin bir parçası olduğunu hisseder.
Başrolde Gong Hyo Jin'i yine her zamanki gibi başına gelmedik kalmamış, mübarek Allah'ın tüm talihsizliklerini çeken, aynı zamanda da dünyanın en iyi kalpli, saf ve ezik kadın karakteri olarak görüyoruz. Gong Hyo Jin benim ennnnn sevdiğim aktrislerden birisi aslında ama bu diziyle birlikte farkettim ki bu hakkını savunamayan ezik ve bela paratoneri kadersiz karakterleri çok sık oynuyor. Olsundu, ben yine de çok seviyorum hala. Gong Hyo Jin'in nasıllllll balmumu gibi asla yaşlanmadan kalmış olduğuna dikkat çekerek azıcık karakterden bahsetmek istiyorum.
Dediğim gibi karakterimiz oldukça zorlu bir ailenin tüm sorumluluğunu omuzlarına almış, aynı zamanda hakkını savunamayan, ezilen ve tüm bunlara hala iyilikle bakmaya çalışan oldukça zavallı bir kadın. Ama tüm bunlara rağmen oldukça güçlü de bir kadın. Hala yüzü gülen, dimdik ayakta durmaya çalışan, kaçmayan ve her şeyle savaşan bu karakter beni çok üzdü ve zaman zaman da kızdırdı. Özellikle kızını kendi hastalığından bihaber büyütmesi beni çok kızdırdı. Çocukcağız başına gelenlere nasıl tepki vereceğini, ne yapması ne söylemesi gerektiğini asla bilmiyordu. Kendisi kendi hastalığının farkında değildi ki başkalarına doğruları anlatsın... Aynı zamanda kendisi, ailesi ve özellikle çocuğuyla ilgili ileri geri konuşanlara adam akıllı cevap veremeyip başını öne eğmesi, sanki çocuk suçluymuş gibi davranması beni çok üzdü. Gidip bi omuzlarından sarsasım geldi!
Ve Jang Hyuk... Ahhh Jang Hyuk sen ne büyük oyuncusun! Gerçekten değeri verilmeyen, hayranı az olan oyunculardan birisi olduğunu düşünüyorum. Her dizide başka karakter, başka mimikler ve jestler... Çok etkiliyor bu adam beni. Ayrıca onun da mumya gibi kaldığına dikkat çekmek istiyorum ve hatta sanırım Benjamin Button gibi biraz da gençleşmiş, sırrı nedir yahu bu insanların!!!
Çifti izlerseniz böyle elektrik ve çekimden ziyade ne kadar sıcak, samimi bir ilişki olduğunu anlayabilirsiniz. Birbirlerine aile olmaya dair eksik kaldıkları her şeyi buldular. Lee Young Shin bu zorlu yolda elinden tutup yanında onunla birlikte yürüyecek birisini ararken, Min Ki Seo'nun ihtiyacı kalbini ısıtacak birisiydi...
Sorgulayabileceğim tek şey bu gerçek aşk mı yoksa merhamet, acıma ve vicdandan dönen derin bir sevgi ve koruma duygusu mu ondan hiç emin olamadım...
Böyle uçuk bir kadro varken nasıl oldu bilmiyorum ama dizinin yıldızı çocuk oyuncu olan Seo Sin Ae idi. Benim çocuk karakterler hatta genel olarak çocuklar pek ilgimi çekmez aslında ama burda o kadar güzel bir oyunculuk vardı ki gözlerimi alamadım. Bu kız kim yahu kesin uçmuş gitmiştir şimdiye diye düşünmüştüm ki ama maalesef oyuncu olarak pek de yükselememiş kendisi... Üzdü bu beni.
Bu arada dizide Shin Sung Rok ve Choi Kang Hee gibi aşırı ünlü oyuncular da karşımıza çıkıyor benden söylemesi kadro büyük diye boşuna demiyorum!
Dizi çok gerçekçi ve toplum için büyük sorun olan bir konuyu, küçük bir kasabadaki sıcacık bir aile üzerinden insanın içine dokunarak anlatıyor. Birlikte üzülüp, gülüp ağladığımız, gerçekten etki bırakan dizilerden. Kasabadaki en küçük rolden, en sık gördüğümüz yan role kadar herkes ama herkes sağda solda gördüğümüz insanlarla o kadar aynı ki... Hem kötü olanı, hem iyi olanı o kadar iyi tanıyoruz ki... O yüzden 10 kat daha etkiledi beni. Üzüldüm çok açıkçası. Bırakın 2007 yılında Kore'nin ufak bir kasabasını, bugün İstanbul'da şehrin göbeğinde olsa bu aile, benzer sorunları yaşar diye düşünüyorum. Çok cahiliz çünkü, ve korkunca çok insafsız oluyoruz insanlar olarak...
Dizinin gerçekten gizli kalmış bir mücevher olduğunu düşünüyorum. Çok dokunaklı, etkileyici bir hikayesi var. Bir fırsat verirseniz mutlaka beğenirsiniz!