Geldi mi yılın en beklenen yazısı? Vallahi "üzerimdekini çok sorduğunuz için link bırakıyorum yukarı kaydırın" diye yalan söyleyen instagram fenomenleri gibi değilim, samimi olarak söylüyorum ki çok soran oldu bu yazıyı son 1-2 haftada, ben bile şaşırdım.
Senenin başında ve sonunda aşşşşşşşırı dizi izledim, ortasında ise hiiç izlemediğim bir duraklama devri yaşadım. Dolayısıyla listemde olan ama maalesef yetiştiremediğim, belki de başkalarının en iyiler listesinde görmüş olabileceğiniz bikaç dizi var: Record of Youth, Itaewon Class, Do Do Sol Sol La La Sol, Start Up gibi gibi... Çok iyi denilen bu dizileri, ilgimi fazla çekmediği için hep erteledim ve sonunda da yetişmedi aferin bana. Ama olsundu, zaten listeye epey güzel diziler girdi bile, yeter.
Yine geleneksel olarak geçen senelerin yazılarının linklerini bırakarak bu senenin listesine geçiyorum:
2019'un En İyi Kore Dizileri
2017'un En İyi Kore Dizileri
2016'un En İyi Kore Dizileri
2015'un En İyi Kore Dizileri
2014'un En İyi Kore Dizileri
Dizileri yazarken beğenme sırasına göre yazmadığımı belirtmek isterim.
1) PYSCHO BUT IT'S OKAY
Bu senenin fırtınalar kopartan, yeri yerinden oynatan dizisi. Kim Soo Hyun ve So Ye Ji acayip ses çıkardı, hakları da hani gerçekten çok iyilerdi. Sorunlu ve eksantrik karakterlerin birbirleriyle olan ilişkilerini izlemek gerçekten enteresan bir deneyim oldu. Bi an güldürüp arkasından ağlatan, hemen sonrasında korku filmi havasına girip bi animasyonla olayı toparlayan; adeta roller coaster gibi bir diziydi. Bu seneki diziler arasında yeni bir nefes olduğunu düşünüyorum, farklı bir havası vardı.
Dizi yorumum için tıktık
2) HOSPITAL PLAYLIST
Yazısını yazamadım, yazmaya bir türlü elim gitmedi. Neden? Çünkü kelimelerim yetmedi. Çocuklar çoooooook iyi bir dizi, ama öyle böyle değil. Senenin en kaliteli yapımı diyebilirim. Biraz Amerikanvari, klasik Kore tarzını arayanlara uymaz, zaten de Netflix dizisi. Aynı okuldan mezun ve aynı hastanede yaşayan 5 doktor arkadaşın hayatını izliyoruz. Ama böyle olaylar olaylar, entrikalar, kötü adamlar falan değil. Bayaa hayatın içinden dertleri, sorunları, insani ilişkileri, işleri, aşkları her şeyini en organik şekilde izliyoruz. İnanılmaz 5 oyuncu: Jo Jung Suk, Jung Kyung Ho, Kim Dae Myung, Jeon Mi Do ve Yoo Yeon Suk; inanılmaz bir kimya aralarında. Gerçek hayatta da artık çok samimi arkadaş olmuşlar zaten, çünkü insanın olası gelir o kadar iyi ki ortam. Her şey 4-4'lük, zaten o kadar patladı ki 2. sezon da yolda. Ama bu kadar mükemmel dizinin en mükemmel yanı kendisi değil, müzikleri. Mido and Falasol diyorum başka bişey demiyorum. Bilen anladı bilmeyen koşsun videolarını izlesin. Bakın dinlesin demiyorum, izlesin diyorum, işin püf noktası orada^^
3) THE KING: ETERNAL MONARCH
Bu sene benim kişisel zevkime en çok uyan dizi buydu: fantastik-romantik. Paralel evrenler arasında geçen inanılmaz bir aşk hikayesi. Başrollerde iki en sevdiğim oyuncu Lee Min Ho ve Kim Go Eun! Romantik komedilerin süper starları desem yeridir. Özellikle gönüllerin efendisi Lee Min Ho benim kişisel favorim değilken bu dizide kendine hayran bıraktı. Şöyle söyleyeyim, dizi bittikten sonra birkaç gün Lee Gon karakterini rüyamda gördüm, o derece!! Mükemmel bir diziydi ne uzatayım mevzuyu daha.
4) KINGDOM
Sadık okurlarımın 'Bu ne şimdi Melly???' dediklerini duyar gibiyim. Bu tarz diziler normalde asla benlik değil ama genelde erkek kardeşimle falan birlikte ailece izleriz, ki buna da bir karantina hafta sonunda şans verdik. Cumartesi 1. sezonu, pazar günü ise 2. sezonu içtik bitiridik. Joseon döneminde tüm ülkeyi zombi istilasından kurtarmaya çalışan, prens liderliğinde bir grubu ve bu istilanın arasındaki taht mücadelesini anlatan inanılmaz kurgulanmış bir dizi. Benimle mütemadiyen dalga geçen kardeşim devamlı Kore dizisi izlememe ufaktan bir hak vermeye başladı bu sayede^^ Çok iyi dizi, zaten 3. sezon da yolda sabırsızlıkla bekliyorum!
5) CRASH LANDING ON YOU
Ahhhhh ahhh.... Nasıl güzel bir dizi daha! Hafiften Descendants of the Sun havası veren, Son Ye Jin ve Hyun Bim'in başrollerde döktürdüğü, Kuzey-Güney Kore arasında mükemmel bir aşk hikayesi. Bayılıyorum bu iki oyuncuyu da izlemeye. Her ne kadar dizileri sırasız yazıyorum desem de şöyle ufak bir ipucu verebilirim ki bu dizi ve The King ilk iki için kafamın içerisinde kavga ediyorlar.
Yazısını da yazmayı çok istemiştim halbuki, izlerken not falan aldım hatta yazmak istediğim şeyleri. Sonra bu ikilinin gerçekte de birlikte olduğuyla ilgili dedikoduların falan kanıt fotoğraflarını kaydettim yazıma koyarım diye, ama yazamadım... Olmadı. Diyorum ya izler izlemez yazmassam o enerji gidiyor işin büyüsü kaçıyor diye, kaçtı maalesef. Yapacak bişey yok, ben yazmadım diye dizi mükemmelliğini kaybedecek değil ya, kusuruma bakmayıversin Hyun Bin'ciğim ve Son Ye Jin^^
Ekleme/Tarih 01.01.2021: Yazıyı yayınladıktan 2 gün sonra, bugün, 1 Ocakta Hyun Bin ve Son Ye Jin ilişkisinin gerçek olduğu açıklandı. Arkadaşlar ben demiştim. Müneccim miyim neyim! Vallahi foto falan saklamıştım hep keşke tembellik etmeyip vaktinde yazsaymışım yazısını forsum olurmuş. Neyse burda da olsa en azından ufaktan bi çıtlatmıştım size. Çok yakıştırdım ben hayırlı uğurlu olsun^^
6) TALE OF THE NINE TAILED
Tüm bölümleri biter bitmez anında yuttuğum, heyecanla bekleyip heyecanla izlediğim bir dizi. Başrollerde Jo Bo Ah ve Lee Dong Wook vardı. Bir gumihonun (dokuz kuyruklu tilki) asırlar boyunca ilk aşkının reenkarne olmasını bekleyerek onu aramasını ve bu efsanevi aşkı anlatıyordu. Çok etkileyici bir hikaye, oyunculuklar, heyecan dolu olaylar vardı ardı ardına. Büyük zevk alarak izledim. Kendi yorumuma bir göz attım da şimdi, "Okurken hiç sevmemiş sanki, bu listede ne işi var" diye düşünebilirsiniz. Ama aslında öyle değil, çok sevdim de yanlış zamanda izledim diyelim. Ama bu durum asla dizinin bu yılın en iyilerinden birisi olduğu gerçeğini değiştiremez!
7) FLOWER OF EVIL
Henüz yeni bitirdim ve bitirir bitirmez önceden hazırlamış olduğum bu listeyi açıp baktım 'İlk 10'u doldurduysam hangisini silsem de bunu koysam yerine' diye. Aklımı ve kalbimi aynı anda yerinden oynatan, ilk bölümden son bölüme kadar pik noktasına bir heyecanla ilerleyen, senaryosu adeta dantel gibi ince ince işlenmiş mükemmel bir dizi!!! Başrolde Moon Chae Won ve iki gözümün çiçeği, kalbimin prensi Lee Joon Gi. Aşık olduğunu bilmeyen ama deli gibi aşık bir adam, aşkı için her şeyi yapmaya hazır bir kadın, birbirinden heyecan dolu olaylar. Her bölüm öyle noktalarda bitti ki yeni bölümü açmak zorunda kaldım, ertesi günü bekleyemedim. Diziyi tek sahne bile atlama arzusu olmadan tek seferde silip süpürdüm. Kalbim tekledi izlerken. Zaten aşık adam rolünde o yumuş bakışlarıyla Lee Joon Gi'yi izlemek de bambaşka bir ayrıcalık. Bu yazı biter bitmez bu heyecan dolu diziye koşarak başlamanızı tavsiye ediyorum!
BONUS DİZİLER
Blogu okuyanlar genellikle Kore dizisi yazdığımı bilir. Ama bu sene dediğim gibi sene ortasında Kore dizilerinden koptum ve 'Ayyy kulaklarımı tırmalıyor' dediğim Çin-Tayvan dizileri dünyasına bir giriş yaptım. Kore Dizieleri Karadeniz olsa Çin dizileri Pasifik Okyanusu'dur arkadaşlar. Sınırsız bir dünya. İzlerken çok sık eleyip ince dokuyarak seçim yapmak gerekiyor, yoksa bir bakıyorsunuz bir çöplüğün içindesiniz. Kore'nin herhangi bir kötü dizisi, kötü bir Çin dizisinin yanında Emmy ödüllerine layık kalıyor. Çin dizilerinde seviye o derece düşük bence. İşte tam da bu yüzden overlokçu ayağınıza geldi bu sene hahaha.
Dizi izlerken öyle güzel 2 tane romantik komediye denk geldim ki bunları köşe başı aşk arayan sevgili romantik okurlarımla paylaşmam gerekiyor dedim. Bana kalırsa Çin en iyi tarihi-fantastik dizileri yapıyor ama milyor milyar bölüm izlemeye hiçbirimizin sabrı müsaade etmez. O sebeple Kore dizilerine daha çok benzeyen 2 dizi önermek istiyorum size. Şans verin, bana güvenin derim.
1) LOST ROMANCE
Lost Romance bir Tayvvan dizisi. "Çin neyse de Tayvan'ı nerden buldun Melly?" demeyin çocuklar nerelerden neler buluyorum, nerden başlıyorum nereye gidiyorum ben de bilemiyorum artık. Çok zor durumdayım kafam da çok karıştı inanın hahaha^^
Neyse efendim bu dizide senarist kızımız bigün yazdığı senaryonun içinde düşüveriyor. Ama bu senaryoda kendisinin başrol değil yan rollerdeki kötü karakterlerden birisi olduğunu fark ediyor ve kendi hikayesini oluşturmaya çalışıyor. Enteresan dönüş noktalarının olduğu, fantastik hikayenin içerisine yedirilmiş çok ponçik bir aşk hikayesi. Oğlan bir içim su bu arada. Çok severek izledim ve hatta 2 gün sonra Kore versiyonu çekilirse şaşırmam çok iyi çünkü.
2)DATING IN THE KITCHEN
Dating in the Kitchen da her an Kore dizisi olarak sahalarda görebileceğimiz mükemmel bir Çin dizisi. Fakir aşçı kızımızla, borcunu ödemek için özel şefliğini yaptığı zengin çocuğumuzun içleri kıpırdatan aşk hikayesini izledik. Aslında bu filmden uyarlama, eskinden filmini de izlemiştim ona da şans verebilirsiniz o da güzel ama bu daha iyi tabii ki. Diziyi tasvir edecek en doğru kelimeler seksi romantik komedi olurdu sanırım. Buram buram çok seksi bir aşk var dizide. Bakın erotik demiyorum seksi diyorum. İkili arasında mükemmel bir çekim var, adam kelimenin tam anlamıyla sesinden bakışından duruşuna kadar seksi zaten. Aşk atıyolar üzerimize dizide o kadar diyeyim. İzlerseniz içinizden bana teşekkür edeceğinizi düşünüyorum.
En iyi Kore dizileri listesini pek çok yerde bulabilirsiniz, sanmıyorum ki benimkinde çoook enteresan isimlere rast gelmiş olun.
Ama bu iki Kore olmayan dizi benim size yılbaşı hediyem olsun. Çok çok çok güzel diziler, insanın izlerken içi mıcıklanıyor. Ayrıca da her yerde bulamazsınız gibi sanki sanırsam...
.
.
.
.
.
.
.
.
Böylece yeni bir senenin sonuna geldik. Biliyorum ki herkes için çok zor bir sene geçti. Kimi işini, kimi sevdiklerini, kimi kendi sağlığını kimi ise psikolojisini kaybetti.
Umarım bu yazıyı okuyan sen, hiçbir şeyini kaybetmemişsindir...
Bu sene belki de en buruk kutlanan ama aslında kutlamaya da en çok ihtiyacımız olan yıl oluyor. Hiçbir şey yapmıyorsanız bile bir bardak sıcak kahve/çikolata yapıp güzel bir yılbaşı filmi açıp izleyin en azından. Sıradan bir gün olmasın, ufak bir gülümsemeyle hatıralarınızda kalsın.
İnşallah yeni yıl herkese iyi gelir. Her şeyin 1 senede düzeleceğine realist olarak pek umudum kalmasa da umarım biz daha iyi ayak uydurabiliriz. Psikolojinizi sağlam tutun lütfen, evden çıkmayın mecbur olmadığınız zamanlarda, evde kalmayı, evde oyalanmayı öğretin kendinize. Maalesef ki "Eeee hep evde de oturulmuyor, içim sıkılıyor, çarşıya bi gidip hemen geldim, bi kahve içtik kalktık" gibi sadece kendinizi kandırabileceğiniz bahanelerle 1 sene daha sağlıklı geçemez... İyi ol sevgili okur, kendine iyi bak.
Mutlu yıllar...