''If you want the rainbow, you have to deal with the rain''
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

26 Mayıs 2018 Cumartesi

İzledim: Should We Kiss First?

Uzuuun bir aradan sonra merhaba!
Çok plansız ve istemsiz bir ara oldu maalesef. Özlemişim de buraları. E özledin de ne diye yazmadın Melly? Çünkü Kore dizisi izlemedim -_-
Şimdi şöyle oldu durum:

Daha önce birkaç yazımda belirtmiştim, ben gerçek hayatta hiç aşk görmediğim için aşkın senaryo ürünü olan fantastik bir öge olduğuna inanır, ve aşk temalı 'fantastik' dizileri izlemeyi severim. Ciddi anlamda izlediğim her dizide aşk arıyorum önce. Son zamanlardaki Kore dizilerinden aldığım aşk dozu yetersiz gelmiş olacak ki kendimi sevdiğim çook eski Türk dizilerine verip, en sevdiğim, en büyük aşkları yüksek dozdan damardan aldım bir süre. Bol bol ağladım, bol bol güldüm, terapi yaptım geldim. Çok da iyi oldu. 

Kavuşamayınca aşk olur demiş şair, aşkın badireler atlatması felan gerekiyor zannımca ki büyüsün. Böyle çok derin Türk dizileri var, arada geçerim üstünden ben. İstenirse öyle bir liste de hazırlarım bi gün size^^

Neyse efendim, uzun lafın kısası, ben sonunda bir dizi bitirdim. Buyrun yoruma^^


Hayatının artık 'ikinci bahar' döneminde olan Son Moo Han ve Ahn Soon Jin'in yolları ikisinin de çok kötü olduğu ve birilerine ihtiyaç duyduğu bir dönemde kesişir. Tam birbirlerine yoldaş olacakken, aralarındaki bazı sırlar ortaya çıkar.


Diziye elbette, efsane yapımlara adını yazdırmış Kim Sun Ah garantisiyle başladım. Artık kendisini ajumma rollerinde görmek çok kalbimi kırdı gerçekten. 
Her daim mükemmel oyunculuğu ve kötü saç stiliyle yine de 'ben burdayım' diyen, inanılmaz bir kadın kendisi.

Ahn Soon Jin karakteri ise, inanılmaz büyük dertlere göğüs germiş, güçlü bir kadın. Zaman zaman soğuk, zaman zaman şımarık, bazen de çocuksu. Orjinal bir karakter yazılmış diyebilirim. 


Son Moo Han rolünde ise Kam Woo Sung var. Bu amcamızı (amca diyorum çünkü yani direk bu haliyle amca olarak girdi hayatıma) ilk defa izledim. Yani öyle düşünüyordum ki bi baktım daha önceden The King and The Clown isimli mükemmel bir filmde, hayran kalarak izlediğim bir karakteri canlandırdığını gördüm. Yani ya yaşlı görünsün diye imaj yapmışlar, yada çok hızlı yaşlanmış bilemedim...

Son Moo Han açıkçası bana çok soğuk ve donuk geldi. Ama oyuncu mu oynayamadı, karakter mi öyle bir adamdı anlayamadım gerçekten. Biraz arada kaldım. Yada mesela karizmatik bir adam mıydı, gıcık ve ezik miydi emin olamadım. Yine arada kaldım. Ayy duygularım çok karışık bu konuda kusura bakmayın^^


Çok gel-gitleri olan, çok sorunları olan ama çok geçek bir çift vardı karşımızda. 
Sevdim onları. Her ikisinin de yerinde olmak istemezdim, olsaydım ne yapardım bilmiyorum. 
Bazen çok resmi, bazen de çok tatlıydılar. Yaşları gereği mi bilmiyorum dizi boyunca saygılı formda Korece konuşmaları da dikkatimi çekti.


Dizi çok hayattan, çok gerçek bir hikayeyi anlatıyor. Devamlı 20'lerindeki bebek oyunculardan sonra böyle olgun ve kaliteli oyuncuları da izlemek çok iyi bir his açıkçası (daha önce bunu Jealousy Incarnate için de söylemiştim).

Çok eğlenceli ve hızlı bir başlangıcı var. Oh dedim, mükemmel bir dizi izleyeceğim. Ama ortalara doğru birden öyle bir dram vurdu ki, bir daha da çıkamadı dizi ordan. İçim kıyıldı, daral geldi. Tamam konu güzel, dram olsun tabii, ama arada başlardaki gibi neşeli sahneler de girse araya fena olmaz mıydı? Girmedi. İçim ezile büzüle izledim ben de.

Ayrıca

Bu çocuğa ne oldu? Bi işlevi olacak sandık. Hatta o gıcık kızla ilişkisi olacak, çocuğa yazık diye üzüldük felan ama ne oldu yani?


'O gıcık kız'
Yani ben dizi tarihinde böyle kötü bir genç kız görmedim. Hadi babasına olan öfkesinden kaynaklı ona davranışlarını anladım, ama etrafındaki herkese karşı mı böyle olur bi insan? Nefret ettim.


Nefret 2.
Yüzsüzlükte bir dünya markası. Tüm yaptıklarından sonra kendini haklı gören akıl almaz bir yaratık.


Ama tüm o illet karakterlere rağmen;
Diziyi bana izleten, kendine hayran bırakan mükemmel kadın Ye Ji Won!

Bir oyuncudan öte bir kadın olarak hayranım kendisine. O yaşta, o fizik! Daha ötesi o yetenek, o esneklik... Sadece bu dizide değil her yerde gösteriyor jimnastik ve dans yeteneğini. Burda da kendisine hayran bıraktı. 

Ayrıca canlandırdığı karakter de kocasıyla birlikte dizinin en iyi kalpli, en mükemmel karakterleriydi. Çok iyi birer dost ve mükemmel bir çiftlerdi. Onların üzerine yazılmış bir dizi izlemeyi çok isterdim.


Bu arada dizinin sonu da pek tatmin edici değildi bence. Yani bütün dizi mahkeme sonucunu ve adama ne olacağını bekledik. İkisinin de sonunu göremedik. Benim için büyük hayal kırıklığıydı.


Demem o ki, çok kaliteli oyuncular, çok iyi başlayan bir dizi, ama gittikçe kedere boğulduğumdan çok zor bitirdim. 

Sonra Melly neden eskisi kadar sık Kore dizisi izlemiyor da uzun aralar veriyor yazılarına???

Eee böyle dizilere denk gelince hevesim kaçıyor napiyim -_-