Ya bu diziyi izleyeli aylar yıllar oldu resmen paylaşmaya fırsat bulamadım. Yada (yorumlarımdan anlayacaksınız ki) benim için bir hayal kırıklığı olduğundan hevesim kaçtı -_- Bilemiyorum artık...
Diziye dair yorumu artık size bırakıyorum^^
Irak'ta paralı asker olarak görev alan Kim Je Ha, kendi sevdiği kızı öldürme suçuyla iftiraya uğrayınca tüm dünyada İnterpol tarafından aranan bir kaçağa dönüşür. Kore'ye geri dönüp sessiz ve gizli bir hayat yaşarken, kazayla başkan adayı Jang Se Joon'un bir skandalına şahit olur. Bu sebeple Jang Se Joon'un başkan olması için her şeyini ortaya koyan eşi Choi Yoo Jin'in hedefi haline gelir. Bazı olaylar sonucu Kim Je Ha özgürlüğü karşılığında Choi Yoo Jin için çalışmayı kabul eder. Görevi Jang Se Joon'un halktan gizlenen kızı Go An Na'yı korumaktır.
Geçen sene 2015'in en iyi dizilerini yazarken, herkes Kill Me Heal Me'yi 1 numara koyarken ben Healer'ı seçmiştim. Öyle sevmiştim diziyi. Ji Chang Wook'a ölmüştüm bitmiştim. Healer'ı sonradan kaç kere daha sara sara izledim sayısını bilemiyorum. Bunları niye mi yazdım? Ji Chang Wook'un yeni dizisini nasıllll sabırsızlıkla bekledim anlayın istedim.
Healer'la aynı tarzda ajanik aksiyonik bir karakter oynamasına başta üzülsem de, Healer'da mükemmeldi yaa şimdi de mükemmeldir diyerek başladım, izledim.
Ji Chang Wook aman allahım mükemmeldi bu dizide! O dövüş sahneleri, tek bir kere bile dublör kullanmamış olması akıl alır değil!
Kim Je Ha, nam-ı diğer ajan K2, hayatı boyunca zorluklarla yaşamış, kazık yemiş ve ne vatan ne de insan sevgisi kalmış yalnız bi adam. Hayatında bir kere sevmiş, onu da kaybetmiş zavallım, hep kaçmış, inancı kalmamış. Korkusuz, asi... Sevmemek inanın ki mümkün değil Je Ha'yı.
Saygısız Je Ha'nın gittikçe büyüklerine saygı gösteren, takım çalışmasına giren, etrafındakileri umursayan, dostluk kuran bir adama dönüştüğünü izlemek çok güzeldi. İlk tanıştığı gün tekme tokat dövüştüğü adamların son anda onun arkasından salya sümük ağlaması çok duygusaldı. Hatta dizinin en sevdiğim sahneleri o ekip sahneleriydi sanırım.
Kim Je Ha'nın mükemmel vücudundan, dövmeleri ve yara izlerinden, ağzımızdan salyalar akıtırcasına dolup taşan karizmasından bahsetmeme gerek var mı bilmiyorum???
Aaaa bahsetmişim hihihihi^^
Go An Na rolünde ise Im Yoon Ah var. Şimdiye kadar sadece Love Rain dizisinde sevdim Yoona'yı. Yok, sevemiyorum ben bu kızı. Ji Chang Wook'un karşısında bambaşka mükemmel bir kadın gelebilirdi bence.
Anna'ya gelince... Bu karakter oldukça zayıf bir karakter. Kötü anlamda demiyorum yani öyle yazılmış, güçsüz, zayıf bir kız. Ama dizi ilerledikçe Anna'nın güçlenmesini, daha aktif olmasını, hayata tutunmasını falan beklemiştim. Ama olmadı. Son ana kadar korunmaya muhtaç, güçsüz kız olarak kaldı. Karakterde hiçbir gelişim yoktu. Sevmedim açıkçası bu durumu.
Çift olarak tahmin edersiniz ki pek yakıştıramadım. Aslında dizide çok naif ve masum bir çift var ortada ama ben bu ikiliyi yakıştıramadım. Gerçi kamera arkası görüntülerine bakınca ikisinin birlikte olduğu haberini duysam hiç şaşırmam şu anda..
Genel olarak romantizm de epey az dizide. Yok gibi bişey.
Ayrıca karakterlerin aşkının gerçekliğinden pek emin olamadım ben şahsen. Şöyle ki; kız neredeyse gördüğü ilk erkeğe aşık olmuş gibi bişey oldu, yada kendisine yardım eli uzatan ilk insana. Bu aşk mı yoksa minnet mi bilemedim... Çocuk da her zaman korunmaya ihtiyaç duyan, zor durumdaki, zayıf kızlara aşık oluyor. İlk sevgilisinde de Anna'da da durum böyle. Bu aşk mı yoksa koruma duygusu mu yine emin olamadım. Birlikte güzel bir çift olsalar da izleyici gözüyle çok hassas duygularla aşkı karıştıryo olabilirler gibime geldi.
Dizide inanılmaz bir kadro var. Her bir oyuncu mükemmel cidden. Casting çok iyi çalışmış. Kötü roldeki oyuncular da o kadar iyi ki, her birinden ayrı ayrı nefret ettim. Cidden, hatta gidip anneme falan anlattım nefretimi içimden taştı yani hahahah^^
Cibiliyetsiz baba, güçsüz başkan adayı Jang Se Joon'a uyuz oldum. Onu başkan yapmak için hırsıyla dünyayı yakıp geçen Choi Yoo Jin ise dizide en nefret ettiğim karakterdi. O kadar güçlü bir karakterdi ve o kadar çok sahnesi vardı ki neredeyse başrol o oldu diyebilirim. Oyunculuk da başrolü hakedecek kadar büyük ve başarılıydı (aşırı kullanılan dramatik mimikler hariç). Bu kadının kocasını kaybetmemek ve çok aşık olmak yaftası altında suçsuz insanları dahi öldürebilmesi sonra da masum zavallı, her gün ağlayan kadın ayağına yatması cinlerimi tepeme çıkardı. Ayrıca K2'ya aşık mı oldu noldu o öyle yani anlamadım. Saçmalığın daniskası bir durum vardı ortada. Ay ver elime boğayım o derece şuan...
Kraldan çok kralcı şu kadın da nefretimi en az Choi Yoo Jin kadar kazandı. Onunla bi bağlantısı olacak, geçmişten bi şeyler gelecek de bu bağlılığın sebebi ortaya çıkacak diye bekledim ama olmadı.
Daha kötü karakter çooook... Saymakla bitmez ama ben en son Choi Yoo Jin'i kardeşi Choi Sung Won'dan bahsetmek istiyorum çünkü o en sevdiğim kötü oldu. Yani sevdiğim derken, eğlenceli, izlenesi, manyak... Böyle Joker gibi bişeydi, anlamlı anlamsız gülüp kahkaha atan, ne yapacağı belli olmayan dengesiz bi herif. Sevdim^^
Dediğim gibi kimin kiminle ittifak kurduğu belli olmayan, farklı cephelerde sayısız kötü adam vardı. Kurulan kombinasyonlar sürekli değişti. Herkes çıkarına göre birbiriyle anlaştı. Değişmeyen tek şey her bir cephenin karşısında K2 ve Anna tek başlarına duruyordu. Şöyle açıklayayım K2 ve Anna Osmanlı devleti; İtalya, Fransa, Yunanistan vb her birisi ayrı cephelerden saldıran farklı birer kötü adam. Dizide durum direk bu yani. Fazla geldi bana, çok fazla...
Dizi tam anlamıyla bir aksiyon dizisi. Asla romantik dram falan denilemez! İlk bölümlerde neredeyse 45 dk boyunca durmaksızın aksiyon izledik. Görüntü kalitesi inanılmazdı. Hatta bir kaza sahnesi vardı ki sanırım Kore'de çekilmiş en iyi dizi kaza sahnesiymiş. Ji Chang Wook 2-3 ay boyunca aksiyon okulunda ders almış ve hiçbir sahnede dublör kullanmamış. Dövüş sahnelerinin her biri adeta bir dans koreografisi gibi, tek tek hazırlanmış, kusursuz. Bir sahnede, çekim yapılan alanın etrafı aralıksız 100 kamera ile donatılmış ve 360 derecelik görüntü elde edilmiş. Uzun lafın kısası aksiyon sahneleri MÜKEMMEL! Ancaaaaak maalesef ki beni bu kadar aksiyon yordu, sıktı. Madem dizide aşk hikayesi de var azcık da romantizm olsun dedim. O kadar aksiyon dolu ki, aralara serpiştirdikleri komedi de romantizm de eksik kalmış. Bana hiiiç mi hiç yetmedi.
Aynı aksiyon sahneleri gibi çok başarılı Irak sahneleri vardı. Sanat ekibi Kore'de Irak'a benzeyen bir yer bulmak için çok uğraşmış. Değmiş de... Gerçekten savaş alanı gibiydi mekanlar.
Unutmadan önce şu ramen sahnesinden bahsetmem lazım!!! İnanın ki bu ramen sahnesi yüzünden izlemeye devam ettim diziyi (Yalan! Ji Chang Wook için her türlü izlicektim zaten). Anna'nın ramen yemek istemesi, K2'un ona o rameni yedirmek için uğraşması, Anna'nın rameni bulması (ordaki dansı bi anlamsızdı kabul!) ve K2'nun mutlulukla Anna'nın ramen yiyişini izlemesi... Dizinin highlight'ı ve ennnnnn güzel sahnesi diyebilirim. Gerçekten yüzüm güldü onları izlerken.
Dizinin en meşhur sahnelerinden birisi... Battaniye altında yürüme sahnesi. Herkesin en beğendiği sahneymiş ama bana aşırı saçma geldi.
Taa kiiiiiii....
Firt kiss ile taçlandırılana kadar. O zaman anladım sahnenin önemini. Tüm anlamsızlıkları silindi ve birden seviverdim^^
Evet tam bi ergenim!
Dizi genel olarak benim zevkime pek uygun değildi, dediğim gibi aşırı aksiyon, fazla kötü karakter falan... Ama bunlara ek olarak ayrıca anlamlandıramadığım yada gıcık olduğum noktalar da vardı. Aşağıdaki maddelerden sizin mantığınıza yatan varsa bana açıklayın lütfen. Dizi bittiğine hepsi kafamda soru işareti yada sinir bozucu nokta olarak kaldı.
>>Öncelikle gerekli gereksiz her sahneye soktukları Subway reklamlarına gıcık oldum. Unutmadan!
>>Dizinin soundtracklerinin hepsi birbirinden berbattı. Kimi şarkı ilahiden halliceydi. Diğerleri ise Çince! Dizide Çin ile ilgili ne bir olay ne de Çinli bir karakter yokken hem de...
>>O karanlık masada şeytani konuşmalar yapan kötü adamların ne yaptığını hiç anlamadım. E tabii dolayısıyla o tüm kötülüklerin gizli olduğu hard diskte ne olduğunu da..
>>Dizinin sonunda bazı kötülerin tüm suçlarını itiraf edip kendini feda etmesi çok saçmaydı.
>>Yine sonda ölüm döşeğinde hatta bir ara bilincini kaybetmiş K2'nun zibilyon tane özel eğitimli ajanla dövüşmesi de aşırı mantık hatasıydı yani. Bu adam superman değil yani abartmayalım di mi!!
>>Meşhuurrrrrrrr yapay zeka cloud nine da bana çok saçma geldi. Ne bu yani herkes uğruna canını verecek? Her yere bağlanır, her şeyi yapar, ara dersin arar, bul dersin bulur tanrı gibi bişeydi töbe töbe. Yapan mühendis kimse çağırıverin yenisini yapsın yahu.
Daha yazsam yazarım da seni baydım gibi geldi durdum sevgili okur.
Ama her şeye rağmen...
Dizinin çok ama çok tatlı bir sonu vardı.
Hem mutlu sahneler curcunası hem de dizinin en romantik anları... Ayrıca pek çok seyirciyi Yoona ve Ji Chang Wook arasında bir ilişki olduğuna inandıran anlar... Ramen sahnesi dışında en ilgiyle izlediğim ve dizinin en sevdiğim sahneleriydi.
Sonuç olarak bir dolu aksiyon, kötü adamlar, vurmalı kırmalı sahneler, arada bir çocuğun ağzına parmakla bal çalalım dercesine aşk, bir sürü mantıksızlık, soru işaretleri ve tadaaaaaam mutlu son!
Şimdi istersen izle sevgili okur!
Ben bu yazıyı okusammmmmm....
.
.
.
Yine de izlerdim çünkü Ji Chang Wook hayranıyım gibimsi... Ama sen değilsen, boşver^^