3 yıl boyunca aynı iş yerinde çalıştığı, kendinden üst rütbeli Lee Hwa Shin'e platonik olarak aşık olan Pyo Na Ri, bir gün Lee Hwa Shin'in en yakın arkadaşı Go Jung Won ile tanışır ve onunla yeni bir ilişkiye başlar. Bu sırada kıskançlığa kapılıp aslında Pyo Na Ri'ye aşık olduğunu anlayan Lee Hwa Shin, aynı zamanda da erkeklerde bulunması utanç verici olan meme kanserine yakalandığını öğrenir.
Öncelikle bu dizi mükemmel olmasa da, iyisiyle kötüsüyle, 'Bir dizi böyle olur beee!' diyorum..
18-20 yaşlarındaki bebeleri izlemekten çok sıkılmıştım cidden. Gerçek kadın ve erkeklerin olduğu, deneyimli, doğal oyunculukları izleyebildiğimiz gerçek bir diziydi bana kalırsa. Büyük zevk aldım!
Ayrıca malum ben dizlerdeki ufak kıskançlık sahnelerine bayılıyorum. Burda bir dizi dolusu kıskançlık vardı. Yani aşağıda sayacağım her türlü olumsuzluğa rağmen ben diziyi sevdim baştan söyleyeyim^^
Başrolde Lee Hwa Shin rolünde Jo Jung Suk vardı. Daha önce King 2 Hearts'ta da izledim ama Oh My Ghostess ile kalbime taht kurmuştu zaten kendileri. Aynı ordaki gibi başlarda huysuz, sonraları kör kütük aşık olan bir adamı canlandırdı burda da. O büzüşük kaşlarıyla her daim acıklı bir suratı var gibi ve Koreli erkek arasında ufaktan 'çirkin' sınıfına giriyor olsa da bana çok 'erkek erkek' geliyor (dizide bu durumda çok gönderme vardı aslında) ve çok çekiyor beni.
Ayrıca bir erkek meme kanseri gibi kendince veya Kore halkınca utanç verici bir hastalığa kapılmışken bir kadın ona aşık olabilir mi yada kanser olup ölme riski varken bir kadına aşık olmalı mı gibi yaşadığı ikilemleri o kadar iyi hissettirdi ki... Alkış!!!
Pyo Na Ri rolündeki Gong Hyo Jin ise ennn sevdiğim aktrislerden birisi. İzlemediğim dizisi yok, bayılıyorum!!! Yine o da Jo Jung Suk gibi, aktrisler arasında azıcık çirkin tarafta kalıyor bana kalırsa ama çirkin şansı diyorum (fesatlık ediyorum yaa kadın iyi oyuncu aslında hakkı var) çünkü şimdiye kadarki partnerleri: Gong Yoo, Jang Hyuk, Lee Sun Kyun, Cha Seung Won, So Ji Sub <3<3, Jo In Sung ve Kim Soo Hyun gibi adamlardı. Yani isimsiz hatta az ünlü tek bir kimse bile yok!!!!
Bence Jo Jung Suk nasıl bir kervana katıldığına dikkat etmeli!!!
Çift olarak offf! Elektrikten kıvılcımlar hatta ateşler uçuştu etrafta! Az ama öz olan öpüşme sahnelerini ayrı olarak görsem 'bu kesin bir tvn yada jtbc dizisi' derdim. Oldukça cesur ve gerçekçi sahneler vardı. Uzun zaman sonra açıp açıp izlemek isteyeceğim tatlı mı tatlı bir çift çıktı karşıma!
Ama bi kaçan kovalanır hikayeleri varı değil mi? Yani Pyo Na Ri 3 yıl boyunca platonik olarak Lee Hwa Shin'i severken adam yüz vermiyo, sonra ne zaman kız ona sırtını dönüyo o zaman değere binip bu sefer adam peşinden koşmaya başlıyo. Sonra adam 'eeeh yeter be' diyip pes ettiği anda yine kız adamın peşine... İkisi de kolay lokma sevmeyen, kovalamaktan hoşlanan tipler belli^^
Yazıma ilk başladığımda da dediğim gibi 30'lu yaşlarındaki oyuncuları izlemek bir başka oluyor cidden. Deneyimlerine mi, olgunluklarına mı yoksa sadece gerçekten iyi oyuncu olduklarına mı vermeli bilmiyorum ama her halleri, o genç oyunculardan (18-20'lerindeki bebekler) kat be kat gerçekçi.
Gong Hyo Jin'in ağlaması, üzgün halleri; Jo Jun Suk'ın sesinin titremesi, çileden çıktığı anlar... Asla güzel, çekici görünmeye çalışmıyolar. Genç oyuncularda sanki sahnenin her anında poz verirmişçesine bir güzel, melekvari çıkma çabası varmış gibi geliyor bana. Ama bunlar çok doğal, güzel çıkmasalar da olur, gerçek bir insan nasılsa öyle olsun... İşte bu durum, diğerlerini izlerken her daim dizi izlediğimin farkında olmamı, bunlarda ise onların hayatını izlediğim hissine kapılmamı sağlıyor.
Uzun oldu ama anladınız siz beni ^-^
Bu mükemmel uyumlu çifte rağmen benim favori karakterim 2. adam Go Kyung Pyo'nun canlandırdığı Go Jung Won oldu. Bütün dizilerde izlediğiniz o mükemmel 2. erkekleri hatırlayın, hani tercih edilmedi diye sinirlendiğiniz, ben olsam onu seçerdim dediğiniz... İşte şimdi hepsinden iyi bir tanesini hayal edin! O adam bu adam!!! Bu adama bayıldım cidden!!! Tek eksiği tutkusuydu sanırım, Kim Hwa Shin'de aşkının tutkusuyla kazandı zaten...
Bu rolü izlerken nedense aklıma hep Choi Siwon geldi. 'Ahhhh canım askerde olmasaydı o da çok yakışırdı bu roleeee' dedim hahaha
Dizi o kadar güzel ve eğlenceli başladı ki anlatamam. İlk 15 bölümü falan soluksuz izledim. Sonra ne ara
ÖNEMLİ SPOİLER
Pyo Na Ri 'ben ikinizi de aynı anda seviyorum' dedi ve 1 kadın 2 erkek aşk hikayesi başladı orda bir öğğğ geldi bana.
E dolayısıyla en sevmediğim 2 arkadaşın arasına giren kız hikayesi ortaya çıktı. Cidden cidden cidden hiç sevmiyorum bu durumu.
Aslında dizinin tamamındaki
1 erkek 2 kadın (bu şefe ba-yıl-dım)
1 kadın 2 erkek (sağdaki çocuğa çok yazık oldu ama soldakini ben de sevmiştim)
ve
1 kadın 2 erkek hikayelerini hiç sevmedim.
Ortalık aşk üçgeninden geçilmiyordu...
Hastane sahneleri favorimdi!!! Hem komedi unsuru açısından hem de toplumsal bilinçlenme açısından çok etkiliydi bence. Meme kanseri olduğunu öğrenen bir adamın nasıl dışlandığı, huzursuzluğu, tedavi olmaya bile çekinmesi çok acı bir durum. Bir kadının ona bu konuda destek olup yardım etmesi ise gerçek aşkın başlangıcı işte.
Bu gibi durumları birlikte atlatan insanların bir daha kolay kolay ayrılmayacağına inanıyorum ben şahsen.
Ayrıca bu dizi sayesinde Kore'de bir erkeğin meme kanseri olduğunu öğrendiğini ve hayatının kurtulduğunu duymuştum. Süper bir şey değil mi??
Birbiriyle kan bağı olmayan insanların bir arada yaşayıp aile olduğu bu eve de bayıldım. Dizide en çok imrendiğim şeydi sanırım. Böyle bir yerde böyle insanlarla birlikte yaşamayı çoook ama çok isterdim.
Bu ikiliye de bayıldım! Araları bi ara bozulsa da toparlamayı bildiler. Gerçi Go Jung Won'a yazık oldu ama neyse orayı unutmak istiyorum..
- Dizi bir kaç bölüm saçmalasa da sonra güzel toparladı, eski temposuna döndü bana kalırsa.
- Senaryonun geneli ve oyuncular o kadar iyiydi ki aktı gitti dizi. Daha iyi oyuncular düşünemiyorum.
- 24 bölüm biraz fazlaydı bu konu için aslında ama o da izletti.
- Kötü karakterler, ihanet, arkadan iş çevirme, her an başa gelebilecek felaketler olmayan bir diziyi izlemek ne kadar rahatlatıcıymış unutmuşum^^
- Pyo Na Ri'nin kardeşi ve diğer liselilerin hikayesinden de biraz daha faza bahsedilmesini isterdim, 24 bölüme sığardı yani hahah
- Hastalık haricinde ortaya çıkan başka sorunlara da rağmen (yazar spoiler vermemek için dişini sıkıyor) ayakta kalan çok güçlü ver gerçekçi bir aşk vardı. Masalsı olmaması çok hoşuma gitti.
- Dizinin soundtracki bir harika!!! Eski şarkılardan da o kadar güzel faydalanmışlar ki anlatamam. Her biri aç aç dinle yani.
- 15000. kez tekrar edicem ama Gong Hyo Jn ve jo Jun Suk bir harika!!!
Yani her şeyin özeti, büyük sorunları alt eden bir aşk ve kıskançlık seansları etrafında dönen bir dizi. En başta da söylediğim gibi yazdığım tüm olumsuzluklara rağmen ben diziyi çok sevdim çünkü güzel yanları 10 kat ağır bastı sanırım^^
Ve dizinin en güzel yanı: sonu!
Telli duvaklı bir finalimiz oldu herkese hayırlı olsun! Düğün şarkısı kesinlikle mükemmeldi ve izlenmeye değer! Diziyi izlemeseniz de ona bir göz atın derim. Zaten Jo Jung suk dizi boyunca birkaç kez sesinin güzelliğini kanıtladı.
EKSTRA: Sanırım 14 yada 15. bölümü sonuydu, inanılmaz bir Pasta dizisi göndermesi var. Benim gibi Pasta'yı çok seviyorsanız benim gibi bayılırsınız bu sahneye. Lee Sun Kyun'un kendi sesinden tutun, restoranda makarna şefi olmasından, japon balığına ve hatta 'yeee şeb' e kadar her ayrıntı şahane bir nostalji yaşattı bana. Pasta severleri direk bekliyorum o sahneye^^