En yakın arkadaşı tarafından ihanete uğrayan, elinden her şeyi alınan ve hatta katil olarak damga yiyen Cha Ji Won yıllar sonra Black adıyla geri dönerek intikamını alır. Bu sırada tanıştığı ve her daim ona destek olan Swan'a da aşık olur.
Öncelikle her şeye başlamadan önce şunu söylemeliyim ki, Descendants of the Sun ile aynı anda yayınlandığı için hakkı yenmiş çok zavallı bir dizidir bu arkadaşlar. Cidden reytinglerine baktığımda şok oldum! Yayın saati farklı olsaydı kesinlikle bomba olabilecek bir dizi diye düşünüyorum.
Lee Jin Wook malesef benim pek sevemediğim bir oyuncu. Bana genelde çok donuk geliyor duygulu sahnelerde. I Need Romance ve The Time We Were Not in Love dışında pek gözüme girmedi. Ama burda senaryodan mıdır, karakterin doluluğundan mıdır bilemiyorum izlerken genelde hissettiğim o rahatsızlığı hissetmedim (yazar burda iltifat mı eder hakaret mi bilinmez^^)
Karakterin yaşadıkları ciddi anlamda hazmedilemez şeylerdi ve ben durduğum yerde hop oturdum hop kalktım. Tüm aile bireyleri, işi, evi ve hatta sevdiği kadın bile elinden alınıp katil damgası vurulan dürüst, iyi kalpli bir adam...
Her zaman haksızlığa uğrayan karakterin saf saf dolanmasına, arkasından çevrilenleri anlamamasına kızan ben, bu dizide ilk bölümlerden sonra 'Black bunları yemez, Black bunu yanlarına bırakmaz, Black bu oyunu kesin anlar' nidalarıyla başrole güvenerek izledim diziyi^^ İnsanın bi hoşuna gidiyomuş bu durum yahu hihihihi
Kabul edelim bu Moon Chae Won'u suratında alık bi bakış var^^ Yani bi ölü balık edasıyla bakıyo karşısındakine. Yine de severim, az öz dizi çeken bi kadın. Ama o saçlar??? Cıx, hiç olmamış!!!
Geçmişi silik, geleceği belirsiz sevdiği adamın peşinden tam gaz koşan bi kadın burda da. Öldüğüne bile inanmıyor adamın. Çok sevdim karakteri. Yer yer anlamsızca soğuk ve donuk olsa da kabullendim o hallerini de sanırım.
Çift olarak cuk oturdular. Yani başladığında 'ya bunlar olmamış' diye geçirmiştim içimden yalan yok ama sonradan çok hoşuma gitti birlikte görmek onları. Lee Jin Wook'un beklenmedik kocaman bir gülümsemesi var ki birden insanın içini ısıtıyor. O surattan öyle bi gülümseme çıkmaz zannediyorsunuz ya hani, işte çıktığı zaman koca gamzeleriyle sizi de gülümsetiyor. Moon Chae Won'un da içinize işleyen yumuşacık bir bakışı ve çok doğal gözyaşları... Bu ikili bir şekilde puzzle gibi tamamladı birbirini, ben de şaşırdım.
Swan ve Black isimleriyle bir mucize olan Black Swan (siyah kuğu) ı oluşturdular kendilerince. Bu hikaye çok hoşuma gitti açıkçası, güzel de işlendi dizide.
Kore dizilerinin olmazsa olmazı kolyeyken burda da bir siyah kuğu kolyesi olmazsa olmazdı tabii. Onun dışında dizide pusulaların da önemi vardı ama onları da yapıp satmazlar artık yani diyorum. Di mi? Yaparlarsa yuhunuz!
Evet, işte benim diziyi izlenilecekler listeme almamın asıl sebebi: Song Jae Rim. Çok seviyorum bu adamı. Yani sempatizm kralı, böyle bir sevimlilik yok! Kendisi 2. erkekti ama malesef rolü çok az ve yetersizdi. Her ne kadar beni iki erkek arasında kalacak duruma soktuysa da eminim ki pek çok izleyicide böyle bir etki bırakmamıştır. Cidden onu bu kadar az izlemek aşırı derecede hayal kırıklığına uğrattı beni.
Rolü arttırılsaydı eminim ki bir Cheese in the Trap vakası daha yaşatır ve başrolün önüne geçerdi. Öyle de tatlış yemelik yutmalık bi adam çünkü bu adam!!!
Kötü adamlardan pek bahsetmeyi sevmem ama uzun zamandır beni bu kadar gıcık eden bir adam olmamıştı. Aşağılık kompleksinin insana neler yaptırabildiğinin hayat dersi diyebiliriz aslında. İyi izleyin, ders edinin, ama diyeyim aşağılık kompleksine, kıskançlıklara falan girmeyin canlarım!!! ^-^
Kendisini çok seven insanların hepsine ihanet edip, her şeylerini elinden alıp bir de sanki kendisi çabayla elde etmiş, kendi hakkıymış gibi davranan yüzsüz adamın tekini izledik! Gerçekten yaptıkları, konuşmaları ağzımı açık bıraktı bu adamın. Yani sokakta görsem bi tekme atardım bacağına oyuncunun, öyle etkilendim hihihihi^^
Dizinin özellikle ilk bölümlerindeki Tayland sahneleri çoooook güzeldi. Çekim mekanları beni benden aldı. Dizi hep orda geçsin ööööyle yaşasınlar ben de izleyeyim istedim.
Çok hızlı ilerleyen, her saniye yeni bir aksiyon olan, sıkılmaya asla fırsat vermeyen dolu dolu bir diziydi. Bol aksiyon, aşk ve yer yer komedi de vardı. Dediğim gibi Descendants of the Sun'ın gölgesinde kalmanın talihsizliğini yaşamış bi dizi bu malesef ki. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum. Eliniz ileri sarmaya hiç gitmeyecek^^