''If you want the rainbow, you have to deal with the rain''
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

30 Aralık 2016 Cuma

2016 Biterken: Yabancılar Okumasın Bu Yazıyı Biz Bize Olalım...

Yeni yetme olduğum şu blog aleminde pek popüler değilim malum. Derdim de yok bununla, popüler olmak için yazmaya başlamadığım gibi popüler olabilecek şeyler de yazmıyorum pek. Bi avuç güzel takipçim var. Ona da şükür^^

Her ne kadar amatör olsam da artık hangi yazılarımın okunma sayısının 2 basamaklarda kalacağını, hangilerinin ise yüzlerce kez okunabileceğini kestirebiliyorum. Eee, az okunacakları neden yazıyorum o zaman? İçimden geldiği için... Canım istiyo diye...

İşte bu yazı da az okunacaklardan bir tanesi olacak. O sık sık yorum hatta bazen mail atan, tahminen her yazımı okuyan ufak kitle okuyor bunu şu anda. İşte o kitleyi seviyorum. Yani seni! Seni seviyorum sevgili okur.

Tam da bu yüzden de bu yazının adı böyle garip oldu. Biz bizeyiz şu anda, yabancılar yok bu yazıda çünkü.

bad blogger ile ilgili görsel sonucu

Evet çok yüksek kalite bi yazar değilim, biliyorum. Buraya yazmadan önce taslak oluşturup sonra grameriymiş imla hatasıymış yüz kere kontrol edip ağızları açık bırakacak bir yazı yazma derdinde değilim. O anda sanki yanımdaki bi arkadaşıma anlatırmış gibi yazıyorum her şeyi. Bu üslubumu beğenmeyip 'Bu kız ne diye yazıyo yaa' diyenler de olabilir elbet ama ben yazar değilim ki... Naçizane blog yazıyorum, günlük gibi. Sevdiğim bazı şeyleri paylaşabileceğim insanlar olmadığı için etrafımda internete döküyorum içimi. Benle aynı ilgi alanı olup yazdıklarımı okuyanlar varsa ne mutlu bana. 

bad blogger ile ilgili görsel sonucu

Yine de tabii ki, mutlaka kendimi geliştirmek istiyorum. Yazar olmasam da daha iyi yazmak istiyorum. Çok okunma derdim olmasa da okuyanlar çok beğensin istiyorum. Öyle bişeyler işte...

Neyse... Konudan sapmayalım...

wishlist ile ilgili görsel sonucu

Bu yıl ne vatan-millet ne dünya ne de şahsi olarak benim için güzel bir yıl değildi. 2017 gelince birden flaş gelişmeler olmayacak elbette ama umut fakirn ekmeğidir diyelim.
2016'nın son yazısında bir iki temennide bulunalım. Adettendir.

Şimdi almak istediğim çanta, ayakkabı, kozmetik falan wishlist yapsam sayfalar yetmez. Yapmicam, gerek yok. Param olursa alırım elbet. Tatil desem... Dünyayı gezmek en büyük hayalim (dünyadaki insanların %75'i gibi). Onu da yazmaya gerek yok.

O yüzden daha ciddi şeylerden bahsedelim.

soulmate illustration ile ilgili görsel sonucu
Sanat: Rachel and Chuck/Twin Flames
Resmin hikayesi için : http://www.collapsingduality.com/Rachel_Chuck.html

Benim 2017'den isteğim bana ruh ikizimi göndermesi!
Evet ilki bu. Ama öyle aşk meşk hikayesi değil mevzu. Cinsiyetmiş, yaşmış, dinmiş, dilmiş, ırkmış farketmeden, sadece ruhumun diğer eşini istiyorum gerçekten varsa...

Hayatım boyunca ayrılmayacağımı bildiğim/tahmin ettiğim, kardeşim gibi arkadaşlarım var birkaç tane. Ama istediğim bambaşka bir şey...

Kolay kolay anlaşamıyorum, bağ kuramıyorum insanlarla. Genelde asosyal, kendi dünyasında yaşayan, tüm boş vakitlerini kendi kendine odasında geçiren birisiyim. Resimdi, kitaptı, kendin yap projeleriydi, Kore dünyasıydı derken öyle geçip gidiyor hayatım. Dediğim gibi, etrafımda bunlarla ilgilenen kimse de yok. Tüm hobilerimi kendi kendime yaşıyorum.

Ayrıca ben biraz da garibim galiba. Nasıl desem... Nevi şahsına münhasır... Bi şeker alındığında, yüzlerce liralık bir ayakkabıdan daha mutlu olabilirim. Yada bir şeker alınmadığında, pençesinde olduğum hastalıktan daha mutsuz... Saplantılıyım, insanlara değil; karakterlere, nesnelere kolayca bağlanıyorum. Hayvanları insanlardan çok seven gıcık tiplerdenim. Ne bileyim zorum işte...

Tüm bunlara ayak uydurabilecek birisi çıksa karşıma diyorum. Hayatın temposundan, insanların kalabalığından, metropolün ışıklarından, bencillikten, kendini beğenmişlikten, aşırı özgüvenden uzak birisi... Böyle bir insan verse bana 2017? Ne güzel olurdu...

clean world illustration ile ilgili görsel sonucu

Tabi insanoğlu bu, açgözlü! Bir şey istemekle olmaz. Çok şey istemek lazım. Kişisel hassasiyetim: Çevre! 
Şu genç yaşımda (o kadar da genç değil), daha çocuk yapmayı düşünmeden, çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakıcaz diye düşünüyorum. Daha doğrusu endişeleniyorum. Bu yıl şahsi hedefim kendi geri dönüşüm miktarımı arttırmak olsun. Tüm dünyaya, önce de kendi ülkeme bilinçlenme diliyorum. Yoksa bu gidişle bugün petrol için olan savaşlar yarın su için olacak.

Savaş demişken...

2017 peace ile ilgili görsel sonucu

Ve aslında söylenmeye gerek olmayanlardan, yada hiç söylenmemesi gerekenlerden: Barış!
İnsanlar bi durup ne yaptığına baksın istiyorum. Neden ölüyoruz? Yada bizim olmadığımız başka bi yerdeki başka birisi neden ölüyor? Hepimiz aynı gezegendeki aynı canlılar değil miyiz? O zaman neden herkes farklı hayatı yaşamak zorunda? Azcık dursak belki, düşünsek elimizi vicdanımıza koyup, böyle olmazdı. 2017'de herkes bi durup düşünsün istiyorum.

2016'da, tepeme bomba düşmediği için dua, ateş düşen yüreklere sabır diledim hep. 2017 böyle olmasın.

Neyse... Karamsar bir yazı oldu ama şerefsiz 2016 haketti bunu! Umarım 2017 sonundaki yazımda (nasip olursa) almak istediğim çantalar, ayakkabılar gibi boş beleş şeylerden bahsedebilirim sadece.

Herkese mutlu yıllar.

happy 2017 ile ilgili görsel sonucu

Unutma ki sen çok değerlisin ve seni seven birileri var, benim canım okurum^^

NOT: Yep yeni bir yılın gelişini, yeni umutları kutlamak dinle imanla alakalı değildir sevgili okur. Buna inanma, sana öyle olduğunu söyleyenle de ilişkini tekrar bir gözden geçir.
Yarın sen de kendine bir iyilik yap. Güzel bir şeyler ye, güzel bir şeyler izle/dinle. Kendince coşkuyla kutla yeni yılın gelişini. Her şey daha güzel başlar belki de....

Herkes kendisini mutlu edebilse, kimseyi mutsuz etmeye çalışmazdı...

28 Aralık 2016 Çarşamba

2016'nın En İyi Filmleri

Her hafta 1-2 kere sinemaya giden ve evde de sabahlara kadar ard arda film izleyen bi manyak olarak bu sene izlediğim film sayısının haddi hesabı yok...

Ama ilk 10'umu oluştururken zorlandım. Yani bence hepsi mükemmel filmler ama onaylamayacak pek çok kişinin olduğundan eminim. Herkesin onaylayacağı ve film otoriterleri tarafından alkış alan filmler seçemedim nedense... 

Neyse efendim. Geçen seneki listem için tıktık diyorum ve sizi bu senenin listesine davet ediyorum...

Tabii ki beğeni sırasına göre değiller!

1) Fantastic Beasts and Where to Find Them
fantastic beasts and where to find them ile ilgili görsel sonucu

2016 sonunun en büyük bombası! Öncelikle ben tam bir Potterhead'im. Peki Potterhead nedir? Üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen hala Harry Potter'ın atmosferinden ve büyüsünden çıkamamış, hayatının her anında Harry Potter'a ait izler bulunan, kitaplarını sayısız kez okuyup filmleri sayısız kez izlemiş bir çeşit saplantılı manyak demek Potterhead. Benim gibiler için Fantastic Beasts bayram yeri demek. Film tam anlamıyla mükemmeldi! Harry Potter'ı izlemeyenler de filmi anlayabilir ama asla % 100 zevk alamayacağını düşünüyorum. Mekanlar, bazı kelimeler, büyüler, çeşitli göndermeler kesinlikle Harry Potter'ı az buçuk bilenlerin zevk alabileceği türdendi. 

Ayrıca sondaki 15sn lik Johnny Depp bombasına ne demeli? Arkadaşlar ben ilkokul 2. sınıftan beri tedavisi olmayan Johnny Depp'e ölüp bitme hastalığından muzdaribim. Eminim ki salonda JD göründüğü an çıkardığım sesler yüzünden herkes dönüp bana baktı. Filmi sevmek için o 15 sn bile yeterdi ama neyse... Film cidden dehşet-i cengizdi. Mutlaka izleyin!

2) Peculiar Children of Miss Peregrine
peculiar chıldren of miss peregrine ile ilgili görsel sonucu

Tim Burton'ın yönettiği ve benim sevmediğim bir film henüz yok. Benim gibi hayal dünyasından çıkamayan fantastik kafalılar için biçilmiş bir kaftan bu film. Dedesinin yıllar boyu anlattığı masalların gerçek olduğunu farkeden bir çocuğun dedesinin bıraktığı ipuçları ile o fantastik evreni bulması ve ordaki çocuklara yardım etmesini anlatan mükemel bir yapım. Renkler, karakterler, atmosfer çok çok çok güzel. 

3) X-Men Apocalypse
x men apocalypse ile ilgili görsel sonucu

Bilim kurguyla özellikle de fantastik bilim kurguyla aram çok iyi. Evet fantastik her şeyi seviyorum, anladınız artık bunu... X-Men bence her bölümde heyecanı, aksiyonu ve olay akışını saçmalamadan, beklentiye %100 cevap vererek sürdürebilen nadir fantastik serilerden. Genelde yeni giren karakterler filmlere bir yakışmaz, gözümüz onları istemez ama X-Men'de bu hiç olmadı. Apocalypse, tüm seriyi aratmayacak güzellikteydi. 

4) La La Land
lala land ile ilgili görsel sonucu

Bir filmle beni tanımlamak isteseniz direk bu olurdu sanırım. Nasıllll beğendiğimi anlatamam. Los Angeles'ta birbirini bulup sonradan kaybeden iki romantik hayalperestin hikayesi. Bu filmi ne mükemmel yapıyor derseniz 3 kelime yeter sanırım anlatmaya: Emma Stone, Ryan Gosling ve müzikal!

5) Me Before You
me before you ile ilgili görsel sonucu

Belki kitabını okumadım ama sanırım okuyanlardan daha büyük sabırsızlıkla bekledim bu filmi. Kitabı okuyanlardan iyi yorumlar almadığını düşünürsek iyiki de okumamışım çünkü ben filmden inanılmaz etkilendim. Hayattan kopmuş, yaşama sevinci kalmayan hasta bir adamın hayatına güneş gibi doğan bir kız ve masalsı bir aşk. Sam Claffin inanılmaz etkileyici, Emilia Clarke eşsiz bir moda anlayışıyla karşımızda, hikaye çok dokunaklı... Mutlaka izlenmeli.

6) Alice in Wonderland: Through the Looking Glass
İlgili resim

Dediğim gibi 2. sınıftan beri Johnny Depp hayranıyım ve izlemediğim filmi yok. Ama kesinlikle Alice in Wonderland serisinin bendeki yeri başka. Çünkü Johnny Depp filmde oynamadan önce de ben tam bir Alice manyağıydım. Küçükken beyaz bez ayakkabılarımın üzerine keçeli kalemlerle Alice kitabımdan resimler çizerdim, yıllar önce gittiğim ilk kostümlü partide şapkacı olmaya çalışmıştım (olamadı). O yüzden bu film benim için çok özel. Hele ki bu filmin hikayesini tamamen şapkacı üzerine kurulması ve Sacha Baron Cohen'in mükemmel oyunculuğu eklenince... Tam bir görsel şölen!

7) Deadpool
İlgili resim

Deadpool'u ne izlemeyen kaldı ne de sevmeyen var! Bilim kurgu, aksiyon ve komediyi aynı filmde toplayan Deadpool için şimdiden 2. filmin yolunu gözler olduk. Kısa sürede bir seri haline dönüşeceği belli. En sempatik süper kahraman Deadpool da ''En sevdiğin süper kahraman kim?'' sorularına Spierman, Batman, Superman ve Ironman'den sonra cevap olmaya başladı bile^^

8) Suicide Squad
suicide squad movie ile ilgili görsel sonucu

Sinemakalite yorumu yaparak filmi hiç sevmeyenler de dolu biliyorum ama ben yüzeysel insanlardanım sanırım, çok sevdim. Filmde kötü karakterin (herkes kötü ama ben alt edilmeye çalışılan kötüden bahsediyorum) saçmalığından öte beğenmediğim hiçbir şey yok. Herkes gibi Jokere'e de hayran kaldım ve onun çevresinden dönen 2. bir filmi sabırsızlıkla bekliyorum. Bu iyi kalpli kötü adamlar hepimizin kalbine taht kurdu bu sene^^

9) Bridget Jones's Baby
bridget jones’s baby ile ilgili görsel sonucu

Bu film eminim ki kimsenin listesinde olmayacak ama benim için yeri çok başka... Bridget Jones's Diary filmleri çocukluğumda izlediğim ve ennn çok beğendiğim filmlerdi. Sonra internetten film izlemek falan çıktı da oturup defalarca izledim. 2016'da, son filmin üzerinden 12 yıl geçtikten sonra, aynı karakterleri görmek bende çok değişik duygular uyandırdı. Romantik komedi filminde gözlerim doldu, nostalji yaşadım, çocukluğum aklıma geldi falan. Gözlerim deli gibi Hugh Grant'ı arasa da canım bitanem Colin Firth'ü Darcy rolünde tekrardan izlemek (ilk 2 Bridget Jones filminin yanı sıra filmin esinlenildiği Pride and Prejiduce BBC serisinde de Darcy idi kendisi) tam anlamıyla mükemmeldi. Kim ne derse desin bu film benim ilk 10'umda!!!

10) Zootropolis / Zootopia
İlgili resim

Animasyon filmleri izlemeye bayılsam da en sevdiğim filmler listesine kolay kolay koymuyorum. Pek çoğu yetişkinlerin yanı sıra çocuklara da hitap ettiği için kriterlerim yükseliyor sanırım. Amaaaaa... Amaaaaa.. Zootopia bu sene animasyon filmlere dair tüm kriterlerimi sildi süpürdü. Tamamen yetişkinlere yönelik bir animasyon olduğunu düşünüyorum çünkü çocukların anlayamayacağı ayrıntılar çok fazlaydı bence (yada yeni nesil zannettiğimden daha fazla şey biliyor). Her detaya, müziklere, karakterlere, renklere, Zootropolis şehrine, hikayeye her şeye her şeye bayıldım!!! Hem ders veren, hem eğlendiren hem de inanma/başarma gücü veren bir filmdi. Tam 3 kere izledim hatta. Yine koyun, yine izlerim. Çok güzeldi!!!!



Evet listem %100 Amerikan filmleriyle dolu. Bu demek değil ki diğer ülkeler film yapamıyor. Elbette yapıyor ama Hollywood diğer ülkelere oranla 10 kat fazla film ürettiği için filmlerinin beğenilme olasılığı da artıyor. Listeyi Amerikan filmlerinden oluştursam da bahsedilmeye değer diğer filmler de yazmak istiyorum. Belki boş vaktinizde göz atarsınız.

BAHSEDİLMEYE DEĞER KORE FİLMLERİ
Bence Kore filmleri açısından çok parlak bir yıl değildi. Bence diyorum çünkü: Özellikle yabancı listelere bile giren, beğeni rekorları kıran Agassi'nin, benim listemde olmadığını düşünürsek neden listemin kısa olduğunu anlarsınız sanırım.

Bigbang10 The Movie: Bigbang Made
Bigbang10 The Movie: Bigbang Made ile ilgili görsel sonucu

Şimdi Melly bu film mi? diyenleriniz olacaktır. Bence film^^ Ama belgesel demek daha doğru olabilir. Bigbang'in kuruluşunun 10. yılı anısında, özellikle MADE dünya turunun kamera arkasını ve 5 grup üyesinin aralarındaki bağı bize gösteren bir film. Anca benim gibi VIP'lere anamlı gelicek bu film bence bu sene kaçmazdı. Ama bırakın Türkçe'yi İngilizce altyazısı yok daha. Korece izledim ben, Korecem yettiği kadar. Yani 1-2 kere daha izlerim bu bahaneyle^^

Train to Busan
train to busan ile ilgili görsel sonucu

Gerilim pek sevmediğim bir tarz. Zombi temalı bir gerilim filminin en sevdiğim filmler listesine gireceğini söyleseniz asla inanmazdım. Ama oldu! Train to Busan cidden mükemmel bir film. Soluksuz izleniyor. Dur durak yok! Her an bir aksiyon bir hareket bir heyecan var. Tabii Gong Yoo da! Kore severlerin mutlaka mutlaka mutlaka izlemesi gereken bir film! 

A Violent Prosecutor
a violent prosecutor ile ilgili görsel sonucu

Haksızlığa uğrayarak hapse atılan bir savcının, hapishanede tanıştığı bir dolandırıcının yardımıyla adaleti bulmaya çalıştığı aşırı eğlenceli bir hikaye. Bu hikayeyi ve filmi bu kadar güzel yapan şeyin kesinlikle Hwang Jeong Min ve Kang Dong Won'un usta oyunculukları olduğunu düşünüyorum!


BAHSEDİLMEYE DEĞER TÜRK FİLMLERİ

Annemin Yarası
annemin yarası ile ilgili görsel sonucu

Hakettiğinden çok çok çok az takdir gördüğüne inandığım bir film. Bu senenin en en en iyi Türk filmiydi bence. Filmin atmosferinde kendimi kaybettim. Mekanlar, müzikler inanılmazdı... Hikaye roman olsa, okurum! Çok iyiydi. Karakterler... Zaten kadroya bir bakar mısınız??? Ozan Güven döktürdü! Meryem Uzerli, Okan Yalabık ve Bora Akkaş kendine hayran bıraktı. İzlemeyenlerin çok şey kaçıracağını düşünüyorum!

İkimizin Yerine
ikimizin yerine ile ilgili görsel sonucu

Gişesi çok yüksek olsa da yorumlar pek de olumlu değildi bu filme. Film zevkim cidden farklı sanırım benim. Çok etkileyici, böyle kursakta kalan bir aşk hikayesi vardı burda. Tasvip edilmeyen öğretmen-öğrenci ilişkisinin çok eleştiri aldığını biliyorum, ben de tasvip etmiyorum. Ancak filmler sadece tasvip ettiğimiz hikayeler üzerine kurulmalı diye bir kural da yok sanırım. Sadece onay verdiğimiz, etik ve ahlak kurallarına uygun senaryoları mı film yapmalılar? Böyle aykırı hikayelerin çok daha başarılı senaryolar oluşturabildiğini gördük bence. Çok iyi bir filmdi. Nejat İşler dönüşünü çok iyi yaptı.


BAHSEDİLMEYE DEĞER HİNT FİLMLERİ
Hintçeye olan tahammülsüzlüğüm ve filmin arasına giren anlamsız müzikle dans etme temasını (yani direk Bollywood'u) anlayamayışım sebebiyle Hint filmlerini çok sık izlemiyorum. Sadece takip ettiğim bir kaç oyuncu var o kadar. Hint filmi bilgime güvenmeyerek bu listeye film ekledim yani. Naçizhane...

Tamasha
tamasha ile ilgili görsel sonucu

Duyduğum kadarıyla beklenilenden az beğenilmiş bir film. Hepimizin adeta bir robotmuşçasına kendimize yazılan rutin hayatları, hergün aynı günü yaşamamızı eleştiren; daha doğrusu bu döngüden kurtulmak için çabalayan bir adamı anlatan bir film. Ama anlatıyor diyorsam, öyle herkes gibi anlatmıyor. Masalsı bir dilde, aşkla, heyecanla anlatıyor. Filmin sonundaki sahne gösterisini izlemeyi yada en başındaki masalcı amcayı birebir dinlemeyi çok isterdim. Bence çok başarılı bir filmi yaa nesini beğenmediler ki???



Kendi zevkime göre (herkesten biraz farklı olabilir) 2016'nın film önerisi bunlardır efendim. Bence hepsini büyük bir zevkle izlersiniz. 








25 Aralık 2016 Pazar

Bigbang Seungri'nin Türkiye Ziyareti

Bigbang'i manyaklık derecesinde yakından takip etmeme rağmen bunu ben de bilmiyordum ve çok şaşırdım açıkçası.

bigbang radio star ile ilgili görsel sonucu

Bu hafta Radio Star adlı tv programında çıkan Bigbang birbirinden ilginç konular konuştu aslında.
Taeyang ile sevimsiz sevgilisinin ilişkisinden, başta G-Dragon olmak üzere tüm üyelerin ilişki yaşama tarzları, sevgililerinden özür dileme şekilleri falan...
Top'ın, diğer üyeler duştayken onlara yemek yedirmesi, aralarındaki kavgalar, anlaşmazlıklar ve anlatılmaya değer daha nelerrrr neler...

bigbang radio star ile ilgili görsel sonucu

Konulardan birisi de Seungri'nin daldan dala devamlı farklı iş alanları denediği, iyi kötü çok geniş bir çevresi olduğu, parayı kazandığı kadar çok da kaybettiği ve deneyimli olmadığı alakasız konularda iş yapmaya çalıştığıydı.

Sonra birden G-Dragon söz alıp örnek verdi:
"Geçenerde Seungri birden bana 'Türkiye'ye gidelim' dedi. Aşırı yoğun olduğumuz bi dönemdi ve çok şaşırdım. 'Seungri çok yoğun çalıştığımız bir dönem konserler falan var devamlı, Türkiye'de ne işimiz var?' dedim.
(Bu arada Seungri abuk subuk, alakalı alakasız her iş dalını denediği için herkes yoksa dondurma mı, yoksa kebap işine mi giriyosun falan diye dalga geçiyor^^)
Stadyum yapıcam orda dedi."

Stadyum mu?
Tabii ki herkes alakaya mum dik modunda kahkahalara boğuldu^^


Sonra Seungri'den gelen açıklama:
"Çinli bir arkadaşım Türkiye'de deniz kenarında resort şeklinde çok büyük bir otel yapıyor. Otelinde stadyum da olmasını istedi ve bana 'Seungri sen yap bu işi' dedi. Ama ben stadyumdan pek anlamadığım için Türkiye'ye gidip arkadaşımı işin ehli insanlarla tanıştırdım."


Aslında ortada çok komik bir mevzu var ama tabi benim kulaklar Türkiye'ye kesildi. Off ne heyecanlandım. İnsan bi foto koyar instagrama falan be Seungri -_-

Türkiye'den bir Seungri geçmiş ama bizim haberimiz yok...

Neyse, program başlı başına aşırı aşırı aşırı komikti. Hatta geçen haftaki Infinity Challenge'dan 10 kat daha çok güldüm. Hem komik hem de çok açık ve samimi sohbetler vardı. İkinci bölümü de haftaya olucak. Radio Star hiiiç izlemem ama Bigbang olunca çevirisini bile bekleyemeden izledim!!

Mutlaka ama mutlaka bu bölümünü izlemenizi tavsiye ederim. Tabii VIP iseniz^^

23 Aralık 2016 Cuma

2016'nın En İyi Kore Dizileri

Yine en önemli listelerden bir tanesi...

2016 dizi bakımından oldukça bereketli bir yıldı. Efsane diziler bakımından 2015'in arkasında kalır diye düşünmüştüm ama öyle olmadı. 2015 listem için tık tık

İzlediğim dizilerin her biri benim bebeklerim, o yüzden aralarından seçim yapamıyorum. Ama yine de bir liste hazırladım sizin için.

Öncelikle bu liste kesinlikle beğeni sırasına göre değildir bunu belirtmek isterim. Sonralıkla buyrun listeye efendim^^

1) Descendants of The Sun

descendants of the sun ile ilgili görsel sonucu

Evet listemin tamamı sırasız olacak ama 1 numarada aklıma elen ilk dizinin Descendants of the Sun olması da bir tesadüf değil... Bu sene yer yerinden oynadı bu diziyle. Abartı diye düşündüm, geç izledim hatta. Ama beni de çok etkiledi en sonunda. Hatta ilk izlediğimde bu kadar sevdiğimi anlamamışım sanırım. Geçen hafta bir tekrar geçerken anladım. Çok çok çok dokundu bu dizi bana. Aşk, savaş, kavuşamamak, vatan sevgisi... Her şeyi... Bence bu yılın ennn başarılı yapımıydı!

NOT: Tüm dünyada acayip ses getiren bu dizide Song Joong Ki'in oynadığı Yoo Si Jin karakteri, önceden Won Bin, Jo In Sung, Gong Yoo ve Kim Woo Bin'e teklif edilmiş ama hepsi reddetmiş. Sebep: asker rolü için saçlarını kısa kestirmelerinin gerektiği ve bunu yapmak istememeleri. Hah! Güldüm! O sırada hali hazırda askerden yeni döndüğü için Song Joong Ki kabul etmiş rolü. Tamamen kısmetten öteye yol yok diyorum. Allah Joong Ki'ye yürü ya kulum dediyse demek...

2) Moon Lovers - Scarlet Heart Ryeo

İlgili resim

2016'da en son izlediklerimden. Nasıl beğendim, nasıl etkilendim anlatamam. Sanırım Descendants of the Sun ile birlikte en en en beğendiğim dizi ödülünü paylaşıyorlar. Lee Jun Ki'nin etkileyiciliği bir yana, atmosfer, hikaye, müzikler... Birbirinden yakışıklı ve karizmatik prensler de cabası^^ Mükemmel diyebileceğim bir diziydi. Dizi bittikten sonra 1 hafta etkisinden çıkamadım. Ciddiyim! Kore'de reytinglerinin düşük, diğer ülkelerde ise yüksek olduğunu biliyor musunuz??? İnanılacak şey değil!
Mutlaka 2. sezonunu bekliyorum...

NOT: Reytinglerin Kore'de düşük olma sebebini Koreli bir arkadaşıma sordum. Bu dizi Çin'den uyarlama olduğu için, o versiyonunu tüm Korelilerin bildiğini, izlediğini, Kore'de oldukça ünlü olduğunu ve aynı diziyi ikinci kere izlemek istemediklerini söyledi. Sanırım biz direk Kore versiyonunu izlediğimizden hayran kaldık. 

3) W


Yine bu yılın en çok ses çıkaran yapımlarından... Açık konuşmak gerekirse genel kesim kadar çoook etkilenmedim ve biraz abartıldığını düşünüyorum ama yine de oldukça iyi bir diziydi ve kesinlikle ilk 10'a girmeyi hak ediyor. Yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım. Oldukça iyi oyuncular, eşsiz bir senaryo ve başarılı bir dizi. Tahmin edilebilir olmaması en büyük artısı. Benim gibi yıllar içinde sayısız dizi izleyince artık hikayelerin gidişini kolayca tahmin edebiliyor olmuşsunuzdur siz de... E bu durumda böyle taptaze, şaşırtıcı dizilerle karşılaşmak da kolay değil. W, bu açıdan bir hazine adeta!

4) Cinderella and the Four Knights

cinderella and the four knights ile ilgili görsel sonucu

4 tane şövalyenin arasına düşen 1 adet prenses. Adeta bir modern zaman Cinderella hikayesi. Romantik-komedi unsurları olsun, sevimli sonu olsun, yakışıklı şövalyeleri olsun 2016'nın en izlenesi dizilerinden birisi. Sevmeyeni görmedim daha.

5) Jealousy Incarnate

Jealousy Incarnate ile ilgili görsel sonucu

En sevdiğim aktrislerdendir Gong Ji Hyo, hiçbir dizisini de kaçırmam. Sanki senaryolarını benim için seçiyor bu kadın. Genel olarak çok sevildiğini görmedim ama bu dizi tam benim damak tadıma göreydi. Ayakları yere basan, sağlam bir senaryo ve birbirinden mükemmel oyuncular. Bu seneki dizilere dikkat ettiyseniz 90'lı ergen oyuncular epey revaçtaydı. Jealousy Incarnate'i izleyince deneyimli, olgun, ne yaptığını bilen oyuncuları izlemeyi ne kadar özlediğimi anladım. Bir Gong Hyo Jin, bir Jo Jung Suk kolay yetişmiyor. Değerlerini bilmek lazım.

6) Let's Fight Ghost

lets fight ghost ile ilgili görsel sonucu

Yine herkesin listesinde olur mu, pek emin olamadığım bir dizi. Supernatural hikayeler? Severim. Aşk? En bi sevdiğim. E o zaman bu diziye de sevdim tabi. Ayrıca bana kalırsa bu yılın hem güzel olup hem de en rahat izlenen nadir hikayelerindendi. Hafif ve eğlenceliydi. Aşırı drama, kötü adamlar, entrikalar olmadan, bol gülümsemeli güzel bir gençlik dizisi. Mutlaka tavsiyemdir!

7) Another Miss Oh


2 yılın sonunda bomba gibi döndü Eric Mun. Bazen sadece aşka dair bir şeyler izlemek iyi geliyor insana. Bütün o aksiyondan, entrikalardan, abartılı olaylardan uzak, sadece 2 kişinin yaşadığı aşkı ve onların sorunlarını izlemek istiyorum ben. İşte bu tam da öyle bir dizi. %100 aşka dair. Birlikte olmak için sebepler, ayrılmak için nedenler, kıskançlıklar, kavuşmak, kavuşamamak... Başka hiçbir şey yok. Aşk izlemek isteyenlere...

8) One More Happy Ending


 2016'nın ilk aylarında yayınlanan bu diziyi, üzerinden çok zaman geçti diye unutanlar olduysa darılırım! Jung Kyung Ho benim biriciğimdir, çok severim, feci hayranıyım. Oynadığı her dizinin yeri başkadır bende. Bu dizi de aynen öyle. Onun aşık adam halleri, onun sempatikliği, onun karizması, onun her şeyi diziyi alıp götürdü zaten. Yıllar sonra karşılaşan iki arkadaşın birbirlerine aşık oluşlarını çok büyük zevkle izledim, eminim siz de öyle izlersiniz.

9) Cheese in the Trap


Yine bu yıl aşırı derecede ses çıkaran dizilerden birisi. Park Hae Jin ve Seo Kang Joon'u yıldız yapan dizi. Çoook güzeldi ama sonu hariç. Bu kadar kekremsi bir son olamaz. Herkes umutsuzca 2. sezonu bekliyor ama olacak gibi değil. İmkansıza yakın. Madem yeni sezon çekmeyeceksiniz öyle arada bırakan sonlar yapmayın kardeşim! Bu arada aynı yıl içinde Moon Lovers ve Cheese in the Trap'de oynayarak parlayan Nam Joo Hyuk'a bir alkış!!!

10) Beautiful Gong Shim 

beautiful gong shim ile ilgili görsel sonucu

Çok çok çok neşeli ve komik bir dizi. Bir noktadan sonra komedi yerini drama bıraksa da çok eğlenerek izledim. Nam Koong Min'in kötü adamlardan sonra böyle sempatik bir rolde oynamasını hatta güzel oynamasını şaşkınlıkla tebrik ediyorum. Nasıl iyi bir oyuncu olduğunu kanıtlamış oldu (ki pek sevmem kendisini). Oyuncularını çok sevmesem de adını bu listeye yazmazsam haksızlık edecekmişim gibi hissettim. Güzel diziydi yahu!

Listede Kendisine Yer Arayıp Bulamayan
Lucky Romance

lucky romance ile ilgili görsel sonucu

Listem 11 maddeden oluşsaydı bu diziyi de eklerdim. E oluşmuyor, niye yazıyorum? İçim rahat etmedi ya... Ayıp ettim gibi geldi diziye hahah^^ Güzel ve eğlenceli bir diziydi. Batıl inançlardaki abartılar, mantık hataları, anlamsız çığlıklara duyduğum tiksinti ilk 10'dan attı bu diziyi. Ama kesinlikle adının geçmesini hak ediyor. 

BONUS 1!

Oh My Venus

oh my venus ile ilgili görsel sonucu

2015'in sonunda başlayıp 2016'nın başlarında biten bu diziyi geçen sene de listeye koyamayıp bonusa yazmıştım. Çok da iyi olmuş! So Ji Sub'a öldüğümü, kendisinin 1 numaralı oppam olduğunu (kazık kadar kıza bak utanmadan oppa falan diyor) duymayan kalmadı artık. Ama ondan da bağımsız bu dizi bir şahane dostum! Hem dizi hem de So Ji Sub'dan sebep bu diziyi ilk 10'lara falan sığdıramazdım zaten. Nasıl eğlendim, kaç kere izledim, So Ji Sub'ı izlerken ağzımın suları ne derece aktı hiçbirisini anlatamam. MÜ-KEM-MEL!

BONUS 2!

Uncontrollably Fond

uncontrollably fond ile ilgili görsel sonucu

So Ji Sub 1 numaralı oppamsa Kim Woo Bin de 2 numaralıdır. Herkes biliyor değil mi?

Bu yıl ağlamaktan içimi dışıma çıkartan dizi! İlk bölümünden son bölümüne kadar her bölüm ağladım, istisnasız. Her bölüm ağlanacak bir şey olduğundan mı? Hayır. Ama olacakları biliyorsunuz ya, çocuğun kaşının gözünün oynamasına ağlamaya başlıyorsunuz istemeden. Öyle bir dizi. Yarıda bırakanları falan duydum, yok artık! Bence çok güzel bir diziydi. İlk 10'a değil de Bonusa girmesinin hem iyi hem de kötü sebepleri var. Kötü sebebi, uzun zaman sonra beklediğim sempatik, şeytan tüylü, hınzır Kim Woo Bin yerine ölmek üzere acılı bir adamı bana izletmeleri ve hikayenin bazen çok ağır ilerlemesi. Esas sebebi ise Kim Woo Bin'in olduğu bir şey bonustur her zaman. Objektif olamam! Benim için bu adam ne zaman nerde olursa olsun bonus!





20 Aralık 2016 Salı

İzledim: My Wife's Having An Affair This Week Yorumu

my wife's having an affair this week ending ile ilgili görsel sonucu

Karısının telefonunda gördüğü mesajla hafta sonu aldatılacağını öğrenen Do Hyun Woo, derdini kimseyle paylaşamayıp ne yapacağını bilemeyince bir internet sitesine post yazarak sanal ortamdan akıl almak ister. 
Bu ikilinin evlilikleri ve problemleri çevresinde dönen hem etraflarındaki insanların hem de internette cevap yazan insanların hayatlarını izliyoruz.

my wife's having an affair this week ile ilgili görsel sonucu

Artık yaşını başını alsa da gelmiş geçmiş en sevdiğim ahjossilerden Lee Sun Kyun ve hastası olduğum Runningman'dan Song Ji Hyo'nun dizisi var dediler geldik.

my wife's having an affair this week ile ilgili görsel sonucu

Runningman izleye izleye sevdiğim Song Ji Hyo tam bir doğal güzellik abidesi. Kadın kaç yaşına gelmiş hala su gibi... Emergency Couple ve Ex Girlfriend Club dışında dizi konusunda pek başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim maalesef. 

Karakteri Jung Soo Yeon'a gelince... Onu az sonra yazıcam...

İlgili resim

Lee Sun Kyun artık oppa vasfından çıkmış, ahjossi olma yolunda emin adımlarla hızla devam eden ama yine de çok sevdiğim aktörlerdendir. Pasta'nın kalbimdeki yeri çok başkadır. O herkesin taklit ettiği konuşma tarzının hastasıyım. Garip ses tonu, peltekliği... Ay aşırı tatlı bi adam.

Do Hun Woo'ya ise başlarda bi acıdım ay çok iyi adam niye aldatılıyo falan diye ama sonraki ezik hallerine gıcık olup 'başına gelenleri hakediyo amaaan banane' dedim.

my wife's having an affair this week ile ilgili görsel sonucu

Dizi adeta bir aldatmalar silsilesi... Herkes herkesi aldatıyor. 

Ufak çocuk dışında tek bir karakteri bile sevmedim. Aldatanları da, aldatılanları da... Aldatanlar zaten malum boğmak istiyo insan ama aldatılanlar da o kadar sinir bozucu ki... Cidden burda ifade edemiyorum ya o derece! Bi süre sonra onlara daha da fazla uyuz olmaya başlıyosunuz.

Allah hepsini bildiği gibi yapsın dedim bi noktada hahaha^^

my wife's having an affair this week ile ilgili görsel sonucu

Aldatan kadının girdiği ezikliğe anlam veremedim. Hem mükemmel bir anne, hem mükemmel bir ev hanımı hem de mükemmel bir iş kadını olmanın verdiği baskıya dayanamamak??? O da ne? 

Benim hayata bakışım şu: bir kadının hem çocuk hem de kariyer yapma hakkı elbette var. Ama yapabilecekse... İkisi de bir arada gitmiyor ve kariyerim çok önemli diyen kadın çocuk yapmamalı. Çocuğun günahı ne? Yok çocuk önemli diyorsa işi bırakmalı. Neyse hayat görüşlerimi şimdilik bir kenara bırakalım...

İşle evi bir arada götüremedim, çok baskı altındaydım diyerek kocasını aldatan kadının bir süre sonra sempatik ve acınası olarak gösterilmesi hiç hoşuma gitmedi. Adam öyle acizdi ki 'nerdeyse adam kadından özür dileyip beni terk etme lütfen diyecek raddeye geldi dizi' diye dalga geçerken cidden öyle oldu. Ben şok!!! 
 Zaten diziyi 4. bölümden sonra falan izlemeye başlarsanız zannedersiniz ki kadın zavallım aldatıldı... Absürdlüğe gel...

my wife's having an affair this week cast ile ilgili görsel sonucu

Do Hyun Woo, nam-ı diğer Toycrane'in bi bloga attığı aldatılma mesajına yardım etmek, fikir vermek için cevap yazanların da hayatlarında kesintiler vardı. Sanki onların da hikayelerini izleyiciye göstermek, böyle başrolde izlediğimiz ilişkinin herkesin hayatına dokunduğu izlenimini vermek falan... Yok hiç olmamış! Çoğu o kadar sıkıcıydı ki atladım. O karakterlerin ilgi çekici bir hayat hikayesi olmadığı gibi Toycrane'in hikayesine bu kadar bağlanıp, tepki verip, yardım edip hatta sonra kulüp! kurmaları falan aşırı saçmaydı.

my wife's having an affair this week ile ilgili görsel sonucu

Dizi 12 bölüm. Zannettim ki 16'dan düşürülmüş reytingleri az olunca. Yoook hiç de öyle değilmiş. Hatta JTBC'nin (ki en sevdiğim kanallardandır, beni hayal kırıklığına uğrattı) en yüksek reytingli dizilerinden birisiymiş. 

Şaşırdım!!! Dizide dediğim gibi sevilecek tek bir karakter yok. Gerçekleşen tek bir güzel olay yok. Herkes her şey çok gıcık. İki tane iyi oyuncu koymuşsun azcık romantizm koy da izlenilirliği olsun dimi? Yok... Dizide romantizmden eser yok. Tek bir hoş sahne yok. Yok da yok yani...

Dizileri, kitapları, filmleri bitirmek gibi bir saplantım olmasa yarıda bırakabilirdim. Song Ji Hyo ve Lee Sung Kyun'un hatrına rağmen...

O derece...

Not: JTBC kablolu kanal olduğundan yani izleyicilerin para ödeyerek izlediği bi kanal olduğundan reytingleri diğer kanal ve dizilerle aynı seviyede olmuyor. 

İlgili resim

İki tane mükemmel insanı alıp nasıl hiçbir şeye benzemeyen berbat bir dizi yapılabileceğinin kanıtı bu dizi sanırım. Üniversitelerde derslerde örnek olarak gösterilmeli. Ciddiyim!

Fragmanlarından sevimli, komik/romantik bir dizi olucak zannedip heyecanlanmıştım ben de... Nasıl da yanılmışım...

17 Aralık 2016 Cumartesi

İzledim: Something About 1% Yorumu

something about 1 percent ile ilgili görsel sonucu

Zengin ve kibirli Lee Jae In, dedesinden kalan mirası almak için dedesinin istediği kız olan Kim Da Hyun ile evlenmek zorundadır. İlk görüşte birbirinden hiç de hoşlanmayan bu ikili, karşılıklı çıkarlara dayanan bir ilişki sözleşmesi imzalar ve bu sözleşmeye bağlı olarak çıkmaya başlar.
Böyle başlayan bir ilişkinin mutlu sonla bitme olasılığı %1'dir.

Görsel sonucu

Tek bir tanınan simanın olmadığı ve büyük tv kanallarından birisinde yayınlanmayan bu diziyi benim bulup izleme ihtimalim, dizinin adı gibi, %1'dir normalde. Ama ben bu diziyle ilgili öyle çok yorum, öyle çok caps gördüm ki internette, izlemeyeni dövüyolarmış heralde dedim de izledim.

İyi ki diyorum şimdi baştan belirteyim^^

Görsel sonucu

Lee Jae In rolündeki arkadaşın adı Ha Seok Jin miş. Biyografisine bakınca şok oldum. O kadar çok dizide oynamış ki.. Oynadığı dizilerden sadece Shark'ı izlemişim, orda da hatırlamıyorum yüzünü zaten. Ya oyunculuğu iyi değilmiş de büyük dizilerin kadrosuna girememiş yada zavallım hep kötü senaryolara imza atmış.

Neyse... Burdaki karakteri çok sevdim. Ben zaten her zaman kibirli, kendini beğenmiş tiplerin aşkla yumuşaması hikayesini sevmişimdir. Bu dizide de sevgiyi tattıkça 'ya ben seni yerim' kıvamına gelen bir Lee Jae In var. Hem de sahiplenici, hem de kıskanç (dozunu biraz kaçırsa da olsundu^^), ee daha ne olsun?

sung joon 2016 ile ilgili görsel sonucu



Diziyi izlediğim her saniye Ha Seok Jin 'in sesini, mimiklerini, tepkilerini, oyunculuk tarzını yani kısacası her şeyini Sung Joon'a benzettim. Her daim onu izliyomuşum gibi hissettim o derece. Siz de izlerseniz eminim bana hak verirsiniz.

------------------------------->
İlgili resim

Kim Da Hyun rolündeki Jeon So Min'de de aynı durum vardı. Biyografisi bir sürü diziyle dolu ama ben tek bir tanesini bile izlememişim. Şok!

Da Hyun başlarda canlı, aktif, eğlenceli bir kızdı. Karakter gittikçe donuk, mıyım mıyım, mızmız bi tipe dönüşüp sinirimi bozdu. Sonlara doğru devamlı telefonlara cevap vermeyip çocuğu cezalandıran şımarık bir kızdı hatta ağzına vurasım geldi!

Görsel sonucu

Ama böyle bir çift yok! Tek kelimeyle bayıldım uyumlarına. Kızın kendini ağırdan satmasıyla çocuğun girişkenliği mükemmel bir çift yaratmış. İzlemelere doyamadım.

İlgili resim

Dizinin konusu klasik aslında: kendini beğenmiş çocukla mütevazi kızın aşkı. Ama bu aşkı tetikleyen bir sözleşme var ortada. Hah işte tam bu konu bana direk ama direk 2015 web dramalarından Noble,My Love'ı anımsattı. O diziyi de çook severek izlemiştim. Orda da zengin ve kibirli çocuk masum veteriner kızla sözleşme imzalayarak çıkmaya başlayıp sonra aşık oluyordu. İkisini de izleyenlerin benzeteceğinden eminim.

noble my love ile ilgili görsel sonucu
Noble, My Love
---------------------------------------------->









Dizide görebileceğiniz şeyler:

Bir adet sempatik Lee Jae In
İlgili resim

Bolca romantizm

Dozunda gözyaşı
İlgili resim

Yüzünüzü güldürecek anlar
Görsel sonucu

Öpüşme sahneleri (hepsi de birbirinden güzel)
İlgili resim

Ve hepsinden önemlisi, tam içinize sinecek şekilde, iç çektiren cinsten mutlu bir son. 

Ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar gibisinden...


Ortalama 30 dklık 16 bölümden oluşan bu diziyi hafta sonu 2 günde yalayıp yuttum. Yani ben bu diziyi çok sevdim. Lee Jae In'i de^^

Dizinin 2003'de Kang Dong Won'la çekilmiş orjinali varmış. Çok şaşırdım. Diziyi o kadar sevdim ki, izlenecekler listem azıcık eridiği zaman hemen 2003 versiyonunu izleyeceğim. Eski dizileri sevmememe rağmen^^