''If you want the rainbow, you have to deal with the rain''
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

30 Nisan 2015 Perşembe

Haftanın Şarkısı / Son of the Week (21)

Bu hafta çoook yoğun bir haftaydı. Bir ev kuşu nasıl yoğun olabilir diyebilirsiniz, ama oluyor öyle şeyler işte.

Yazı yazamamış olabilirim ama şarkılar şirketten =)

Daha önce Super Junior şarkısı koymuştum buraya ama ne yapayım seviyorum kerataları. Ayrıca bu şarkı en sevdiklerimden. Ayrıca da klip şahane =)

Buyruuuuunnn efendim Super Junior ve Mamacita <3 <3 <3


23 Nisan 2015 Perşembe

Haftanın Şarkısı / Song of the Week (20)

Bugün 23 Nisan canlar!

Bu konuyla ilgili uzuuun uzun bir post yazmak istemiyorum zira ülkemizin son yıllardaki hali canımı çok acıtıyor.

Büyük bir Atatürkçü ve Cumhuriyetçi olarak Atamızın tüm dünya çocuklarına hediye ettiği Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı herkes için kutlu olsun. Umuyorum ki gelecekte daha huzurlu, refah içerisinde bu bayramları kutlayabiliriz. 

Neyse efendim, bu günün anlam ve önemine uygun neşe dolu bir şarkı paylaşmak isterdim ki malesef ruhum el vermiyor. Hem melankolik kişiliğim hem de bu bayramları içimiz buruk kutlayışımız sebebiyle içimden gelmiyor. 

Ben de son yorum yazdığım mükemmel dizi Heart to Heart a kapıyı açarak soundtrackten bir şarkı paylaşıyorum.

Umarım zevkle ve ülkemizin içerisinde bulunduğu bu bataklığı duyarlılıkla düşünerek dinlersiniz.


22 Nisan 2015 Çarşamba

İzledim: Heart to Heart

Her izledim postunda aynı şeyi söylemekten sıkıldım ama bu aralar gerçekten çok şanslıyım. Üst üste inanılmaz güzel diziler izliyorum ve bu hevesi Kore dizilerini izlemeye başladığım ilk zamanlardan beri yaşamamıştım. 

Son bebeğim Heart to Heart oldu.


Dizinin konusu şöyle: Cha Hong Do insan fobisi sebebiyle kılık değiştirmeden veya kafasına kask takmadan evden çıkamayan, yüzü kıpkırımızı olan bir zavallı kızdır. Bir gün kendisini beğenmiş psikolog Go Yi Seok ile yolları kesişir ve hayatı tamamen değişir.


Öncelikle Cha Hong Do yu canlandıran Choi Kang Hee ile başlamak istiyorum. Arkadaşlar bu kadın nerde oynarsa o güzel bi projedir bunu baştan söyleyeyim. Kendisi tam bir senaryo dahisi.

Burda dizi boyunca pırasa saçları, pespayelikten dökülen kıyafetleri ve kıpkırmızı suratıyla olabilecek en çirkin haliyle izliyoruz ki kendisi normalde de bir piremses değil ^^

Yine de insanın içine işleyen çok sevimli bir hali var.


Yaşlı rolü yapması ise kusursuz diyebilirim. Güzel bir şive, hareketler, yürüyüş... Çok iyiydi.


Go Yi Seok karakterini canlandıran Chun Jung Myung'a gelince sanırım kendisini daha önce hiç izlemedim. Dolayısıyla dizi başladığında büyük bir önyargım oldu ve o geniş suratını pek sevemedim ^^

Ama şeytan tüyü var vesselam. Nasıl tatlı bir adam, nasıl kendini sevdirdi ben de anlamadım. Bikaç bölüm geçtiğinde farketmeden yanaklarını ısırmak ister hale gelmiştim =)

Ayrıca o kendini beğenmiş adamın, sorunları olan bir kızı sevmesi ve onun için deli gibi uğraşması, ağlaması, yani tamamen değişmesi gerçekten kalplere dokunan bir şeydi. İzlemek çok hoşuma gitti.


Bir çift olarak baktığımda gerçekten tahmin edilemez bir uyumları vardı. Birlikte nasıl sempatik oldular anlatamam. 
Uzun uzun yazacak pek birşey yok bence çünkü izleyin de görün demek istiyorum ^^


Son olarak yakışıklı prens Jang Doo Soo'yu canlandıran Lee Jae Yoon'dan bahsetmek istiyorum. Daha önce ennn sevdiğim diizlerden olan Cruel City'de izlemiştim ama bura bi başka olmuş beahhh!

Resmen mükemmel erkek karakterini canlandırmış. Yakışıklı, güçlü, düşünceli, romantik... Tek eksiği tuttuğunu koparan birisi olmamasıydı ki öyle olsaydı başrol olurdu zaten, kızı kapardı kesin =)


Hiç mi eleştirim yok? Evet bir tane var!

Dizi boyunca aşkından ölen geberen, hasretinden prangalar eskiten, 'ohh yüzünü gördüm ya şimdi nefes alabilirim' diyen Jang Doo Soo; dizi boyunca peşinden koşan, resmen 'ufaklık' denilebilecek Go Se Ro'ya dizi sonunda aşık oldu. Tamam kız çok iyi kalpli falan da sen daha 2 gün önce köpek gibi aşıktın ya be aslanım.

Burda mükemmel oğlanın seçilmemesine üzülen seyirciyi kandırma amaçlı uydurulmuş zorlama bir mutlu son gördüm malesef. Tamam mutsuz olsun istemezdim ama kalbinin birden değişmesi de hayal kırıklığı yarattı.


Bence kukiler bu diziye mutlaka bir şans verin. Son zamanların popüler 'psikoloji' temasında takılıyo gibi görünse de tamamen öyle sayılmaz. Ayrıca ben daha izlemekten pişman olduğum bir tvN dizisi görmedim. Cidden iyi diziler yapıyolar.

Kendinize iyi bakın ^^

21 Nisan 2015 Salı

İzledim: One Sunny Day


Beni azcık takip edenler So Ji Sub'un hayatımın aşkı, muhteşem 3'lü mün kare ası, voltranımın ilk parçası olduğunu çok iyi bilirler.

Adamakıllı bir dizi çekmemesi yüreğimi acıtsa da şimdilik bu mini diziyle idare etmek zorundayım.

Mini dediysem gerçekten mini minnacık. 12-13 dakkalık 10 bölüm. Hepsi bu =(


Ağır aşk acısı çeken esas oğlan iş için gittiği Jeju'da kaldığı pansiyonda bir kızla tanışır ve gittikçe birbirlerine alışırlar.


Başrolde malum aşkitom var. Ama açıkçası arkadaşlar şikayetçiyim. O kadar sessiz ve durgun bi karakterdi ki, dizi boyunca 10 cümle konuşmamıştır desem yeridir. Ne sesini duyduk ne de adamakıllı bir mimik gördük.
Hiç tatmin olmadım!


Esas kızımız ise The Heirs'ta cadalozlar kraliçesini canlandıran Kim Ji Won. AÇıkçası çok sıcak canlı ve sevimli bir kızdı. Burda çook sevdim.

Dizide beni çok ama çok mutlu eden bir güzel sürpriz de CNBLUE üyesi Lee Jong Hyun'un sevimli bir sahnesi vardı. Onu görünce yüzümü kocaman bir gülümseme kapladı =)


Neticede So Ji Sub hasretimi gidermeme yetmese de azzzzcık teselli oldu. Hala kocaman bir yapım bekliyorum.

Ama çok durgun, yavaş, olaysız bir dizi bu. Dolayısıyla JiSub hayranı olmayan kimse boşuna izlemesin bence. Çok sıkılır malesef =( Tabi ben adamın ağzının içine baktığım için sıkılmaya dair tek bir belirti göstermedim =)

Neyse efendim. Yeni bir dizi yorumunun daha sonuna geldik ^^
Kendinize iyi bakın kukiler^^

20 Nisan 2015 Pazartesi

Allah Çirkin Şansı Versin Be Güzelim

Kore televizyonunun birbirinden yakışıklı adamlar ve fıstık gibi kızlarla dolu olduğu hepimizin malumu.

Adamlarla ilgili çok leziz fikirlerim olsa da bugün kadınlarla ilgili birkaç bişey yazmak istedim.

İzlediğim dizi sayısı gerçekten de çok. Bu diziler içinde iki tane aktris gözüme çarpıyor ki 'rabbim çirkin şansı vermiş' demeden geçemiyorum. En yakışıklı, en karizmatik kim varsa Kore'de onlarla partner olmuşlar.

Yani onlara da direk çirkin dersem haksızlık etmiş olurum. Teşbihte hata olmasın lütfen. Ama diğerleriyle karşılaştırılınca daha 'az güzel' oldukları kesin.
Kimden mi bahsediyorum?

Ha Ji Won ve Gong Hyo Jin!


Bu arada söylemeliyim burda kesinlike çirkin fotoğraflarını koymamaya çalışıyorum. Demeyin nesi çirkin bu kızların diye. Daha az güzel dedim ya ^^

Ha Ji Won'la başlayalım. 
En eski dizilerinden olan birisinde SO JI SUB ve Jo In Sung var! Zaten bi oha! ile başladık dimi =)


Secret Garden'da Hyun Bin'le coştuk malumunuz.


The Kin 2 Hearts da Lee Seung Gi tatlışımla oynadı.


Son olarak da Empress Ki de Ha Ji Won'la gününü gün etti^^


Haksız mıyım arkadaşlar? Bu arada Empress Ki'yi izlemedim sadece. Diğerlerinin hepsini izledim ve Ha Ji Won'u kıskanmamak elde değil söylemem lazım =) Yani So Ji Sub, Hyun Bin, Jo In Sung ve Ha Ji Won... Bunlar benim gözüme batanlar bir de sadece. Daha ne olsun...

Neyse efendim Gong Hyo Jin ile devam ediyorum.

Öncelikle Biscuit Teacher and Star Candy (ki çoğu kişi izlememiştir ama çogzel bi dizi) Gong Yoo ile oynadı şanslı bayan.


Sonra Pasta var. Şebb Şebb diye dolanıyodu Lee Sun Kyun'un peşinden hatırlarsanız ^^ (ayrıca burda bi yan rolde No Min Woo'da var ki çoook severim, ona da dikkatinizi çekmek isterim)

The Greatest Love ve muhteşem 3lümden Cha Seung Won <3


Sonra enn sevdiğim dizilerden birisi olan Master's Sun ve So Ji Sub var. (yaa en sevdiğim adamla ikisi de oynamış olmak zorunda mı, dalga geçiyolar resmen)


Sonra yakın zamanın şaheserlerinden It's Okay That's Love tabiki. Allah'ım mükemmeldi!


Ayrıca yakın zamanda Producer isimli dizide Kim Soo Hyun ile oynayacak.

Haa bu arada filmlerden falan hiç bahsetmedim farkındaysanız =)

Neyse efendim durum böyle.
Yani dediğim gibi bu kadınlara çirkin dersem günah! Ama cazibeleri oldukça aşağıda kalıyor. 
Herşeye rağmen bir itirafta bulunmalıyım. Gong Hyo Jin ennn sevdiğim aktristir benim =) 

Çok şanslı görünmüyorlar mı?  Yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım. Bu kadınlar şanslı değil bence, çalışkan! Hak etmişler. Zira bu kadınların oyunculuğu muazzam! Çoook doğallar. Çok başarılılar.

Sonuç olarak kendi kendimi ezerek şunu söylemek istiyorum. Arkadaşlar neymiş, fıstık gibi olmak herşey değilmiş =) Daha az güzel olup şahane bir oyunculukla Kore'nin en taş erkekleriyle aynı dizide oynamak başarılabilinirmiş =)
Ayrıca da bu kadınlar çoook çekiciler bence. İyi ki de onlar oynamış be =)

Buraya kadar okuduysanız postumun başlığının çok da düşüncelerimi yansıtmadığına, bu postun eğlence amaçlı yazıldığına, çirkinliğe pek de inanmadığıma şahit olmuşsunuzdur.
Okuduğunuz için teşekkürler, kendinize iyi bakın ^^


16 Nisan 2015 Perşembe

Haftanın Şarkısı / Song of the Week (19)

Bu haftanın şarkısı için 'play tuşuna basın, şarkı çalarken keyfinize bakın, istediğinizi yapın' diyemeyeceğim.

Arkadaşlar, play tuşuna basın ve gözünüzü ayırmadan klibin tamamını izleyin!

Bu şarkıyı klibini izlemeden radyoda falan duysaydım bu kadar sever miydim bilmiyorum açıkçası.

Klibi izlerken bir Broadway müzikali izlermiş gibi hissedeceksiniz kendinizi. Çok güzel, gerçekten çok güzel.

Efendim TVXQ-Something.


Ayrıca şunu da söylemeliyim, eski 5 kişilik TVXQ grubunu hiç ama hiç sevmezdim. Şimdiki duo da JYJ de kat be kat daha iyi bence =) 

Ohhh. İyiki de ayrılmışlar, çok da güzel olmuş =)

15 Nisan 2015 Çarşamba

Bitse de İzlesem Yahu

Çoook hayran olduğum bi Kore grubu malesef yok. Umutsuzca bir fangirl olacağım günleri bekliyorum. Ama sevdiğim pek çok grup var. 
Bu gruplardan birisi Türkiye'de bi hayli fangirli bulunan EXO. Cıstak cıstak şarkılarını sevmesem de kanımca en iyi danseden, şov yapan gruplardan birisi. Grup üyelerinin pek çoğu epey yakışıklı ^^ (Malesef çoğu bayaa bebe) Ayırca da çok sayıda kulağıma güzel gelen şarkıları var.


Neyse efendim velhasıl kelam, grup şahane bir web dizisi çıkarmış. 2. bölümü gelmiiiş de geçmiş bile. Resmen heyecanlandım, bitmeden izlemeyi bile düşündüm ama yoooook =)


Dizinin konusu şöyle: Ji Yeon Hee oturduğu yerdeki yan komşusunun ünlü grup Exo olduğunu öğrenir (kızdaki şansa bak) ve grup üyeleriyle arasındaki ilişki başlar.

Anladığım kadarıyla dizi esas olarak Chanyeol'ün etrafında dönüyor. 
Ben hala grup üyelerini birbirine karıştırdığım için derdinizden anladım, çeken bilir. Kimdi lan Chanyeol diyenlere şuydu efendim:


Tamam diziyi çok merak ediyorum ama açıkçası azcık hayal kırıklığına uğradım. Ben şahsen Kai, Sehun ve Baekhyun sevişgeniyim. Onlar kimdi la diyene sırasıyla :


Herşeye rağmen sabırsızlıkla bekliyorum. Bi de dizi içinde sahne provalarını, dans çalışmalarını falan gösterseler tadından yenmez kanımca =)

14 Nisan 2015 Salı

Bepanthol ile Dikili Ağacınız Olsun

Öncelikle postun adına bir baktım da sanki reklam amaçlı gibi olmuş =) Ama yok öyle bişey yani tamamen kendim yazıyorum bunu.

Kuuuupkuru cildimden sık sık şikayet ettiğimi hepiniz biliyorsunuz artık. Akşam cilt rutinim dışında gün içerisinde cildimi kuru hissettikçe sık sık (4-5 kere) kullandığım yegane krem yıllardır Bepanthol. 

Çok çabuk emilip cildi nemlendirdiği gibi çok hoş bir ferahlık da veriyor.

Eczaneden en sık aldığım ürünlerden birisi. Özellikle 100g lık büyük boyu daha ekonomik olduğu için bittikçe 1-2 ayda bir alıp başucuma yerleştiririm.

Geçenlerde eczaneye yine 100g lık almaya gittiğimde bir de 30g lık standart boyunu alıp çantama atmayı düşündüm. 

Kasada ödeme yaparken öğrendim ki Bayer, Bepanthol'ün hemen her çeşidine, ayrıca da kendi bünyesindeki birkaç ürüne daha şahane bir kampanya yapmış. Seçili ürünlerden aldığınızda barkodu alıp ücretin belirli bir yüzdesini ağaç dikmek için bağışlıyorlarmış. Eczacı adımı bile aldı =)

Nereye dikiyorlar dediğimde Balıkesir'de bir orman yapılıyor denilince daha da mutlu oldum. Şans eseri ben de Balıkesirli'yim =) 

Hemen iki tane kremi kapıp adımı yazdırdım. Bir gün orman var olduğunda bir yerlerde adım yazacak herhalde =)

Doğal hayat-kaynaklar, vahşi yaşam, ve hayvanlar benim en hassas olduğum konular olduğundan böyle fırsatları değerlendirmeyi çok seviyorum. Daha önceden de TEMA vasıtasıyla birkaç ağaç diktirmiştim ama bu dünyanın geleceğini mahveden ve onu ayakta tutmak zorunda olan tek canlı -insanlar- olarak daha duyarlı olmalı ve fırsat buldukça daha daha çok ağaç dikilmesine kaynak olmalıyız diye düşünüyorum.



Kampana sanırım bu ayın 30'una kadar devam edecek. Ben bitmeden gidip birkaç ürün daha alarak en azından depolamak istiyorum =) Umarım siz de eğer ki kullanıyorsanız bu zaman içerisinde kreminizi alıp dünyamıza büyük bir fayda sağlarsınız.

13 Nisan 2015 Pazartesi

Love Forecast

Sevgili kukiler,
Bugün size Lee Seung Gi'nin adını okur okumaz uçar adımlarla izlediğim yepyeni bir filmden bahsedicem.
Normalde sevdiğim aktörlerin filmlerini yayın tarihinden ayar önce öğrenir ve heyecanla beklerdim. Bu filmden nasıl haberim olmadı cidden bilmiyorum çünkü Seung Gi'yi çook severim. Ayrıca da bildiğim kadarıyla tontişin ilk filmi bu.


Film 18 yıldır çok yakın arkadaş olan Kang Joon Soo ve Kim Hyun Woo'nun arasındaki ilişkinin gelişmesini anlatıyor.


Filme sırf Lee Seung Gi var diye başladım, onun gül yüzü hatrına da ittire ittire bitirdim.
Üzülerek söylüyorum ki çok sıkıcı bir filmdi. Hikayenin yavaşş yavaş, insanı bezdirerek ilerlemesinden de karakterlerden de çok sıkıldım. 


Caanım Lee Seung Gi, 18 yıl boyunca aynı kızın peşinde koşmuş, peşinde koşmakla kalmayıp resmen kölesi olmuş, ezik, pısırık bir karakteri canlandırmış. Tamam adam katili bile oynasa tatlı olur, nurda da tatlı ama cidden canımdan bezdirdi karakteri beni. 'Olum eli yüzü düzgün, işinde gücünde sağlıklı adamsın, git kendine doğru düzgün bi kız bul. Amma koştun peşinden kedi gibi' diye bağırasım geldi ekrana!

Çok ama çok gıcık oldum anlayacağınız.


Kim Hyun Woo rolünde ise Moon Chae Won vardı. Good Doctor veya The Innocent Man'den tanırsınız. Açıkçası o dizilerde çok sevmiştim o yüzden onun varlığı da heveslendirdi beni bu film için.
Ama aman yarebbim!
Hyun Woo da ne illet, ne kendini beğenmiş, huysuz, insan kullanmayı seven, gıcık bi karakterdi anlatamam size! Yani bi insanın tek güzel yanı mı olmaz. Bence yoktu. Baştan sona sinir oldum hatta film mutlu sonla bitmesin istedim.

Malum bence Kang Joo Soon kesinlikle Kim Hyun Woo'dan zibilyon kat iyilerine layıktı. Ama gerçi o da o kadar salak ki 'sana müstahak be adam' desek yeridir.


Bence filmin enn güzel sahnesi birlikte dansettikleri sahneydi. Hatta o sahnede yüzüme aptal ötesi bi gülümseme yayıldı ve Lee Seung Gi'ye BA-YIL-DIM! Adamı neden sevdiğimi hatırlamış oldum =) 

Filmi izlemeyecekseniz de o sahneyi bulun ve izleyin derim =)


Ayrıca gariptir ama filmin sonu da gayet güzeldi. Yani malum Koreli senaristlerin aklından ne geçiyor bir türlü anlayamıyoruz. Son yazma konusunda pek bi kafaları karışık =) 

Neyse efendim, uzun lafın kısası Lee Seung Gi için herşeye varım diyenlerdenseniz ben sizi tutmayayım. Ama güzel bir romantik komedi arayışındaysanız koşar adımlarla uzaklaşın derim =)

Kendinize iyi bakın kukiler, öptüm ^^

11 Nisan 2015 Cumartesi

Yeni Bir Kore Uyarlaması: Senden Bana Kalan

Bir Kore takipçisi olup da A Millionaire's First Love filmini izlemeyeniz yoktur sanırım???


17 Nisan'da bu filmin Türk uyarlaması olarak Senden Bana Kalan isimli filmi izleyeceğiz.

Hyun Bin'in en önemli filmlerinden birisi. Sevimli ama şımarık zengin bir genç rolünde gamzelerin efendisi. Hem hatırlatma olsun hem de bilmeyene izlemek için gaz versin =)

Hyun Bin'in rolünü Sana Bir Sır Vereceğim dizisinden tanıdığımız Ekin Koç oynuyor.


Fantastik yapımları sevdiğim ve ilk defa bir Türk fantastik diziye rastladığım için Sana Bir Sır Vereceğim'i izlemiş ve çok beğenmiştim. Şimdilik Ekin Koç'a güvenim tam =)

Lee Yeon Hee'nin rolünü ise Neslihan Atagül canlandırmış.


Neslihan Atagül'ü önceden hiç izlemedim, malesef yorum yapamıyorum.

Dizinin fragmanını izlediğim kadarıyla çok yakın sahneler barındırıyor ama benim hoşuma gitti ve heyecanlandım =) 

Zaten Kore'den bir uyarlama yapıldığında ya birebir olmasından hoşlanıyorum yada hiç yapmasınlar. Konuyu, karakterleri alıp, orjinal halini ok beğenmemişçesine değiştirerek kullanmalarından hoşlanmıyorum pek.

Size de fragmanını koyuyorum ki bir göz atın =)


Ben şahsen 17 Nisan'ı sabırsızlıkla bekliyorum. Mutlaka izleyip kafamda bir karşılaştırma yapıcam =) Sonra belki size de anlatırım, ne dersiniz? =))



10 Nisan 2015 Cuma

Haftanın Şarkısı / Song of the Week (18)

Dün uzun bir post hazırlayınca haftanın şarkısını göndermeyi unutmuşum =(

Dizi yorumuna istinaden Hyde Jekyll Me dizisinin soundtrackini paylaşıyorum bugün.

Because of you...


9 Nisan 2015 Perşembe

İzledim: Hyde, Jekyll, Me

Son zamanlarda nasıl bu kadar şanslıyım ben de bilemiyorum. Art arda 3 tane mükemmel dizi izledim ve kendimce Voltran'ı tamamladım =)

Kill Me Heal Me, ardından Healer ve en son olarak bu. Açıkça konuşmam gerekirse Kore dizisi izlemeye ilk başladığım zamanlardan beri üstüste bikaç diziyi böyle büyük zevkle izlediğim olmamıştı. 
Mutluyum <3
Böyle şeylerle de mutlu olan bi şebeleğim işte =)

hyde jekyll me korean ile ilgili görsel sonucu

Diziyi izlemeden ufak bir endişelenmiştim. Kill Me Heal Me gibi bir efsaneyle aynı anda ekranlarda olduğu için aynı anda izleyenlerden bir sürü eleştiri duydum. Ben dizilerin bitmesini bekleyip bir solukta izlediğmden aynı anda 2 dizi izleme durumum yok ve hepsini ayrı bir zevkle izliyorum. Ve açıkça söylüyorum ki bu diziyi de çok ama çok sevdim. Kill Me Heal Me ile kıyaslamadım, kıyaslayamadım. Eleştirim hiç mi yok? Elbet var. Onları da aşağıda okursunuz inşallah =)


Benlik ikileşmesi yaşayan Gu Seo Jin bir eğlence merkezi yönetmektedir. O eğlence merkezinin içerisinde yer alan sirkin başında ise Jang Ha Na vardır. Ha Na'nın sirki yok olmaktan kurtarmaya çalışırken Seo Jin ile ve diğer benlikleriyle arasında oluşan ilişkiyi ve onu geçmişinden kurtararak iyileştirmesini izliyoruz bu dizide. 
(vuhuu çok uzun bi cümle oldu ^^)


hyde jekyll me korean robin ile ilgili görsel sonucu

Allahım!!! Hyun Bin'i nasılll özlemişim. O foseptik çukuru derinliğindeki gamzelerini görmeden nasıl bunca zaman yaşamışım bilemiyorum. Dürüstçe söylemeliyim ki bence yakışıklılık abidesi değil, ama kalbimi eriten bir adam!

Oyunculuğu her zamanki gibi parladı. Secret Garden'daki sevimli karakterini burdaki Robin (ikinci benlik) azcık andırsa da açıkçası kocaman gülümsemesine doyamadım ve daha çok görmek istedim. Favorim Robin oldu bu dizide =)

Yine de soğuk, suratsız, bencil Seo Jin'e bile bayıldım =)

Hyun Bin bana yetmedi, acilen bir dizi daha çekmeli!

İlgili resim

Jang Ha Na rolündeki Han Ji Min'e de bayıldım. Gerçekten çok tatlı, doğal, su gibi bir kadın. Kadın oyuncularla ilgili uzuuun uzun methiyeler dizemediğimi farketmişsinizdir =) Beğendim yani cidden bu kadını =)


Çift olarak yine yıkıldılar. Kimya hat safhadaydı. Zaten çekim sırasında da ikilinin çok samimi olduğu heryerde yazmıştı. Bunu bayaa bayaa hissettirdiler bence =)


Şimdi de gelelim dizinin sürprizine!!


Boyuna posuna, sesine, endamına hayran olduğum; başta I Need Romance olmak üzere her yerde ağzımdan sular akarak izlediğim Sung Joon burda kötü adamdı! Son ana kadar yok olmaz dedim yakıştıramadım, yediremedim =) Zaten son bölümlere doğru hatasını anladı, düzeldi, iyi oldu ki spoiler ın babasını vermiş oldum şu an size =) Çok geç, üzgünüm =)

hyde jekyll me korean ile ilgili görsel sonucu

Gelelim diziyle ilgili eleştirime. 15 bölüm boyunca Seo Jin'in hastalığına sebep olan ve geçmişinden gelen bir sorunla, kötü adamla uğraşıldı ve klasik bir dizi vardı ortada, gayet güzeldi her şey. Sonra 15. bölüm resmen bir finaldi bence. Bikaç bölüm olaylar çözümlenirken araya Seo Jin'in iyileşmesini de yedirmeleri gerekiyordu ama yapmamışlar. 15. bölümde kötüler bitti, olaylar çözüldü, dizinin bitmesi gerekiyordu ama iyileşmeyen Seo Jin yüzünden bitmedi.


Sonraki 5 bölümde ise sanki konu bitmiş de ittirerek diziyi devam ettiriyorlarmış görüntüsü vardı. Tamamen psikolojik çatışma, Seo Jin ve Robin'in birbiriyle savaşı üzerine hiç bir olay olmayan 5 bölüm izledik. Açıkçası ben olaysız duygusal-drama devam eden hikayeleri sevdiğimden bu bölümleri sevdim. İki benliğin varlığını sürdürme ve kızı elde etme çabası bence gayet güzel işlenmişti.

Ama eminim ki bu dizinin çok eleştirilmesi ve daha az beğenilmesinin ana sebeplerinden birisi budur.  

Ayrıca son da biraz garipti. Yani kızın sevdiği benliğin yok oluşunu ve sonrasında Seo Jin'le birleşmiş olduğunu anında kabullenip, acısının birden yok olması ve kendisini Seo Jin'in kollarına atması garipti. (ağır spoiler geldi) Tamam mutlu son istiyorum ama böyle hızlı geçmemeliler, bize mutlu sonu gösteren 3 dk değil 15-20 dk ayırmalılar bence. Olayların hızını sindiremedim, mutlu oldukları sahneyi de daha uzun izlemek istedim. Kore'li senaristler hepimizin bildiği gibi son yazma konusunda cidden beceriksiz =) 

Bu dizinin sonunda da yine Kil Me Heal Me'deki şeyi yaşadım, alt benlik olan Robin yok olurken sümküre sümküre ağladım =) 



(kukiler dizi boyunca Hyun Bin bunun gibi çiçekli pantolonlarda dolanıyor ev sahnelerinde, hazırlıklı olun^^)

Kill Me Heal Me'yi izlemeyeni dövüyolar biliyorum ama bu da bence kesinlikle izlenmeli! Herşeyi bir yana bırakın Hyun Bin'in gül yüzü hatrına izlenir. Cidden ama cidden Hyun Bin'in yüzünü görmeyi, mimiklerini, gülümsemesini (gamzeler!) çok özlemişim. Mutlu oldum =)